Yaş Profilleri alt başlıklarına ulaşmak için yandaki kutuyu kullanabilirsiniz |
Bu dönemde önemli gelişmeler gözlenir. Çocuğun vücudunu kullanma becerisi arttığı gibi, anlama, kavrama ve iletişim becerilerinde de büyük ilerlemeler görülür. 1 yaş civarında ilk bağımsız adımlar, ilk anlamlı sözcükler, ilk yaratıcı oyunlar ve kişiliğine ait önemli ipuçları sergilenir. Konuşmaya adım atmakla birlikte, hala söyleyebildiğinden daha fazlasını anlar. Nesnelerin yerini bilir ve gösterebilir, bedenin bölümlerinin adlarını bilir ve gelişen el becerisiyle kendi işlerinden bir bölümünü görmeye başlar.
Küçük objeleri işaret ve baş parmağıyla alabilir, inceleyebilir, birbirinin üstüne ya da içine koyabilir. İstediği veya tanıdığı bir objeyi gerçek yaşamda ya da kitapta size gösterebilir. Basit soruları anlamaya başlar.
Bu dönemde bebek, yürüyebilir ve ulaşabileceği nesneleri keşfetmeye çok büyük bir merakı vardır. Tüm duyulara yönelik öğrenme ve keşfetme deneyimleri yaşayabilmesi için, anne babasının sağlayacağı zengin ve güvenli ortamlara gereksim duyar. Bu dönemde oyuncağın önemi büyüktür. Hem el becerisi geliştirebileceği, parçalardan oluşmuş (logo gibi) oyuncaklar, hem de fiziksel yeteneklerini ve güven duygusunu geliştirecek büyük oyuncaklar (itip çekebileceği, üzerine binebileceği, sürükleyebileceği; panda, kocaman yumuşak bir köpek gibi) kendisine sunulmalıdır. Bu dönemde kendisini ayrı bir birey olarak algılamaya başlayan bebek, günlük yaşamda yakınlarının davranışlarını izleyip onları taklit ederek, sosyal davranış kalıplarını öğrenir. Bunlar, ev dışı etkinliklerle (otobüse, trene binme, arkadaş ziyaretleri gibi) zenginleştirilerek sunulursa farklı deneyimlerle yeni öğrenme fırsatları yaratılmış olur.
Bu dönemin en önemli özelliği; bebeğin tüm yaşamı boyunca kuracağı ilişkilerdeki güven ya da güvensizlik boyutunun temelinin atılmasıdır. Bu dönemde bebeğin psiko-sosyal alanda gerçekleştirmeye çalıştığı temel görevi, güvenmeyi öğrenmektir. Anne ile kurulan ilişkideki güven duygusu, gelecekte kurulacak kişilerarası ilişkilerin temelini oluşturur. Bu dönemde anne, dünyanın tamamıdır ve bebeğin gereksinimlerine zamanında yönelebilmesi, sıkıntılarını giderebilmesi, sözsüz dilini anlayabilmesi, anne ile bebek arasındaki anlayış ve güvenin temelini oluşturur. Ericson, ilk 1 yılda çocuğun, temel bağımlılık gereksinimleri karşılandığı koşulda, kişilik gelişiminin ikinci evresine hazır hissedeceğini vurgular.
* Bebeğinizin oynarken çoraplarını ayağından çıkarmasına öfkeli tepki vermeyin.
* Bebeğiniz otururken sevdiği bir oyuncağı gösterin ve ilgisini çekin. Oyuncağı ayağa kalkarak alması için onu cesaretlendirin. Yardıma gereksinim duyarsa bir elinizle ona destek olun. Aynı şeyi, oyuncağı yerde uzak bir noktaya bırakarak ve emekleyerek ulaşmasını destekleyerek tekrarlayın. Oyuncağa ulaştığında ödüllendirin (örn. alkışlayarak, kucaklayarak, okşayarak...).
* Bebeğinizi size doğru adım atması konusunda cesaretlendirin. Yürüyerek size geldiğinde ödüllendirin.
* Bir kaç basamak yukarı sevdiği bir oyuncağını koyup, emekleyerek merdiven çıkması için heveslendirin. Bunun bir oyun gibi ve kesinlikle sizin gözetiminiz altında yapılması yararlıdır.
* Oyuncakları arasında saplı ve itilebilen bir tane olmasında yarar vardır. Bunu önce siz iterek, bebeğinizin hareketinizi izlemesini sağlayın. Daha sonra bebeğinizin oyuncağı iterek, yürümesini destekleyin ve izleyin. Başardığında sevincinizi ifade edin.
* Bebeğinizle düz renk bir örtünün üzerine karşılıklı oturun. Dar ağızlı bir kavanoz ve değişik renk ve büyüklükte boncukları onun önüne koyun. Önce siz bir boncuğu alıp, kavanoza atın ve hareketinizi izlemesini sağlayın. Sonra onun yapmasını teşvik edin. Ne yapacağını anlaması için gerekiyorsa, boncuğu bebeğinizin eline ilk bir kaç kez siz verin. Başardığında ona güzel sözler söyleyin.
