Sık kullanılanlara ekle
  
   HABERLER
   POLİTİKA KAZANI
   RESMİ TELEFONLAR
  BİRAZ GÜLELİM
  İLETİŞİM
   
   
   
      LİNKLER
     Bergama
 
  
 

 

 

CHP İZMİR MİLLETVEKİLİ HAKKI ÜLKÜ
"AKP'NİN DEMOKRATİKLEŞMESİ DE YERELLEŞMESİ DE VAHABİLİĞE HİZMET EDİYOR"


İçki yasakları AKP'nin yerelleşmeden ve demokratikleşmeden ne anladığını açıkça göstermiştir.
Belediyelerin içki ruhsatı ve içkili mekanları denetleme yetkisi, İçişleri Komisyonunda biz CHP'li üyelerin de katkısıyla geçmişti. TBMM İçişleri Komisyonu'nda, İçki ruhsatları konusunda, Polis Vazife ve Selahiyetleri Yasasının bir maddesinde değişiklik yaparak yetki ve denetimin belediyelere verilmesini sağlamıştık. Bu şekilde yerinden yönetim kavramına sadık kalarak belediyeleri yetkili kılmakla önemli bir adım attığımızı düşündük. Ancak, bugün görüyoruz ki belediyelerimiz yetkilerini anti demokratik bir anlayışla uygulamaya başladılar ve artık öylesine ileri boyutlara vardılar ki, içki yasağı konusunda kırmızı çizgiler, kırmızı noktalar, kırmızı mahalleler, kırmızı sokaklar meydana getirmeye başladılar. Hatta öyle ki, Antalya gibi, bu yıl 8 milyon turist ağırlayarak ekonomimize 9 milyar dolar kazandıran bir yerde bile gözü kara bir şekilde bu uygulamaya gidilmekte, insan hakları ve özgürlükler bir yana doğrudan halkımızın ekmeğiyle oynanmaktadır.
Belediyelere verilen yetkilerin, "İçki yasağı" şeklinde AKP'lilerce, hevesle uygulanmaya başlaması, yerinden yönetim kavramının belediyelere yerleştirilmesi için gösterilmiş olan şimdiye kadarki tüm çabalarımızın boşa gittiğini bir kez daha göstermiştir.
14 yıl boyunca sürdürdüğüm belediye başkanlığı sırasında demokrasinin bir gereği olduğu için, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve yetkilerinin artırılması yönünde, sayısız konferans, panel, söyleşi vb. etkinlikler yapmış, yerinden yönetim anlayışına sonuna kadar bağlı kalmış bir kişi olarak bu yönde atılan adımları desteklemiştim. Fakat bugün "Belediyelere verilen basit bir yetkinin bile böylesine gerici bir şekilde kullanıldığını görünce, belediyelere milli eğitim dahil birçok ulusal ve merkezi nitelikli kamu hizmetinin devredilmesini öngören Kamu Yönetimi Temel Kanunu'nun amacı daha iyi anlaşılmış oluyor; Türkiye'yi din devleti haline getirecek yapıyı kurmak."

Öte yandan Başbakan Anayasanın "gençliğin korunması" başlıklı 58. maddesine atıfta bulunarak içki yasaklarını meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Oysa gençliğin karşısındaki tek tehlikenin içki olmadığı bilinmektedir. Sigara ve uyuşturucu çok daha ciddi bir tehlike olarak gençliğin karşısında durmaktadır. Bu hükümet gerçekten gençliğin korunmasını istese sigara yasaklarını gerektiği gibi uygulardı. Fakat hükümet, ülkeyi bilime ve akla değil, İslami inançlara göre yönetmek istediği için Anayasanın emrettiği laiklik ve temel insan haklarına saygı gibi bir çok hüküm varken, içkiyi yasaklamanın derdine düşmüştür.
AKP, ülkemizi inananlar ve inanmayanlar diye ikiye bölecek çok tehlikeli bir ateşle oynamaktadır. O ateş ki 77'de Çorumda, 78'de Maraş'ta, 93'te Sivas'ta pek çok aydın insanımızın yaşamına mal olmuştur. Bugün hükümetin içki yasaklarını meşrulaştırıcı söylem ve uygulamalarının toplumdaki karşılığının, bir iç çatışma olarak ortaya çıkma tehlikesi çok yüksektir.
Bütün bu gerçekleri basınımızın ve kamuoyunun bilgisine önemle arz ederim. 1987 yılında yazdığı Rabıta adlı kitabında İslami Sermaye, Vahabilik ve Türkiye'deki tarikat ilişkilerinden; bunların başta Kemal Unakıtan olmak üzere AKP'nin bugünkü önde gelen isimleriyle olan yakın ilişkisinden söz ederek gerçekleri gözlerimizin önüne açıkça seren Uğur Mumcu'nun anısına saygıyla...
Sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

ismetbaytak@hotmail.com

ismetbaytak@kuzeyege.net

bergamaturkey@yahoo.com

kuzeyege@yaoo.com


1