Sık kullanılanlara ekle
  
   HABERLER
   POLİTİKA KAZANI
   RESMİ TELEFONLAR
  BİRAZ GÜLELİM
  İLETİŞİM
   
   
   
      LİNKLER
     Bergama
 
  
 

 

 

MERHABA

İbrahim Baytak


RÜŞVET VE YOLSUZLUK:


Anayasamızda KUVVETLER AYRILIĞI ilkesine göre YÜRÜTME, YÖNETİM ve YARGI. birbirinden bağımsız olacak. En yetkili ve uzman hukukçular diyorlar ki; yargı bağımsız değil. Çünkü hakimler ve savcılar yüksek kurulunun başkanı adalet bakanıdır. Adalet bakanının atadığı müsteşarı kurulun üyesidir, oy hakkı vardır. Yargının yükü çok fazla ve sorunları var. AĞIR İŞLEYEN YARGI, ADİL OLAMAZ denilmekte. Yargı çok önemli. Bütün anlaşmazlıklara adil ve çabuk çözüm ancak yargı kararlarına bağlı. Son yıllarda TBMM de çok sayıda yasa çıktı. AB uyum yasaları diye anayasamızda ve yasalarımızda bir çok değişiklikler yapıldı. Hukuk herkese lazımdır diyoruz, ama yargıyı çabuk ve sağlıklı işletecek yasal değişiklikler yapmıyoruz. Önce adil bir yargı sistemi kurulması gerekmez mi? Yolsuzluklar, ve rüşvet bir türlü önlenemiyor. Yeni daha Edirne gümrüğünde birçok memur ve polisler rüşvet nedeni ile tutuklandı. Avrupa ülkelerinde olsa ilgili bakan, müsteşar, genel müdür hemen görevinden istifa ediyor. Bizde neden böyle bir gelenek yok? Yolsuzluk ve rüşvet her ülkede az veya çok var. Dünyada rüşvetin yaygın olduğu ülkeler içinde gösteriliyoruz. Neden hiçbir iktidar rüşvet ve yolsuzluğu önleyemiyor? Görevliler neden rüşvet alıyorlar? Vatandaş neden rüşvet veriyor veya vermek zorunda kalıyor? İşe önce buradan başlanması gerekmez mi?
Yolsuzlukların ise ucunun hep siyasetçilere dayandığı, onlarında dokunulmazlığı olduğu için yolsuzlukların önlenemediği ileriden bu yana söylenip yazılıyor. Yolsuzluk yapan veya rüşvet alan görevlileri o makamlara siyasetçiler getiriyor. Bazen hakkında yolsuzluk veya rüşvet nedeniyle dava açılacak kişi için bakan veya üst makam izin vermiyor. Böylece bürokratlar da dokunulmaz oluyorlar. Peki Dokunulmazlıklar neden kaldırılmıyor? Her iktidar döneminde Başbakan, Bakan ve Milletvekilleri hakkında bir çok yolsuzluk iddiaları oldu, dosyalar hazırlandı, meclise verildi. Ancak iktidar parti veya partileri TBMM de çoğunlukta olduğu için iddialar ne kadar ciddi olursa olsun daha komisyonlarda "BİR DAHAKİ DÖNEME (yani seçimden sonraya) ERTELENİYOR. O kişiler yeniden milletvekili seçilirse yine yargılanamıyorlar. Şimdi eski başbakan ve bazı bakanlar yüce divanda yargılanıyor. Ama iktidarda iken hiçbir başbakan ve bakanlar hakkında yargılama yapılamıyor. Çünkü iktidar çoğunluğu izin vermiyor. Eğer siyasetçiler yargıya güvenmiyorsa vatandaşa nasıl yargıya güvenin diyebiliyorlar?
Yasaları değiştirip demokratik ve adil bir yargı sistemi oluşturmak ellerinde değil mi? Neden yapmıyorlar. Yolsuzluk ve rüşvete damardan giriyoruz dense de bunun için devam etmiyor mu? Hiçbir parti sen iktidarda iken neden yapmadın? Demesin çünkü vatandaş cevap olarak ÖYLEYSE SEN YAP demez mi? Bu günkü iktidar da seçimden önce söz verdiği halde dokunulmazlıkları kaldırmıyor, kaldırılmasına karşı olduklarını söylüyorlar. Peki neden?
MECZUP: Atatürk heykellerine, büstlerine saldıran, Anıt kabirde törenlerde puta tapıyorsunuz diye protesto edenler yakalandığında, hemen bu kişilerin MECZUP oldukları açıklanır. Yani aklı yerinde değil. Son olarak bir resim öğretmeni okuldaki Atatürk resimlerini yırtmış. Onun da aklı dengesi yerinde değilmiş. Hep merak ederim bu MECZUPLARIN Atatürk heykelini kırmak, boyamak, Anıt kabir' e kadar gelip protesto etmek akıllarına nasıl gelir? Onları yönlendirip, oraya getiren birileri var mıdır?
Belki de ülkemizi düşmandan kurtaran, cumhuriyeti kuran, bizlere Laik, demokratik ve bağımsız bir ülkeyi miras bırakan Atatürk'e ve heykellerine ancak aklı yerinde olmayan biri saldırabilir diye düşünüldüğü için bu kişilere MECZUP diyorlardır.


GALATAPORT VE TÜPRAŞ:

TÜPRAŞ ihaleye çıkarıldığında 14,76 hissesinin daha önce ihalesiz satıldığı anlaşılmıştı. İhale açmadan satan kişiler hakkında dava açılmasına ise Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN izin vermemiş. Şimdi Danıştay bu ihalesiz satışı iptal ettiği için bürokratlar hakkında yargıya gidilecekmiş. Merak ediyorum; Maliye bakanı bu kişilerin yargılanmasına neden izin vermemiş?
Ayrıca GALATAPORT satışı ile birlikte imar izni de verilmesi yine Danıştay kararı ile iptal edilmiş. Çünkü bu izin Danıştay'ın daha önce iptal ettiği bir yönetmeliğe göre verilmiş. Peki başta Maliye bakanı olmak üzere hiçbir yetkili bunu bilmiyor muydu? Düşünüyorum da TBMM de bu konular konuşulurken bütün yapılanların yasalara uygun olduğunu babalar gibi savunanlar şimdi ne diyecek?


İHRACAT PATLAMASI:

2005 yılında ihracat patlaması yaptık diye övünüyoruz. Peki İTHALAT patlamasından neden söz etmiyoruz? 2005 yılında 73 milyar dolar gelir, 115 milyar dolar harcama yapmışız. Aradaki 42 milyar doları nereden bulduk? Yoksa borç mu aldık?
 

ismetbaytak@hotmail.com

ismetbaytak@kuzeyege.net

bergamaturkey@yahoo.com

kuzeyege@yaoo.com


1