Sık kullanılanlara ekle
  
   HABERLER
   POLİTİKA KAZANI
   RESMİ TELEFONLAR
  BİRAZ GÜLELİM
  İLETİŞİM
   
   
   
      LİNKLER
     Bergama
 
  
 

 

 

DSİ 'YE YANIT


Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, D.S.İ. Genel Müdürlüğü, Barajlar ve HES Daire Başkanlığı'ndan gelen 16.02.2005 tarih 552 sayılı yazı ilgi tutulmak sureti ile Bergama Yortanlı Barajı Gölet alanında oraya çıkan kalıntılarının üzerinin mil ile örtülmesi ile ilgili yazının tarafımca değerlendirilmesi talep edilmiştir.


Yard. Doç. Dr. Ahmet YARAŞ
Allianoi Kazısı Bilimsel Heyet Başkanı


Bergama Yortanlı Kurtarma Kazısı'nda, 1998-2000 yıllarında üç sezon Kurtarma Kazı Başkanı olarak görev yaptım. 2001 yılından itibaren Trakya Üniversitesi'ne (Kurtarma Kazı Ekibinde bulunan bazı heyet üyeleri ile birlikte) geçtim. Dolayısı ile 2000-2004 yılları arasında ve halen Allianoi Kazısı Bilimsel Başkanlığını yapmaktayım.
Kurtarma Kazısı, Paşa Ilıcası Mevkii merkez olmak üzere gölet alanı içinde kalacak olan Devlet Ormanı, Çeltikçi Sektörü, gibi pek çok alanda sondaj kazıları sonucunda antik kalıntıların varlığı saptanmıştır. Ancak özellikle Paşa Ilıcası'nda; Roma Çağı'na ait bugüne kadar en sağlam kalabilmiş görkemli bir Ilıcası (thermal yapı), geçiş yapıları, köprüler, anıtsal caddeler, sokaklar, kült yapısı, çeşmeler, yapı adaları dükkanlar, peristylli yapılar, tuvaletler; Bizans Dönemi'nde ise; seramik, cam ve demir atölyeleri, konutlar, kilise ve şapeler ortaya çıkarılmıştır. Kısaca 1998 yılına kadar hiç bilinmeyen sadece Romalı yazar Aelius Aristides'in Kutsal Sözler (Hieroi Logoi) adlı eserinde sözü edilen Allianoi adlı merkezin lokalizasyonu da gerçekleşmiştir. Allianoi ile ilgili bilimsel yabancı yayınlarda bazı varsayımlar ileri sürülmüş, Bergama'nın batısında veya çok daha güney doğusunda (Soma-Germe) olduğu ileri sürülmüş iken artık bilimsel açıdan Paşa Ilıcası'nda olduğu kanıtlanmıştır. Sadece bu sonuç bile Arkeoloji, Epigrafi ve Tarihi Coğrafya bilimleri ile Tıp ve Hidroloji Tarihi açısından son derece önemlidir.
Allianoi'un antik çağda bir tıp merkezi olduğu ve cerrahi müdahaleler dahil olmak üzere hidroterapinin yapıldığı ele geçen eserlerden kesinlikle anlaşılmıştır. Antik kalıntıların içinden çıkan 47 C sıcak şifalı suyu ile 1998 yılına kadar çevre halkına hizmet ettiği şifa dağıttığı bilinen bir diğer gerçektir. Son derece geniş potansiyele sahip thermal turizminin ülke ekonomisi açısından ne kadar önemli olduğunu en azından bu değerin gözden çıkartılamayacağı herkes tarafından kabul edilmektedir.
Arazide tespit edilen mimari zengin buluntular, kazıya başladığım 1998 yılında tamamen toprak altında idi. Görkemli ören yerinin yanı sıra, yukarda sözü edilen bilim dalları için önemli buluntu ve sonuçların sadece bir kısmının ortaya çıkması üzerine hemen 1999 yılında Müze Müdürü ve Kazı Başkanı olarak İzmir 1 Numaralı KTVK Kuruluna yazı ile başvurulmuştur. Kurul raportörleri ve üyeleri Paşa Ilıcası'na birkaç kez gelerek yerinde detaylı inceleme yapmışlardır. Nihayet 29.03.2001 tarih 9229 sayılı karar ile Paşa Ilıcası ve çevresinde tespit edilen ve o tarihte kısmen ortaya çıkarılan Allianoi ören yeri için oy birliği ile I. Derecede Arkeolojik Sit Kararı verilmiştir. Bu tarihten sonra da özel bir takım kurum ve kuruluşların da desteği ile çalışma daha da genişletilmiştir. Türkiye'nin her anlamda gerek çalışma süreleri, gerekse çalışan işçi-uzman sayısı, hatta inter disipliner açıdan en organize kurtarma kazısı konumuna getirilmiştir. Kazı yapılan yaz sezonundaki bu çalışma kış sezonunda da üniversite ortamında devam etmiş çok sayıda yayın yapılmıştır. Yayın listesi İnternet sayfasında sürekli güncellenmektedir. Allianoi ile ilgili halen iki Doktora, 8 Yüksek Lisans tezi hazırlanmaktadır. Çalışmalar ve buluntular yerli ve yabancı basının da ilgisini çekmiş son derece ilgi uyandıran bir projeye dönüşmüştür. Gelen yoğun bilgi edinme talepleri üzerine İnternet ortamında Web Sayfası (www.allianoi.org) hazırlanmış bütün bilgiler her ay güncelleştirilerek yayınlanmaktadır.
Yurt içinde pek çok basın yayın kurumunun ilgisini çeken proje yurt dışında da EU üyeleri başta olmak üzere pek çok ülkenin basınına da yansımıştır. UNESCO, ICROM ve ICOM gibi organizasyonların yanı sıra EU'nun Europa Nostra gibi ana birimleri de gerçek anlamda kurtulması daha doğrusu bilimsel anlamda korunması için hükümet nezninde bas vurular yapmışlardır. İzmir ve Bergama'da ise kendiliğinden yerel halkın oluşturduğu Allianoi Girişim Grubu etkin olarak çalışmaktadır. Yaklaşık yirmi bin imza topladıkları ve Cumhurbaşkanı ve başbakanımıza ilettikleri tarafıma bildirilmiştir. Allianoi'daki kültür varlıklarının korunması çevre belediyeler tarafından desteklenmekte bu yönde kampanyalar yapılmaktadır.

