Metallica, Re-Load ile yeniden yükledikten sonra Garage Inc. ile geri döndü. Baterist Lars Ulrich'in kurucusu olduğu heavy-metal grubu Metallica'nın 8. albümü geçtiğimiz yılın son ayında piyasaya sürüldü. Kill'Em All, Ride The Lighting, Master Of Puppets, And Justice For All, Metallica, Load, Re-Load adlı albümlerinden sonra şimdi re Garage Inc. steryo teypleri zorluyor.
Bu albümün diğerlerinden farkı 2 CD ya da kasetten oluşan bir cover albüm olması. Metallica, Nick Cave, Thin Lizzy, Lynyrd Skynyrd, Motörhead gibi kendi favorisi olan grupların şarkılarını bambaşka bir şekilde tekrar yorumlamış ve ortaya 27 parçadan oluşan kayıt kalitesi yüksek bir albüm çıkmış. Lars Garage Inc. için "Benim düşünceme göre müzik tarihi müzikseverler tarafından araştırılmalıdır. Ancak bu şekilde insanlar kendilerini yenileyebilir ve yapılanı takdir edebilirler. Bence Garage Inc. insanlara bizi etkileyen ve müzikal açıdan ilham vereni gösterecek." diyor. 17 yıldır heavy-metalin tartışmasız lideri olan grup, aslında alçakgönüllü denilebilecek 4 adamın gitar, ritim, ses ve muhteşem müzikleriyle hala seviliyor. Farklı geçmiş, kültür ve yaşa sahip insanlar tarafından hala dinleniyor.
Metallica'nın müziğinin uzun zamandır dinleniyor olması James Hetfiel'ın güçlü vokaline, sürükleyici gitar ve sıkı davul saunduna bağlanabilir. Grubun bas gitarını konuşturan Jason Newsted, '81 yılında karşilaşip Metallica'yı kuran ve daha sonra iki kardeş gibi yakın olan birbirinin biraz tersi kişiliklere sahip Lars ve James için şöyle diyor:"Lars işadamıdır. Kendi burnunun dikine gitmek için diretir. James ise çok inatçıdır, derin bir düşünürdür. Her konuda son sözü o söyler. Esas oğlan odur."
Grubun hem gitarist hem de vokalisti James Hetfield uzun yıllar grubun öfkeli ve kızgın adamı olarak anıldı. Ancak onunla yapılan röportajlarda sarfettiği sözlerden espirili biri olduğu anlaşilıyor. Medeni durumuna gelince James 2 yıldır evli ve Coli adında bir bebeği var. Jason ve Kirk adlı diğer gitaristler boşanmış ancak kız arkadaşları varmış. Lars ise eşini çok seviyormuş.
Load adlı 6. albümleri müzikseverlere ulaştığında Metallica hakkında bir çok dedikodu ortaya çıkmıştı. Hayranları Metallica'nın tarzını değiştirdiğini soft takıldıklarını ileri sürerek onları lanetlemişlerdi. Böyle düşünenler ya Metallica'yı hiç sevmemiş yada onların müzikteki felsefelerini anlayamamış birkaç kişidir herhalde.
Metallica kendileri hakkında atıp tutanlara karşi sadece içlerinden gelen müziği yaptıklarını, değişik tarzları bir arada kullandıklarını, bunun onları mutlu ettiğini ve iyi hissettiklerini söylüyorlar. Yaptıkları müziği beğenmeyenler dinlemeyebilir; ama albüm satışlarının milyonları aşmış olması onların müziğini duymak isteyenlerin sayısının hiç de az olmadığını gösteriyor.
Birkaç yıl önce müziğin Oscar'ı sayılabilecek Grammy ödülünü de kapan grubun "Nothing else matters", "Unforgiven", "One" gibi hit olabilecek parçaları muhakkak yeni albümde de vardır. Yine de onlar kadar unutulmaz hitler olmasına "Metallica severler" karar verecektir. Metallica'nın müziği için şu 3 kelimeyi kullanmak hiç yanlış olmaz. Klasik, hit, kozmopolit. Nedenine gelince;
Klasik; çünkü eski albümleri su an dahi alici buluyor.
Hit; çünkü yaptiklari müzik ayni kulvarda kosanlar arasinda daima bir numara olmaya devam ediyor.
Kozmopolit; çünkü nefret, sevgi, hüzün, hayatin gerçek yüzü, aci gibi kavramlar, degisik sound ve enstrümanlarla kasetin ince bandina ya da CD'nin parlak yüzeyindeki çiziklere öylesine ahenkli yerlestirilmis.
Metallica söz ve müzikleri kendilerine ait şarkıları üretmekle kalmayıp, her albümün ardından yollara düşüyor. '93 yılındaki turnede İstanbul'da da bir konser veren grup bu yıl büyük bir organizasyonla Ankara'ya gelecekmiş.
Metallica'nın double albümü olan Garage Inc. bir kez dinlediğinizde melodisini unutamayacağınız parçalarla dolu. Bunlardan Turn The Page ve Whiskey In The Jar'a klip çekilmiş. Üretkenliğinin en üst düzeyini yaşayan grup 2000 yılına girmeden yeni bir albüm daha çıkaracakmış.
Sevenlerine dinlemek nasip olsun.¦

Türkiye'de Pop Müzik

Ülkemizde pop müzik, bati ülkelerinden çok daha farkli bir biçimde gelisti. '40'li yillarda Türk halk ve sanat müzigi disinda Türkçe sözlerle söylenen yabanci kaynakli tangolar, dans müzigi olarak dinleniyordu. '60'li yillarda dünyada hizla yayilan pop müzik ülkemizi de etkiledi. The Beatles dünya çapinda tanindigi yillarda Türkiye'de özgün müzik yerine yabanci sarkilara Türkçe sözler yazilarak müzik yapiliyordu. Sezen Cumhur Önal, dönemin söz yazarlarindandi. Zamanla yeni arayislar içine giren pop müzik sanatçilari geleneksel halk müziginden esinlenerek ilk ürünlerini vermeye basladilar. Fikret Kizilok, Cem Karaca, Alpay, Ajda, Üç Hürel ve Mogollar, dönemin önde gelenleriydi.
'70'lerin ünlü popülerleri ise Barış Manço, Erkin Koray, söz yazarı, besteci ve yorumcu Timur Selçuk'tu.
'80'lerde MFÖ, Yeni Türkü gibi gruplar adını duyurdu. Günümüzde ise Türk pop müziği denildiğinde ne anlaşildığı tartışılabilir. Türkiye'de popüler olarak nitelendirilebilecek tek tip bir müzik türü yok. Türk popuna, kişisel zevklerin farklılaşmasının getirdiği bir çok çeşitlilik hakim. Bir radyo ya da televizyon kanalını dinleyecek olursak çoğunluğun dinlediği popüler(?) müziğin melodilerini duyabiliriz.
Bu sayı için editörüm, Barış Manço'dan da bahsetmemi istedi. Ancak ben haftalardır yazılanlara benzer şeyler yazmak istemiyorum. Çünkü onun için söylenecek her şey söylendi o gittiğinden beri. Yine de hatırlatmadan geçemeyeceğim bir nokta var. O da Barış Manço'nun karizmatik bir insan ve dört dörtlük bir sanatçı olduğudur. Çatlamış dudağımda ne ses ne bir nefes.
Uzaklarda bir yerlerde türküler söyleniyor. Evet senden çok uzaklardayız ama sesin hala kulaklarımızda, türkülerin hala dilimizde ve sen kalbimizdesin.¦

*Bilgen Bayın, Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü II. sınıf öğrencisidir.