|
|
|
|
|
|
||
|
|
|
|
|
|
- II - |
Ancak yine de tam anlamıyla mutlu değildi Gustav. Çünkü -tutku sahibi her insan gibi- onun da sık sık aklına takılan, çözemediği ve kaçamadığı bir saplantısı vardı; bir parçanın eksik olduğu düşüncesi. Bu eksikliğin nerede olduğunu bir türlü bulamıyordu. Evi, odaları, küçük eşyaları, hayatını düşündü, eksiklerini aradı; fakat hepsi tamdı. Bu eksiklik, hayatının orta yerine çöreklenmiş boşluk git gide daha da büyüyor, git gide daha da rahatsız ediyordu Gustav'ı. |
Büyük uğraşlarla sağladığı düzen yavaş yavaş bozuluyordu ve Gustav ayağı kırılan masayı, eksilen bardakları umursamıyordu bile. Çaresizce, tüm hayatını dolduran eksikliğin kaynağını bulmaya, bir an önce bilmeceyi çözecek bu çıldırtıcı parçayı yerine koymaya çalışıyordu. Tam bir mutluluk için eksiksiz bir hayatı olması gerektiğini biliyordu Gustav. Ve kendi kendine vaat ettiği bu mutluluğu hak ettiğine inaniyordu. |
Üstesinden gelemediği, nasıl çözeceğini bilemediği bu bilmece, gecesini gündüzünü doldurmaya başlamıştı. Gündüzleri düşünüyor, gecelerı uyumuyor, yine düşünüyordu. Gustav, tamamen uykusuz geçen günlerin sonunda, ister istemez uykuya yenik düstü. |
Sayfa 3 |
|
LE FastCounter |