|
GÖZLEM
Ali Kaya
alikayadikili@yahoo.com.tr
15 Nisan -TURİZM HAFTASI...
Ülkemizden, kafası ve gönlü dinlenmiş olarak ayrılan
HER TURİST, GÖNÜLLÜ BİR ELÇİDİR
Batılı bir turizm uzmanı diyor ki: "Doğu ile Batı arasında bir köprü olan
İstanbul, Boğaziçi, Büyükada, Yalova, Bursa, Uludağ, Bergama, Efes, İzmir,
Antalya.....bir turist için o kadar çekicidir ki: Buraları birer altın
damarı haline getirilebilir."
Bir başka Batılı uzman da: "Yeryüzünde pek az memleket, turist çekme
bakımından Türkiye ile boy ölçüşebilir." diyor...
Bu değerli övgüler, birer nezaket sözü değildir elbette...Gerçekten de
yurdumuz, yerkürenin öyle bir yerinde bulunur ki...Akdeniz ikliminden,
Alpler iklimine kadar, basamak basamak değişen doğa ve hava koşullarıyla,
bin bir güzelliğin bir arada bulunduğu; yeşille mavinin uyum sağladığı,
eşsiz bir cennettir yurdumuz!..
Yaz boyunca; renk renk, cıvıl cıvıl sahiller, koylar deniz tutkunlarından
geçilmezken; Avrupalısı, Amerikalısı akın eder güneşimize,
kumsallarımıza...Tıpkı bir gelinliği andıran; sislerle, bulutlarla kaplı
heybetli dağlar, güven verir insana...Doğu Karadeniz'in gür ormanlarında;
yeşilin her tonunu bulmanız olasıdır. Coşkun sularıyla ak köpüklü
çağlayanlar, su serper yüreklerinize!. Göller, yeşille mavi arasında uyum
sağlar bu yerlerde, dayanamazsınız...Göllere, ırmaklara kaynak olan
dağlarda, kar üstüne kar yağar gelecek yılda da...Yılan misali kıvrım
kıvrım yollardan gidersiniz, vadilerden yaylalara!..Yaylalar, bin bir
rengin çiçeğe dönüştüğü "kardelen"ler beldesidir...Sevgidir, barıştır
simgeleri; yıl boyu ve yıllar boyu!...
Antalya'dan denize girip, kumsalında güneşlenirken; Toroslar'ın
doruklarında bembeyaz kar kümelerini görüp serinleyebilirsiniz daha ilk
yazda... Palandöken'de, Kartalkaya'da, Uludağ'da kayak, piknik yaparken;
gözünüz yeşile doyar. İçkinize oksijeni meze yapabilirsiniz. Toroslar'ın
doruklarında, Kaçkar tepelerinde.. Ağrı'da; eski karüstüne yeni karlar
yağar,dağların doruklarında, koyaklarında... Türkülere vokâl, destanlara
konu olur.. "Dertlerden kurtulursun, gezsen Anadolu'yu" diyen ozanlara
esin kaynağıdır güzel yurdumuz!...
Doğal güzelliklerinin yanında, akıl almaz tarihi zenginliklerini de
koynunda saklar Anadolu... Üç bin yıllık tarihi koynunda saklayan bir sır
küpü gibidir her Höyük...Bu topraklar, nice uygarlıklara, nice kavgalara
sahne olmuştur. Homeros zamanındaki eski İyon şehri bu topraklar
üzerindeydi. Truva Savaşları, Tahta At Efsanesi, Ege'nin bu yakasında
yaşanmıştır.
Kadırgalar, esirlerin kürekleriyle Ege sularında yelken açıp hız
kazanmıştır tarih öncesinde. Efes, Bergama, Pamukkale, Side, Didim ve
öteki uygarlık merkezlerinde on binlerce tiyatro seyircisi oyunlar izlemiş
amfitiyatrolarda..Hastalarına bile şifayı, bu taş basamaklarda aramışlar
yüzyıllarca...
Ünlü Diyojen'in "Gölge etme başka ihsan istemem" sözünü söylediği;
Sezar'ın "Geldim, gördüm, yendim" dediği; Büyük İskender'in, sabanı
boyunduruktan bir kılıç darbesiyle ayırdığı ve Anadolu yaylasını bir köprü
gibi geçerek Hindistan'a ulaştığı yerdir burası. Saint-Paul'in doğduğu
Tarsus, Meryem Ana'nın yattığı Efes-Bülbül Dağı; Kleopatra'nın yıkandığı
termal suları yine, bu topraklar üzerindedir.
Anadolu'nun yüzeyine yayılmış dört bin yıllık Hitit uygarlığının eserleri,
bir turist için akılları durduracak derecede ilgi çekicidir. Bizans,
Selçuklu ve Osmanlı uygarlıklarının sayılamayacak kadar çoğunluktaki
tarihi mirası, muhteşem anıtlar, yurdumuzun her yerinde bütün canlılığıyla
hâlâ ayaktalar.
Sözün özü; ülkemiz bir turist cennetidir. Peri bacaları, Pamukkale, Kuş
cenneti; Tortum, Abant, Antalya şelaleleri hep bu topraklar üzerinde
ziyaretçilerini beklemektedirler. Bunları turizm yönünden değerlendirip
korumalı; geleneksel konukseverliğimizle her turisti güler yüzle
karşılamalı, ağırlamalı ve uğurlamalıyız.
Onların her birinin ülke turizmi için birer gönüllü elçi olduklarının
bilinciyle; kafası, gönlü dinlenmiş, tarihiyle bilinçlenmiş her turist,
gönüllü birer elçidir, unutmayalım...
|
ismetbaytak@hotmail.com
ismetbaytak@kuzeyege.net
bergamaturkey@yahoo.com
kuzeyege@yaoo.com
|