Ayrıca Bergamaya Kültür Turizmi için gelen yılda yaklaşık 600 bin turistin bir kısmının artık Allianoi a geldiği ve tur programlarına aldıkları gözlemlenmektedir. Bergama'nın turizmden hak ettiği payı alabilmesi için Allianoi'un mutlaka korunması ve Turizme kazandırılması gereklidir. Bu şekilde ülke turizmine ve ilçe turizmine çok büyük katkı sağlayacağı kuşkusuzdur. Bunun araştırılması için 1999 yılından bu yana istatiksel sonuçların çıkartacak bir uzman talep edilmiş ancak bir sonuç elde edilememiştir.

Barajın gövdesinin bulunduğu yerin yaklaşık 1 km güneydoğusunda Soma'dan Bergama'ya Roma Çağı'nda su getiren dünyanın en önemli su kemerinin kalıntıları bulunmaktadır. Ancak bu su kemeri İS 178 yılında daha sonra İS 262 yılında ek bağlantısı yıkılmıştır. Depremin bütün izlerini aynı zamanda Allianoi'da safha safha ortaya çıkartılmıştır. Bu konuda Roma Çağı'ndan günümüze Kuzeybatı Anadolu'da depremlerle ilgili bilimsel bir çalışma yapılmaktadır. Bu alandaki depremler de göz önüne alındığında doğu-batı uzanımlı Paşaköy Fay Hattı'nın da bu bölgeden geçmektedir. Belli periodlarda gerçekleşen olası bir depremde baraj gövdesinin güneydoğusunda bulunan Ayazkent ve Aziziye ciddi sel tehlikesi ile karşı karşıyadır. D.S.İ. bu yönde tedbirleri mutlaka almıştır. Ancak Şubat 1998'de henüz daha bitmeden barajın gövdesinin bir selle yarıldığı ve gerideki araziyi tahrip ettiği bölge halkı tarafından hatırlanmaktadır.

