|
MERHABA
İbrahim Baytak
MUHALEFET
Her parti seçimlerden önce bir program yapar ve bunu halka açıklar.
"Seçimleri kazanıp iktidar olursam bunları yapacağım" der. Acaba ülkemizde
vatandaş partilerin programına ve sözlerine bakarak, partiye, liderine,
programına, verdiği sözlere güvendiği, inandığı için mi oy veriyor?
Maalesef ülkemizde siyasi partilere, liderlere ve siyasetçilere vatandaş
güvenini kaybetti. Çünkü yıllardır hiç biri verdiği sözleri tutmadı. Bu
nedenle son seçimlerde partileri sandığa gömdü.
Yılların tecrübesi ile vatandaş inandı ki; önemli olan partilerin
programları, seçimlerde verdikleri sözler değil "İKTİDARA GELDİKLERİNDE
YAPTIKLARIDIR." Son seçimlerde seçmenlerin büyük kısmı, AKP nin
programına, verdiği sözlere bakarak değil, "yeniyim, denenmemişim" dediği
ve diğer partilere artık inancı, güveni kalmadığı için oy verdi. Seçim
yasası yüzünden AKP çok büyük çoğunlukla iktidar oldu.
Vatandaş şimdi bakacak. İşsizliği, pahalılığı, yoksulluğu, yolsuzluğu,
rüşveti önleyebilecek mi? Yolsuzluk yapanları, banka batıranları, Devleti
soyanları cezalandırabilecek mi? Parası olmasa bile hastalandığında tedavi
olabilecek mi? Sosyal adaleti sağlayacak mı? Dış borç batağından, IMF ye
ve yabancı ülkelere avuç açmaktan ülkeyi kurtaracak mı? Adaletsiz gelir
dağılımını düzeltebilecek mi? Suçluların cezalandırılması ve halkın hak
aramasını kolaylaştırmak için adalet reformunu gerçekleştirecek mi? Ülkede
demokrasi ve insan haklarını, sağlamak için Anayasa ve yasaları
değiştirecek mi? Hukuk devleti olmamızı sağlayacak mı?
Ne kadar büyük çoğunluğu olursa olsun demokrasi ile yönetilen bir ülkede
hiçbir iktidar her istediğini yapamaz. Herkes yürürlükteki yasa ve
kurallara uymak zorundadır. Parlamento çoğunluğu ile anayasa ve yasalarda
istediği değişiklikleri yapsa bile halk bu değişikliklerin kendi refahı
için, sorunlarının çözümü için olmadığını görüp inanırsa ülkede istikrar
bozulur, huzursuzluklar başlar. Üstelik anayasayı bile değiştirecek
çoğunluk ancak % 32 oyla sağlamışsa. Demokrasiler de yasa ve hukuk
kuralları azınlık haklarını da güvence altına almaktadır.
Muhalefet sadece parlamentoda olmaz. Esas muhalefet halkın muhalefetidir.
Demokrasilerde halk örgütlüdür. Halk Sendikalar, meslek odaları, sivil
toplum kuruluşlarında örgütlenmekte ortak çıkarları için mücadele
etmektedirler. Parlamentoda içinde ve dışındaki partilerden hiçbir tepki
gelmese bile halk kendi örgütleri ile muhalefeti yapar, taleplerini
iktidara duyurur. İktidar bu taleplere duyarsız kaldığı taktirde halkın
muhalefeti o kadar güçlenir.
Siyasi partiler ve onların temsilcileri yıllardır halka "DEMOKRASİ SADECE
4 VEYA 5 YILDA BİR OY ATMAKTIR." Demişlerdir. Sendikaların, meslek
örgütlerinin hak arama mücadelesi, üniversite gençliğinin taleplerini dile
getirmesi hep "YIKICI VE BÖLÜCÜ, DEVLETE KARŞI YAPILMIŞ HAREKETLER" olarak
gösterilmiştir. 12 eylül darbesinden sonra halka kabul ettirilen 1982
anayasası ile özgürlükler kısılmıştır. Bu anayasanın getirdiği siyasi
partiler ve seçim yasası sonucu halkın oylarının bir çoğu her seçimde boşa
gitmiştir. Sendika ve örgütlenme yasalarına getirilen yasaklarla
çalışanların hak araması hemen, hemen imkansız hale getirilmiş ülkedeki
gelir dağılımındaki uçurup arttıkça artmıştır.
Bu gün halkın, iktidara karşı muhalefetine hiçbir siyasi parti öncülük
yapmamaktadır. AKP sadece iktidarda değil sanki parlamentoda da tek
başınadır. CHP, diğer siyasi partiler iktidarın uygulamalarını engellemeye
sayısal çoğunluğu yetmemekte, parlamento dışında halkla birlikte
engellemeyi de becerememektedir. Böyle olunca hiçbir siyasi parti halka
umut vermemekte, AKP hiç de zorluk çekmeden dilediği yasaları çıkarmakta,
tüm istediklerini yapabilmektedir.
Eğer CHP veya diğer siyasi partiler halka umut veremezse ilk yapılacak
seçimde AKP dışındaki bütün partiler parlamento dışında kalacaklardır.
Bunun nedeni AKP nin çok başarılı olması değil diğer partilerin
beceriksizliği, halka hiçbir umut vermemesi olacaktır.
|
ismetbaytak@hotmail.com
ismetbaytak@kuzeyege.net
bergamaturkey@yahoo.com
kuzeyege@yaoo.com
|