|
SİYANÜRLÜ MADENE YENİ DAVA
Geçtiğimiz aylarda mahkeme tarafından kapatılan
Bergama'daki altın madeninin yeniden açılması için izin veren Çevre
Bakanlığı'nın bu kararına karşı binlerce Bergamalı köylünün yanı sıra, 11
örgüt ve 26 hukukçu dava açtı.
Danıştay 6. Dairesi tarafından "…altın madeninin işletilmesinin devamına
izin verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır…" gerekçesiyle madenin
çalışmasına dayanak yapılan Bakanlar Kurulu Prensip Kararının iptal
edilmesinden sonra kapatılan madenin yeniden açılması yönündeki girişimler
hukukçular tarafından "Bir kez daha yargı kararları hiçe sayılarak, hukuk
çiğneniyor" şeklinde değerlendirilmişti.
Bakanlıktan madene izin
Danıştayın, madenin izinlerinin iptaline dönük kararındaki bir cümleden
yola çıkarak yeni bir Çevresel Durum Değerlendirme Raporu hazırlayıp bunu
Çevre Bakanlığı'na veren madenci şirketin bu girişimi sonrasında bakanlık
madenin çalışması için gerekli izni verdi. Çevre Bakanlığı'nın bu kararına
karşı dava açan İzmir Barosu avukatlarından Murat Fatih Ülkü ve Cem
Nemutlu, bakanlığın bu işleminin bir kez daha yargı kararını etkisiz hale
getirmeye dönük olduğunu dile getirdiler. Dün İzmir Adliyesi'ne Çevre
Bakanlığı'nın verdiği iznin iptali için başvuruda bulunan avukatlar, iki
cilt halinde topladıkları yüzlerce sayfalık başvuru dilekçelerinde,
Bergama altın madeninin çalışmasının çevre ve insan sağlığı açısından
taşıdığı riskleri ve bununla ilgili bilimsel verilere dayanan kesinleşmiş
yargı kararlarını mahkemeye sundular.
15 yıllık mücadelenin önüne geçilemez
Çevre Bakanlığı'nın 27.08.2004 günü verdiği "…Nihai Çevresel Durum
Değerlendirme Raporu ve eklerinde belirtilen hususlara uyulmak kaydıyla…"
madenin çalışmasında sakınca olmadığına dair kararın birkaç günde
hazırlanan bir raporun sonucu verildiğini belirten Av. Murat Fatih Ülkü,
bu işlemin 15 yıldır madene karşı verilen mücadelenin önüne geçemeyeceğini
dile getirdi. Ülkü, "Çevre Bakanlığı bu kararıyla Bergama halkının bütün
mücadelesini, bu topraklar yağmalanamaz, zehirlenemez haykırışlarını. Bu
ülkede hukuk kuralları var. İnsan yaşamı paradan ve altından daha
değerlidir diyen hukukçuların mücadelesini tam anlamıyla sıfırlamaya
kalkmıştır. Üstelik bunu yaparken yeni bir ÇED raporuna gerek görmemiş,
yöre halkının görüşleri hiç dikkate alınmamış, sadece şirketin hazırladığı
Çevresel Durum Değerlendirme Raporu'nu dayanak alarak izni vermiştir. Bu
hukukun açık bir şekilde etkisiz kılınması çabasından başka bir şey
değildir" dedi.
Geçtiğimiz günlerde İzmir 1. İdare Mahkemesi'ne iki kişi tarafından açılan
bir davanın ardından bu sefer 1342 köylü, 11 örgüt ve 26 hukukçunun aynı
işlemle ilgili dava açtığını belirten Ülkü, "Bu dava da son değildir.
Sırada Çevre ve Orman Bakanlığı bürokratları hakkında, kararın altına imza
atan tüm bürokrat ve bakanlar hakkında suç duyuruları ve tazminat
talepleri var" diye konuştu.
Aynı yönde bir davanın da aralarında DİSK ve KESK'e bağlı sendikaların,
TMMOB'ye üye meslek odalarının ve çeşitli derneklerin bulunduğu 26 örgüt
tarafından Ankara da açıldığı öğrenildi.
Newmont kendi ülkesinde de hedefte
Öte yandan, Amerika da yayınlanan Denver Post gazetesinde çıkan bir
haberde şirketin Amerikalı Müdürü Simon Booth, madenin çalışması için
Sağlık Bakanlığı'nın iznine gerek olmadığını iddia etti. 12 Aralık günkü
gazetede "Altının yüksek bedeli" başlığıyla çıkan haberde Denver kökenli
dev madencilik şirketi Newmont'un sicilinin çevresel felaketler sonrasında
lekelendiği dile getiriliyor. Newmont'un Türkiye, Peru ve Endonezya'daki
altın madenlerinde yaşanan çevre sorunları ve bunlar karşısındaki şirket
poliktikaları konusunun geniş bir şekilde incelendiği Michael Riley ve
Greg Griffin imzalı haberde, gazetemize de çarpıcı açıklamalarda bulunan
Bergama'daki madenin eski Kamu İlişkileri Müdürü Hasan Gökvardar'la
yapılan söyleşi de yeralıyor.
Özer Akdemir
|
ismetbaytak@hotmail.com
ismetbaytak@kuzeyege.net
bergamaturkey@yahoo.com
kuzeyege@yaoo.com
|