12–18 Aylar Arasında Bebeğin
Duydukları ve Söyledikleri:
İsmini bilir ve ismi söylendiğinde
hemen söyleyen kişiye döner. Konuşma
egzersizleri hızla devam eder; sesine
değişik ve biriyle konuşurmuşcasına
tonlamalar verir, inişli çıkışlı
ifadelerle durmadan konuşur. Günlük
konuşmalarda sık kullanılan sözcükleri
anladığını uygun tepkilerle
belirtir. Vücut diliyle desteklenen
basit sözleri ve emirleri anlar. Yetişkinlerin
çıkardığı ve ilgisini çeken
sesleri coşkuyla taklit eder. Günlük
yaşamında çokça kullandığı
nesneler (top, bebek, bardak, kaşık
gibi) istendiği zaman yetişkine
uzatabilir. Çok kullandığı bu
nesnelerin, işlevlerini ve isimlerini
bilir.
* Bebeğinizin söylediklerini dinleyin. Yeni ve değişik sözcükler öğrenmesini desteklemek için onunla bol bol konuşun ve şarkılar söyleyin.
* “Gezmeye gitmek”, “çorabını giydirmek”, “banyo yapmak” gibi, yapmakta olduğunuz işleri tanımlayın.
* “Teşekkür ederim” demesini öğretmek için, bu sözü sık sık kullanın.
Bu dönemde annesine ya da kendisiyle ilgilenen bir diğer yetişkine özel bir bağlılık geliştirmekte ve onsuz kaldığında üzüntü ve kaygı hissetmektedir. Birebir ilişkiye herşeyden çok ihtiyacı vardır ve yabancılardan korkmaya başlamıştır. Bu dönemde bebek, eşyaları ya da oyuncakları arasından birini, kendine rahatlatıcı obje olarak seçebilir ve gittiği heryere yanında götürmek isteyebilir.
Yardıma çok az gereksinim duyarak bardaktan suyunu içebilir. Yumuşak besinleri çiğner. Kaşığı ustaca tutar ama henüz kendi başına yemek yiyemez. Giydirilirken, ayağını kolunu uzatarak giydiren kişiye yardımcı olur. Nesneleri daha seyrek ağzına götürür. Salya akışı durur. Kendisine öğretildiğinde objeleri birbirinin içine, üstüne koyabilir. Kaşık ve bardak ikilisinden çok hoşlanır, kaşığı bardağın içinde şıngırdatmaktan neredeyse hiç bıkmaz. Ses çıkaran nesneler çok ilgisini çeker, sesleri ilgiyle dinler ve taklit etmeye çalışır. İstenildiğinde (hatta bazen kendiliğinden) oyuncağını yetişkine verir. Göz alanında saklanan oyuncakları hemen bulur. Tanıdığı yetişkinin kendisini görebileceği ve duyabileceği uzaklıkta olmayı tercih eder. Tanıdıklarına sevgiyle ve sevecen yaklaşır. “Güle güle” anlamında el sallamayı uygun durumlarda yapabilir (bunu çok severse yerli yersiz kullanabilir).
* Bebeğinizle karşılıklı yere oturun ve bacaklarınızı açın, topu yerden yuvarlayarak ona gönderin ve size geri göndermesini öğretin. Doğru yaptığında sözel olarak ödüllendirin.
* Ona sevgi gösterin ve onu da sevgi göstermeye yönlendirin. Hayvanları okşamayı, oyuncağını sevmeyi, anneyi öpmeyi, babayı kucaklamayı öğretin.
* Bebeğinizin mümkün olduğunca sosyal bir çevre içinde olmasına özen gösterin. Gezmeye giderken yanınıza almak ya da evde sizinleyken mama sandalyesini yemek masasının yanına getirmek, salonun ortasında oynamaya teşvik etmek, konuklarınız varken salon koltuklarında oturtmak gibi şeyler yapabilirsiniz.
* Bebeğiniz yabancılara karşı “korku” tepkisi geliştirebilir. Bu koşulda onu rahatsız edecek kadar zorlamayın ama mümkün olduğunca insanlarla birarada ve kısa süreli sizsiz (yanında tanıdığı bir yetişkin olmasına özen gösterin) kalması için fırsatlar yaratın. Yanından ayrılırken “hoşçakal” deyip öpün ve geri geldiğinizde ona sevgi gösterin.
12 aydan önceki dönemde bebeğin sözel olayan sesli ifadelerle iletişim kurduğunu düşünerek, bu döneme “dil öncesi dönem” diyebiliriz. 12 – 18 aylar arasında, karmaşık olayların tek sözcükle ifade edilmeye çalışıldığını görürüz; örneğin “su”, “su istiyorum” ya da “suyumu üstüme döktüm” ya da “suyla oynamak istiyorum” demek olabilir. Yetişkinlerin yapması gereken şey, çocuğun söylediklerini ayrıntıları dikkate alarak anlamlandırmaya çalışmaktır.
