Sık kullanılanlara ekle
  
   HABERLER
   POLİTİKA KAZANI
   RESMİ TELEFONLAR
  BİRAZ GÜLELİM
  İLETİŞİM
   
   
   
      LİNKLER
     Bergama
 
  
 

 

 

HERŞEYE GÜLÜNÜR MÜ?


Hukuk eğitimi almış bir kimse değilim. Fakat yaklaşık yirmi beş yıldır Brüksel Adliyesi´nde hem oturan (savcı ve hakimler), hem de ayakta (avukatlar) görev yapan saygın hukukçularla iç içe yaşıyorum. Yani alaylı deneyimim sayesinde şunu biliyorum ki Hukuk insanlar tarafından insanlar için yazılmış, içinde paylaşmakta olduğumuz toplum gibi çokkültürlü bir toplumda bir arada uyum ve barış içinde yaşamı düzenleyen kurallar manzumesidir.
Peki niçin bunu söyleme ihtiyacını hissettim birdenbire?
Çünkü her geçen gün büyüyen genel hoşnutsuzluğun dışında değilim. Kendi kendime sorular soruyorum. İnsanların kutsal inançlarını veya izzetinefsini yaralama cesaretini ve hakkını kendilerinde görenlerin ne gibi çıkarı olabilir? Gerçek, hayali veya uydurma "aşağılıklara" göre bu üstünlük duygusuna neden ihtiyaç duyulur?
Zira, bana göre, eskiden ve hâlâ temsil ettiği olumluluklara rağmen, kendini tüm dünyaya acımsızca dayatan globalleşme sürecinde, Avrupa iyiye gitmiyor. Para evrensel yegâne değer, zorbalık ta ona sahip olmanın tek yolu haline gelmiş durumda. Ve işte ırkçıları, yabancı düşmanlığını, Yahudi düşmanlığını, İslam düşmanlığını üreten de bu süreç… Bu kişiler herşeye karşılar, fakat paranın yanında!

Devirler değişiyor, fikirler değişmiyor. Dünün güçlüleri bize özgürlük adına (özellikle özel mülkiyet özgürlüğü) antikomünizmi veya antisiyonizmi dayatıyorlardı, bugün ise yine özgürlük adına (bu kez ifade özgürlüğü) antiislamiyeti dayatıyorlar. Batı islam ülkelerine demokrasi, çoğulculuk, ifade özgürlüğü, cinsiyet eşitliği, insan haklarına saygı, vb… silah zoruyla ihraç etmeyi deniyor.
Vay be! Güldürmeyin beni. Ben Türk kökenli, kemalist ve laik, Belçika okullarında Belçikalı öğretmenlerce eğitilmiş ve inançlı veya inançsız yazarların yazdığı kitapları okuyarak yetişmiş bir Belçikalı´yım. O halde Batı sistemini teröre başvurarak yıkmayı hayal eden bir köktendici müslüman değilim kesinlikle. Tam tersine!
Ben sadece, Belçikalı olsun veya olmasın, Belçika´da yaşayan müslümanların ezici bir çoğunluğunun geldikleri veya doğdukları bu ülkeye içtenlikle bağlı ve bu ülkede yaşayan her türlü inançtan gruplarıyla mükemmel bir ahenk için yaşamak istediklerini söylüyorum. Günümüzün çoğulcu yapıya sahip Belçika´sında, birbirimizi daha iyi tanımak, aceleci karmaşa ve genellemeleri bertaraf etmek ve böylece karşılıklı düşmanlık duygularını besleyen önyargıları yok etmek için daha fazla diyaloğa ihtiyacımız var.

Şurası iyi bilinmelirdir ki her ufuktan gelen göçmenler gökten düşmüş göçmen kuşları değildir! Buradalar çünkü 60´lı yıllarda tanınan sosyal avantajlara rağmen çözülemeyen demografik sorunlar nedeniyle, ülkemiz (Belçika) ekonomisinin onlara ihtiyacı vardı. Zaman içinde, dünya bir evrim geçirdi, komünizm yok oldu, yaygınlaşan robotik ve bilişim az nitelikli işgücüne olan talebi azalttı. İşsizlik, işyeri kapanmaları, şirket göçleri kendi içine kapanma, nefret ve ırkçılığı, yani ötekinin dışlanmasını getirdi… Ve işte Belçika´mızın ihtiyacı olmayan tek şey de işte bu ve Kralımız Albert II yaptığı ve bazılarını kızdıran konuşmasında haklı olarak bu konuda herkesi uyarma ihtiyacını hissetti.
Evet, bugününe ve geleceğine içtenlikle bağlı olduğum ve 38 yıldan beri yaşadığım (yaşım 55) bu ülkede, diğer herkes gibi, Belçikalı´yım! Ve ifade özgürlüğü arkasına saklanan (Hz. Muhammed´in) karikatür provokasyonları ile doğru yönde ilerleyebileceğimizi sanmıyorum.
Herşeye gülünmez!
Brüksel, 04 Şubat 2006
Yakup YURT
Türkçe-Fransızca dillerinde yeminli tercüman
www.belexpresse.be internet sitesi yazarı

ismetbaytak@hotmail.com

ismetbaytak@kuzeyege.net

bergamaturkey@yahoo.com

kuzeyege@yaoo.com


1