Sık kullanılanlara ekle
  
   HABERLER
   POLİTİKA KAZANI
   RESMİ TELEFONLAR
  BİRAZ GÜLELİM
  İLETİŞİM
   
   
   
      LİNKLER
     Bergama
 
  
 

 

 

MERHABA

İbrahim Baytak

DİN VE DEVLET

Bir ülkede büyük çoğunluk ayni din, inanışa, çok az bazı insanlarda farklı din ve inanca sahip olabilir. Ülkeyi yönetenler bu farklı din ve ırktan insanların birbiri ile kardeşçe bir arada yaşamasını sağlamak zorundadır. Çoğunlukta olanların azınlıkta olanları hor görmesine, onların üstünde baskı kurmasına izin vermez. Çoğunlukta olan kesimin dinini geçerli kılıp diğer dinleri yok sayamaz. Hepsine serbestçe dini inanış ve ibadetlerini yerine getirmesi için yardımcı ve destek olur. İŞTE BÖYLE BİR DEVLET YÖNETİMİNE LAİK YÖNETİM DENİR.
Devlet yönetiminin başında olanlar hangi dini inanıştan olursa olsun o ülkede yaşayan herkese eşit mesafede olması gerekir. Devlet işlerinde, göreve getireceği kişilerde, yapacağı uygulamalarda kendi yandaşlarını koruyamaz, kollayamaz. Dini eğitim ve ibadette sadece kendi inandığı din ve bunun için yapılan ibadet şekillerinin öğretilmesini diğerlerinin de bu bilgilerle yetişmesini sağlayacak bir sistem getiremez.
Günümüzde bir çok ülkede fakir, işsiz, aç milyonlarca insan var. Bu fakirliğin, açlığın, işsizliğin nedeni nedir? Bunun nedenin tek sorumlusu ülke yönetiminde olanlardır. Ülkeyi iyi yönetmeyenler, yokluğu ve bolluğu ülke insanına eşit olarak paylaştırmayanlardır. Ülkenin var olan kaynaklarını iyi kullanamayan, elde edilen geliri ülke insanlarına eşit şekilde paylaştırmayıp gelir adaletini sağlamayan ülke yöneticilerindedir. Bazı kişiler Yoksul, aç, hasta, işsiz, evsiz çaresiz kalmış insanlara her şey ALLAH' tan. Her şey onun elinde. Sakın isyan etmeyin, inancınızdan, ibadetinizden ayrılmayın, dua edin ALLAH bizleri deniyor, dininize bağlı kalır, inancınızı yitirmezseniz, ibadetinizi tam yaparsanız, inancınızı yitirmezseniz öbür dünyada cennete gideceksiniz diyorlar. AÇLIK VE YOKLUĞUN, İŞSİZLİK VE YOKSULLUĞUN NEDENİ HİÇBİR ZAMAN DİN OLAMAZ. Ama dini inanç ve duygularını kullanalar, onların rızklarına göz koyup alanlar bu şekilde bu dünyada rahat ve refah içinde yaşayan kişilerdir. Bu kişilerin dini inançlarından bile şüphe etmek gerekir. Çünkü eğer olsaydı öbür dünyada Cehennemde yanmaktan korkmazlar mıydı?
Eğer bir ülkede açlık, işsizlik, yokluk, yoksulluk, yolsuzluk varsa, bazı kişiler çok, çok zengin, büyük çoğunluk evine ekmek götürmekte zorlanıyorsa, bunun nedeni ülke yönetiminde bulunanlar ve onların üzerinde baskı kuran, istediklerini yaptırabilen ülkede üretim araçlarını elinde bulunduran zenginler, fabrikatörler, tüccarlar, büyük toprak sahipleridir. "DİNİMİZ ŞÖYLE DİYOR, DİNİMİZ BUNU BUYURUYOR" diye yönlendiren ve bundan maddi ve siyasi çıkar sağlayan kişilerdir.
Avrupa'da yüzlerce yıl önce Kiliseler kralların bile üstünde bir güçtü. Koskoca kralı aforoz eder, kral yalın ayak kapısına gidip af dilerdi. Özelikle İspanya'da din adına Engizisyon mahkemeleri kurulur, insanlar işkenceden geçirilirdi. Kilise hiçbir yeniliği kabul etmezdi. Çünkü o güne kadar söylediklerinin doğru olmadığı açığa çıkacaktı. GAİLEO dünya yuvarlaktır ve dönüyor dediğinde mahkemeye çıkardılar. Neredeyse idam edeceklerdi. Dostları araya girdi mahkemede DÖNMÜYOR dedi ve cezadan kurtuldu. Dünya gerçekten dönüyordu ama o güne kadar kilise dünyanın düz olduğunu ve güneşin dünya etrafında döndüğünü söylüyordu. Kilise bilgisiz, yalancı durumuna düşecekti. İnsanlar yüzyıllarca mücadele verip dini ve kiliseyi dünya işlerinden ayırmayı başardılar. Şimdi kimse ülke İncil'e göre yönetilsin demiyor. Papalık bazı konularda fikir açıklasa da ülke yönetimlerinde hiçbir etkisi yok. Sadece kişiler onun açıklamalarını doğru kabul edebilir ama iş ülke yönetimine gelince kararı hiçbir din etkisi olmadan yönetenler son kararı verir.
Müslüman olan ülkeler dini kurallara göre yönetiliyor. Arap ülkeleri petrollerinden dolayı zengin olsalar da (petrol gelirleri Arap kral ve şeyhlerine gidiyor.) sanayileri yok. 40-50 yıl sonra petrol bittiğinde ne olacak? Ülkelerinde petrol olmayan bütün Müslüman ülkelerin hemen hepside ya fakir veya geri kalmış. Hemen hepsi ABD ve batılı ülkelerin kontrolünde.
Sadece ülkemizde ATATÜRK kurtuluş savaşından sonra CUMHURİYET VE LAİK bir yönetimi bize armağan ettiği için bu gün bu kadar güçlüyüz. AB ye bunun için girmek istiyoruz. Bütün bunlar bilindiği halde bazı kişiler hala illa ülkeyi İSLAMİ kurallara göre yönetmek istiyorlar. CUMHURİYET VE LAİKLİĞİ getiren ATATÜRK' e kızıyorlar. Atatürk'ün ölümünden ve çok partili döneme geçildikten sonra LAİKLİKTEN bir çok tavizler verildi. Özellikle Anadolu da kırsal bölgelerde yaşayan cahil insanlara LAİKLİK dinsizliktir dediler. Atatürk'e bu nedenle bir çok kişiyi düşman ettiler. Ama yinede Laiklik yok edilemedi. Laik bir sistemin dinsizlik olmadığı, kimsenim dini inancına karışılmayacağı, herkesin dini inancına göre ibadetini yapabileceği ama ülke yönetiminde hiçbir zaman din kuralların kullanılamayacağı toplumun büyük kesimleri tarafından benimsendi, bu yüzden korundu, yok edilemedi.
Bu kadar yıldan sonra artık anlaşıldı ki; bir siyasi parti büyük bir çoğunlukla iktidara gelip, Anayasa ve yasaları değiştirip LAİK SİSTEM yerine din kurallarını uygulanmaya kalksa HALK KESİNLİKLE izin vermeyecektir.


 

ismetbaytak@hotmail.com

ismetbaytak@kuzeyege.net

bergamaturkey@yahoo.com

kuzeyege@yaoo.com


1