Dil gelişiminin şekli tüm çocuklar için aynıdır, ancak bol uyaran içeren bir çevre, çocuğun organik yapısı, zihinsel kapasitesi ve ebeveynlerin ilgisi ile, dil gelişiminin hızı ve öğrenme derecesi çocuktan çocuğa değişiklik gösterir. Başlarda gerçek sözcükler yerine sembollerin kullanılması doğaldır; örneğin “araba” yerine “düt”, “gezmek” yerine “atta” kullanılabilir. Önemli olan işitenin bu sembolün anlamını kavrayabilmesidir. Bu olduğu koşulda çocuk, anlaşılmış olmanın mutluluğu ve güvenini yaşar. Ancak bu noktada önemle vurgulamak istediğim bir şey var; eğer yetişkinler çocuğun sembollerini benimseyip onunla aynı dili konuşmak adına nesnelerin gerçek adlarını kullanmazlarsa, çocuğun sembollerin yerine gerçek sözcükleri kullanmaya başlaması gecikebilir. Önerim; anladığınızı belirtin ama gerçek sözcüğü kullanmaya özen gösterin!
Bu dönemde çocuk bazı basit emirleri anlayabilir, vücudunun parçalarının isimlerini bilir. Örneğin, “kulağını göster”, “bana oyuncağını ver”, “hayır”, gibi sözcükleri anlayıp, uygun davranışta bulunabilir.
Konuşmaya hazır oluş, çocuğun zihinsel ve fizyolojik olarak belli bir olgunluğa ulaşmasına bağlıdır. Genelde 12 – 18 aylar arasında çocuklar, konuşmaya yeterli olgunluğa ulaşabilirler. Konuşmaya başlamada yeter derecede hazır oluşun yanı sıra, uygun modeli taklit etme de çok önemli bir kriterdir. Hem sözcüklerin doğru telaffuz etmede hem de anlamlarının kavranmasında, yakınlarındaki yetişkinlerin desteği ve ilgisi çok gereklidir. Başlarda tek sözcüğün benzer durumların tümü için kullanılması doğaldır; örneğin “dede” sözcüğünü öğrenen çocuk, başlarda tüm erkeklere “dede” diyebilir. Bu zamanla, anlamları ayırdettikçe yerini zengin bir sözcük dağarcığına bırakacaktır.
* Ona kitap okuyup, hikayeler anlatın.
* Onunla bol bol konuşun. Yaptığınız işleri tanımlayın; “hadi giyinelim”, “gezmeye gidelim mi?”, “yemek vakti geldi”, “elmayı soyalım”, “kitabımızı alalım” gibi ...
* Sözcükleri gerçek anlamlarını kavrayabilmesi için, beden dilinizle destekleyerek sunun; örneğin “oyuncağını bana ver” dediğinizde elinizi ona uzatın.
* Sembollerini anladığınızı belirtin ve onu gerçek sözcükler kullanması için zorlamayın, ama siz gerçek sözcükler kullanın; örneğin “atta” dediğinde “evet canım gezmeye gideceğiz” diye karşılık verin.
* Ona şarkılar ve ninniler söyleyin.
* Sosyal yaşamda çok kullanılan “merhaba”, “hoşçakal”, “güle güle”, “teşekkür ederim” gibi sözcükleri uygun koşullarda ve sık sık kullanın.
* Sözel olarak ödüllendirin; örneğin “aferin”, “bravo”, “başardın”, “çok güzel” gibi sözcükleri kullanın.
* Hayal gücünü geliştirmek ve kavramsal düşüncelerinin düzene girmesine destek olmak amacıyla, ona kısa hikayeler okuyun. Resimleri büyük ve çoğunlukta olan kitaplar alın. Siz okurken, bebeğinizin resimleri görmesini sağlayın. Ses tonunuzu ilgisini çekecek şekilde ayarlayın ve okuduğunuz her sayfayı çevirmeden birlikte resimleri inceleyin, sorular sorun. Anne ve yavru hayvanların yer aldığı hikayeler çok ilgisini çekebilir. Bu kitaplardaki hayvanların seslerini çıkarark, bunları öğrenmesi için fırsat yaratın.
* Eline kurcalayabileceği, söküp takabileceği güvenli eşyalar verin. Mutfak eşyaları çok ilgisini çekebilir. Anne babası akşam yemeği hazırlığı için mutfaktayken, onların yanında olmayı ve eşyaları kurcalamayı çok cazip bulabilir. Mutfak çocuklar için zengin uyaranlarla dolu bir mekandır. Tehlikelerden koruyarak, mutfakta yanınızda olmasına özen gösterin.
* Yeni davranışlarını farkedin ve destekleyin.
Önerilen kaynaklar:
Hall, E., Lamb, M. & Perlmutter,
M. (1982). Child Psychology Today.
Random House
Mussen, P.H., Canger, J.J & Kagan J.
(1974). Child Development and
Personality. Harper
International Edition.
Yavuzer, Haluk (1997). Bedensel,
Zihinsel ve Sosyal Gelişimiyle Çocuğunuzun
İlk 6 Yılı.
Remzi Kitabevi: İstanbul.