|
BİR ÖYKÜ
GÜL YAPRAĞI
Uzakdoğu'da bir budist tapınağı, bilgeliğin gizlerini aramak için
gelenleri kabul ediyordu. Burada geçerli olan incelik; anlatmak
istediklerini konuşmadan açıklayabilmekti. Bir gün tapınağın kapısına bir
yabancı geldi. Yabancı kapıda öylece durdu ve bekledi.
Burada sezgisel buluşmaya inanılıyordu, o yüzden kapıda herhangi bir
tokmak, çan veya zil yoktu.
Bir süre sonra kapı açıldı, içerdeki budist, kapıda duran yabancıya baktı.
Bir selamlaşmadan sonra söz'süz konuşmaları başladı. Gelen yabancı,
tapınağa girmek ve burada kalmak istiyordu.
Budist bir süre kayboldu, sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir kapla
döndü ve bu kabı yabancıya uzattı.
Bu, yeni bir arayıcıyı kabul edemeyecek kadar doluyuz demekti. Yabancı
tapınağın bahçesine döndü, aldığı bir gül yaprağını kabın içindeki suyun
üstüne bıraktı.
Gül yaprağı suyun üsünde yüzüyordu ve su taşmamıştı.
İçerideki budist saygıyla eğildi ve kapıyı açarak yabancıyı içeriye aldı.
Suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardı.
DENİZ YILDIZI
Yazı yazmak için okyanus sahillerine giden bir yazar, sabaha karşı
kumsalda dans eder gibi hareketler yapan birini görür.
Biraz yaklaşınca , bu kişinin sahile vuran denizyıldızlarını, okyanusa
atan genç bir adam olduğunu fark eder. Genç adama yaklaşır:
- Neden denizyıldızlarını okyanusa atıyorsun?
Genç adam yanıtlar;
- Birazdan güneş yükselip, sular çekilecek.
Onları suya atmazsam ölecekler. Yazar sorar;
- Kilometrelerce sahil , binlerce denizyıldızı var.
Ne fark eder ki?
Genç adam eğilir, yerden bir denizyıldızı daha alır, okyanusa fırlatır.
- Onun için fark etti ama...
Mavi Kurdele
NewYork'ta yaşayan bir öğretmen, lise son sınıftaki öğrencilerinin diğer
insanlardan farklı özelliklerini vurgulayarak onurlandırmaya karar
vermiştir.
California Del Mar'dan Helice Bridges tarafından geliştirilmiş süreci
kullanarak her öğrencisini teker teker tahtaya kaldırdı. İlk önce
öğrencilere sınıf ve kendisi için ne kadar özel olduklarını belirtti.
Sonra her birine üzerinde altın harflerle "Siz çok önemlisiniz!" yazılı
birer mavi kurdele verdi.
Daha sonra kabul görmenin toplum üzerinde ne gibi etkileri olacağını
anlayabilmek amacıyla sınıfına bir proje yaptırmaya karar verdi. Her bir
öğrencisine üçer tane daha kurdele verip, onlardan bu töreni gerçek
dünyada devam ettirmelerini istedi.
Öğrenciler daha sonra sonuçları takip edecek, kimin kimi onurlandırdığını
tespit edecek ve bir hafta boyunca sınıfa bilgi vereceklerdi. Çocuklardan
biri, gelecekteki kariyer çalışmaları için kendisine yardımcı olan
yakınlarındaki bir şirketin üst düzey görevlisini onurlandırmış, adamın
yakasına mavi kurdeleyi iliştirmişti.
Ardından, iki tane daha kurdele vermiş ve; "Sınıfta bu konuda bir projemiz
var. Sizden onurlandırmanız için birini bulmanızı istiyoruz.
Onurlandırdığınız insanlara ekstra kurdele de verin. Böylece onlarda bu
projenin devam etmesi için başkalarını bulabilirler. Daha sonra; lütfen
bana ne olduğu konusunda bilgi verin" diye rica etti.
O gün üst yönetici, suratsız biri olarak bilinen patronunun yanına gitmeye
karar verdi. Patronun odasına girdi ve onu "'iş dünyasında bir deha
olduğundan ötürü" takdir edip örnek aldığını söyledi. Bu Mavi kurdele'yi
yakasına takması için izin verip vermeyeceğini sordu.
Şaşkına dönen patron; "Tabi ki" şeklinde cevap verdi. Yönetici de Mavi
kurdeleyi, patronun tam kalbinin üstüne ceketine iliştirdi. Ekstra
kurdeleyi verirken de; "Bana bir iyilik yapar mısınız? Siz de bu kurdeleyi
onurlandırmak istediğiniz birine verir misiniz? Bunu bana veren çocuk,
okulda bir proje yaptıklarını söyledi. Bu kabul görme töreninin devam
etmesi gerekiyormuş. Böylece "bunun, insanları nasıl etkilediğini
belirleyeceklermiş" dedi.
O gece patron evine geldiğinde, ondört yaşındaki oğlunun yanına oturdu. Bu
gün inanılmaz bir şey oldu dedi. Ofisteydim üst düzey yöneticilerimden
biri içeri geldi, bana hayran olduğunu söyleyip "İş dünyasında bu kadar
başarılı olduğum için" göğsüme bu kurdeleyi iliştirdi. Bir hayal etmeye
çalış, benim bir dahi olduğumu düşünüyor. "Siz çok önemlisiniz!" yazılı bu
kurdeleyi tam göğsümün üstüne taktı. Bana ekstra bir kurdele verdi ve
onurlandıracak başka birini bulmamı istedi. Arabayla eve gelirken, bu mavi
kurdeleyle kimi onurlandırabileceğimi düşündüm ve aklıma sen geldin. Ben
"seni"' onurlandırmak istiyorum. Sana pek ilgi gösteremiyorum. Günlerim
aşırı yorucu geçiyor. Eve gelince sana pek ilgi gösteremiyorum. Bazen
derslerden aldığın notları beğenmeyince veya odanı toparlamayınca sana
bağırıp çağırıyorum. Oysa bu gece bir şekilde buraya oturup, sana benim
için ne kadar farklı ve özel olduğunu söylemek istedim. Annen gibi sen de
benim hayatımdaki en önemli insansın. Sen mükemmel bir çocuksun. ''Seni
Seviyorum'' diye devam etti.
Şaşkına dönen çocuk şimdi ağlamaya başlamıştı. Bütün vücudu titriyordu.
Başını kaldırdı, gözleri yaş içinde olarak babasına baktı ve "Yarın
İntihar edecektim. Baba, ben senin..... çünkü ben senin beni hiç
sevmediğini, hiç önemsemediğini düşünüyordum. Ama artık her şey çok
farklı. Şu an baba oğlunun hayatını kurtardın!"
Sizin de sevginizi duymak, hissetmek isteyen insanların var olduğunu sakın
Unutmayın! |
ismetbaytak@hotmail.com
ismetbaytak@kuzeyege.net
bergamaturkey@yahoo.com
kuzeyege@yaoo.com
|