Allianoi'da bu gelişmeler olurken ve bu kadar duyarlılıkla gündemde olmasına karşın ne yazık ki dünyada hiç bir örneği olmayan bir yöntemle, birileri tarafından Allianoi'un üstünün mil ile kapatılması önerilmiştir. Korunması açısından bilimsel mantığa uymayan bir öneri 8 yıldır orada ve her aşamasında görev yaptığım halde tarafıma danışılmadan getirmişlerdir. Bu önerinin ne amaçla ve ne gibi somut bilgilerle gündeme getirildiğini anlamak mümkün değildir.

Bir antik kentin üstünün mil ile kapatılması ve su altında bırakılması öncelikle yukarda değinilen, 1 Derecede Arkeolojik Sit Alanı, şeklinde alınan kurul kararı ile zaten çelişmektedir.

Bütün teknik adamların hatta yeteri kadar arazi tecrübesi olmayan arkeologların bile kabul edecekleri gibi mil ile kapatılan antik yerleşmenin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması olanaksızdır. Çünkü baraj gölet alanları normal durgun su değildir. Alt ve üstte sürekli bir sirkülasyon yaşanır. Bunun en güzel örneği yakın geçmişte örneği yaşanan Zeugma'dır. Uluslar arası bir ekiple birlikte çalışan ve koruma konusunda uzman olarak kabul edilen İtalyan ekibin en azından kenarlardaki eserler korunur düşüncesi ile kum ve kum torbaları ile kapatılan kalıntıların tümü bugün tahrip olmuştur. Keban Barajı'nda kazısı kısmen yapılan veya yarım bırakılan yerleşmeler bile zaman zaman su çekildiğinde tamamen tahrip olduğu gözlemlenmiş ve tespit edilmiştir. Her iki örnekte de bizzat bulunduğum için bu husus belgelerle sabittir. Geçen yıla kadar etkinliklerini sürdürdüğümüz ve bizzat üyesi olduğum, Türkiye Barajları İzleme Komisyonu bu konuda tespitlerini de yapmış, sunumlar verilmiştir.

Dünyanın hiçbir tarafında bildiğim kadarı ile baraj gölet alanın altında kalacak alanlardaki kalıntıların üstünün mil ile kapatılması sonucunda başarılı sonuç alındığı aktarılmamıştır. Özellikle son yıllarda deneysel arkeoloji ile de bazı somut sonuçlara ulaşılmıştır. Örneğin Amerika Misusiri'de ki baraj gölet alanlarında yapılan çalışmalar sonucunda, tatlı sudan ve sürekli sirkülasyondan dolayı organizmaların zaman içinde daha çok kök saldığı büyüdüğü gözlemlenmiştir.

