|
MERHABA
İbrahim Baytak
PEKİ NE YAPMALI
Bütün ülkelerde sağ partiler sermaye sınıfını, işverenleri, sol partiler
işçileri, emekçileri temsil eder. Sol partilerin tabanı ve gücü işçi,
küçük esnaf ve sanatkarlar, küçük çiftçilerdir. Sol partilerin
yönetimlerinde işçi, emekçilerin temsilcileri vardır. İster iktidarda,
ister muhalefette olsun sol partiler emekçilerin haklarını ve sosyal
adaleti savunurlar. Emekçilerin yerli ve yabancı sermaye tarafından
sömürülmesine izin vermezler. Parti politikaları öncelikle sendikalar ve
küçük esnaf ve sanatkar örgütleri, küçük toprak sahibi veya topraksız
çiftçi örgütleri ile birlikte belirlenir. Ancak bunun yapılabilmesi için
ülkede bütün bu kesimlerin örgütlü olması şarttır. Her zaman sermaye
sınıfı ve işçi sınıfı olacaktır. Bu iki sınıf arasında anlaşmazlık
(çelişki) uzlaşmazdır. Sermaye sınıfı işçilerine daha az ücret vermek,
ürettiği malları pahalıya satmak, daha fazla kar etmek ister. İşçiler,
emekçiler ise insanca yaşabilmek, yaşamını daha iyi yürütebilmek için daha
fazla ücret almak isterler. Sermaye sınıfı üretim araçlarını elinde
bulundurduğu, parasal gücü olduğu, işverenler olarak ülkede örgütlü
olduğu, hatta uluslar arası sermaye ile ortaklıklar yaptığından onun
desteğine sahip olduğu için güçlüdür.
İşçi ve emekçilerin ise bütün varı yoğu sadece emekleri olduğu, aldıkları
ücretin dışında başka bir gelirleri olmadığı için maddi yönden
güçsüzdürler. Onların gücü çok fazla ve örgütlü olmalarından gelir.
Sendikaları yoksa sermaye sınıfı karşısında güçleri yoktur. Toplumun her
kesimi güçlü olabilmek, hakkını savunabilmek, daha iyi şartlarda
yaşayabilmek için örgütlü olmak zorundadır. Bütün sınıf ve katmanlar
örgütlü olduğu taktirde kimse, kimseyi sömüremez. Yasaların adil olması
sağlanır. Yolsuzluğa, haksızlığa izin verilmez. Hiç kimse temsil ettiği
tabanın güvenini kazanmadan, hak etmeden hiçbir göreve gelemez. Görevinde
başarılı olamayan gider. Hiçbir görevde başarılı olmadan kalınamaz. Hiç
kimse ayni makam ve görevde ölünceye kadar kalamaz. Bu gün ülkemizdeki
duruma baktığımızda sosyalistler parçalanmış. Sendikalarda, esnaf, çiftçi
örgütlerinde saygınlıkları yok. Sermaye sınıfı ve sömürüye karşı mücadele
edeceklerine birbirleri ile çekişmekte, hatta kavga etmekteler. Böyle
olunca kurmuş oldukları partiler, emekçilerden ve halktan oy
alamamaktadır. Sosyal demokrat CHP de, de sol ideoloji kalmadığı
anlaşılmakta. Parti yönetimine seçilirken, milletvekili, belediye başkanı
veya başka yerlere adaylar belirlenirken üyelerine dahi sorulmamakta hepsi
lider tarafından belirlenmektedir. CHP den milletvekili, belediye başkanı
veya başka bir göreve aday gösterilip seçilenlerin bazıları sol ve sosyal
demokrat ideolojiye tamamen ters en sağdaki partiye dahi geçebilmektedir.
Adaylar lider tarafından belirlenirken sosyal demokrat ideolojiye
bağlılık, yıllarca partiye emek vermiş kişilerden çok isimleri ve
konumları nedeniyle medyada meşhur olmuş, oy getirebilecek, halkın sevdiği
sanatçı, bilim insanı kişiler seçilmekte. Bu kişilerden gerçekten değerli
olanlar bulunmakta, lidere boyun eğmemekte, yanlışlara karşı durmaktadır.
Fakat bu gibi kişilerin çoğu sırf oy için aday yapıldığından seçimden
sonra lider tarafından artık ihtiyaç kalmadı düşüncesi ile olacak kolayca
dışlanmakta, ya istifa etmeye zorlanmakta, istifa etmezse partiden
atılmaktadır. Aslında ülkemizde hiçbir partide parti içi demokrasi yoktur.
Partililer liderini seçer seçmez yetkilerinin çoğunu ona devretmektedir.
Bir süre sonra lider istemediği kişileri, kendine itiraz eden ve
edebilecek, sevilen, saygın, ileride kendine rakip olabilecek kişileri hiç
gözünü kırpmadan harcamakta, partiden atmaktadır. Bütün yetkiler liderde
olduğu için hiç kimse bir şey yapamamaktadır. Bütün bunlar çok kişi
tarafından bilinmekte, bütün siyasi partiler bu yanlışları dile getirmekte
fakat düzeltmek için parmağını bile oynatmamaktadır. Son yıllarda halk
sözünde durmayan, yolsuzluklara bulaşmış partileri sandığa gömmüş, yeni,
denenmemiş veya temiz diye bazı partileri iktidar yapmıştır ama değişen
bir şey olmamaktadır.
PEKİ ÖYLEYSE NE YAPMAK GEREKİR? Sorunların çözümü isteniyor, yolsuzluk,
işsizlik, adam kayırmacılık sona ersin istiyorsak, demokrasi sosyal adalet
istiyorsak, Bütün bunların olabilmesi için halkın bütün kesimlerinin
öncelikle İŞÇİ VE EMEKÇİLERİN ÖRGÜTLÜ OLMASI, BİRLİK OLMASI GEREKİR. İşçi
sendikaları tarafından desteklenen ve emekçilerin haklarını savunan güçlü
sol bir partinin var olması gerekir. Ne yazık ki ülkemizde sendikalı işçi
sayısı çok az ve her geçen gün daha da azalmaktadır. Yasalara göre
işçilerin sendikaya üye olması engellenemez, sendikaya üye oldu diye işçi
işten atılamaz ama maalesef ülkemizde bu yapılmaktadır. Çiftçi
örgütlerinin yönetimleri yerelde veya üst kademelerde genelde büyük toprak
sahiplerinin elindedir. Esnaf ve sanatkar örgütleri ve meslek odalarının
da yerelde değilse bile üst yönetimlerinde hep varlıklı kişiler
bulunmaktadır.
Eğer toplumun bütün kesimleri olarak örgütlü olmazsak, yönetimlerine
kendimizden birilerini seçmez, onları denetlemezsek, haklarımızı savunmak
için her türlü demokratik hakkımızı kullanmazsak, diğer emekçi örgütlerle
iş birliği yapmazsak, siyasi partilerde örgütlerimiz vasıtası ile baskı
kurmazsak HİÇ KİMSE KENDİLİĞİNDEN BİZİM HAKLARIMIZI SAVUNMAZ. BİZLE
BİRLİKTE YOLA ÇIKANLAR KENDİ HAKLARINI ELDE EDİNCE DAHA FAZLASINA İZİN
VERMEZLER, BİZLERİ UNUTURLAR.
|
ismetbaytak@hotmail.com
ismetbaytak@kuzeyege.net
bergamaturkey@yahoo.com
kuzeyege@yaoo.com
|