Ören yerinin üstünün mille kapatılması ve 50-60 yıl sonra tekrar açılabileceğinin düşünülmesi tamamen hayalden ibarettir. Çünkü barajın yapılma nedenleri arasında gösterilen düzensiz yağış rejimi ve arazinin topografik konumu baraj gölet alanını kısa süre içinde zaten alüvyonla dolduracaktır. Yani bir başka deyişle Allianoi'un üzerine toplanması planlanan 17 m. yüksekliğindeki su, zaman içinde en az 10-12 m. yüksekliğindeki alüvyonu beraberinde getirecektir. Zaman içinde dolan baraj gölet alanından bu kütleyi kaldırıp kültür tabakasına ulaşmak ve Allianoi'u tekrar gün yüzüne çıkarmak mümkün değildir. Çünkü tüm etrafı ile birlikte 15 m. alüvyon altında kalacaktır. Baraj inşaatının en az birkaç katı maliyete neden olacak bu çalışma ile alüvyon alınmış olsa bile yukarda sözü edilen nedenlerle Allianoi tamamen tahrip olmuş olacaktır. Baraj ömrünü tamamladıktan 40-50 yıl sonra tamamen korunmuş olsa ve ekonomik olarak barajın birkaç katı maliyeti gözden çıkarılsa bile 10-12 m derinlikte kalan Allianoi'un ortaya çıkartılması ve turizme kazandırılması mümkün değildir. Yani havzanın bu kadar derininde bir antik yerleşmeyi ziyaret etmek herhalde 50 yıl sonra Çağdaş bir Türkiye'de övünülecek bir durum olmayacaktır.

Bu nedenlerle bugün bir karar günüdür. Ya evrensel değerde olan ve bütün dünyanın gözü üzerinde olan Allianoi bir kültür mirası olarak dünyaya kazandırılacaktır. Böylece Zeugma'dan sonra bu eserlerin ülkemiz tarafından bilimsel çalışmaları yaptırarak korunduğu bütün dünyaya gösterilecektir. Ya da tamamen göz ardı edilmek suretiyle Dünya Kültür Mirası olarak önerilen Allianoi tamamen gözden çıkarılacaktır. Atatürk Barajı'nda (Zeugma için) belki de enerji dışında gerçekten yapılma zorunluluğu olan önemli nedenler, sulama amaçlı Yortanlı Barajı (Allianoi için) söz konusu değildir.

Avrupa Topluluğuna girme aşamasında olan ülkemizin evrensel değerdeki kültür değerlerine sahip çıktığını göstermek için Allianoi güzel bir fırsattır. Ayrıca ülkemizin uluslar arası anlaşmalara attığı imzalarla kültür değerlerinin gerçek anlamda korunması için yükümlülükler altına da girmiştir. Bu nedenle mutlak suretle gerçek anlamda korunması için yayınlarımızda sunduğum alternatifleri araştırmak gerekir. Örneğin Yortanlı Barajı'nın yanında inşa edilen Çaltıkoru Barajı'na ağırlık verilebilir. Veya barajın gövdesini 1970 yılında projelendirilen yerde yani Yortanlı Köyü'nün bulunduğu yere kaydırılabilir. Korunması için üniversitelerin İnşaat, Mimarlık, Ziraat, Hukuk, İşletme, İktisat Fakülteleri ile Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümlerinden oluşturulacak öğretim üyeleri ve bu mesleklerin Sivil Toplum Kuruluşlarından bilimsel teknik bir heyetin oluşturulması ve çalışmalara ivedilikle başlaması daha mantıklıdır.

Sonuç olarak, Allianoi'da saptanan 2200 yıllık (hatta Devlet Ormanı Sektörü'nde 5000 yıllık) kültür varlıkları evrensel değerdedir. Bu eserlerin değeri hiç bir şekilde para ile ölçülemez ve kesinlikle çağdaş ülkelerde gözden çıkarılamaz. Hiç bir bilimsel kritere uymadan, bu konu ile uğraşan bilim adamlarına, uzmanlara danışmadan, üstelik 2001 yılında bilimsel bir kurul olan İzmir Koruma Kurulu'nun almış olduğu karara rağmen Allianoi ören yerinin üstünün mil ile kapatılmasını çözüm olarak görmek en hafif deyimle büyük bir yanılgıdan ibarettir.



Durumu bilgilerinize arz ederim.
Yard. Doç. Dr. Ahmet YARAŞ
Allianoi Kazısı Bilimsel Heyet Başkanı
 

ismetbaytak@hotmail.com

ismetbaytak@kuzeyege.net

bergamaturkey@yahoo.com

kuzeyege@yaoo.com


1