Sık kullanılanlara ekle
  
   HABERLER
   POLİTİKA KAZANI
   RESMİ TELEFONLAR
  BİRAZ GÜLELİM
  İLETİŞİM
   
   
   
      LİNKLER
     Bergama
 
  
 

 

Bergama'da "Türkçe Elden Gitmesin" İmza Kampanyası


Türk Eğitim Sen Bergama Temsilciliği "26 Eylül Türk Dil Bayramı" dolayısıyla Bergama Cumhuriyet Meydanında başlattıkları imza kampanyası ile Türkiye'de bir ilke imza atarak "'Yabancı İsimli İş Yerine Hayır', 'Türkçe Yasasına Evet" dediler.


Bergama Cumhuriyet Meydanında bir basın açıklaması gerçekleştiren Türk Eğitim Sen Bergama Temsilcisi Sabri Yalgın "AB'ye uyum süreci adı altında, küreselleşme baskısı ile karşı karşıya kalan Türk toplumu gün geçtikçe, bizi biz yapan temel değerlerini yitirmeye başlamıştır. Toplumsal yabancılaşma her alanda kendini göstermektedir. Şimdi sizlere soruyorum: İçinizden kaçı yabancı dilde bir mağaza, marka, televizyon dergi vs. ismini görünce yadırgıyor?
yadırgamıyor olmamız, yeni açtığımız bir dükkâna isim verirken yabancı dili tercih etmemiz kendi dilimizden utanır hâle geldiğimizin, yaşadığımız toplumsal yozlaşmanın birer göstergesidir" dedi
"Türkçe'den Kaçış Süreci Yaşıyoruz"
Dilimizdeki yozlaşmanın basın yayın kuruluşları ve aydınlar tarafından da etkilendiğini belirten Sabri Yalgın "Ülkeyi yönetenler, basın-yayın kuruluşları ve bir kısım aydınlar, çok güzel Türkçe karşılıkları bulunsa da yabancı sözcükleri kullanmaktan sanki olağanüstü bir zevk alıyorlar. Adeta bir "Türkçe'den kaçış süreci" yaşıyoruz. Büyük şair Yahya Kemal'in "Türkçe ağzımda anamın ak sütüdür" dizesinde ifade ettiği zengin dilimiz Türkçe, maalesef, günümüzde kararmakta, yozlaşmakta ve bozulmaktadır
Dildeki yabancılaşmanın bir göstergesi olan, işyerlerine yabancı adlar verilmesi eğilimi ne yazık ki gittikçe yaygınlaştı. Sokaklarımızın, caddelerimizin görüntülerini bozdu. Büyük alışveriş merkezlerinin, büyük mağazaların yabancı adlar kullanmasından sonra mahalle bakkalının, mahalle berberinin, manavının, kasabının da bu akıma kapılarak işyerine yabancı adlar vermesi "biz hangi ülkede yaşıyoruz?" sorusunu akla getiriyor. Dilde yaşanan katliamın baş aktörlerinden olan televizyon son on onbeş yılda dilimize tüm düşmanlarımızın bir araya gelse yapamayacakları kötülüğü yapmaktadır Artık gençlik Türkçe'yi amerikan aksanıyla konuşuyor. Gelin Türkçe'yi Türkçe gibi konuşalım. Yerel dil ve lehçelere gösterilen hassasiyetin kırkta birinin kendi öz dilimiz için de gösterilmesini istiyoruz. Kendi çocuklarımıza kendi anadillerini öğretemeden yabancı dil öğretmeye kalkıyoruz. Genç nesil kendilerini ortalama 300 kelime ile ifade eder hale geldi.
Tüm buna rağmen dünyada geri kalmış sömürge ülkelerinde uygulanan yabancı dille eğitim uygulamasına karşı durmak bir yana ana okullarına kadar yabancı dille eğitimi koymaya kalkıyoruz.. Biz kesinlikle yabancı dil eğitimine karşı değiliz.
Eğitim dilinin İngilizce veya başka bir dil olmasına karşıyız. Yabancı dille eğitim hastalığı aynı zamanda yabancı hayranlığını, kendi kültürüne yabancılaşma, kendi dilinden ve Türk kimliğinden utanma, toplumsal ayrımcılık gibi sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu anlayış yeni açtığı dükkâna isim koymak isteyen esnafı "dükkânıma İngilizce isim koyarsam daha gösterişli olur" düşüncesine sevk etmektedir. Küreselleşme ve AB uyum süreci adı altında toplumsal kimliğimizin ve bu kimliği ifade aracımız olan ses bayrağımız Türkçe'mizin yok edilmesine sessiz kalmayacağız.
Bunun için Türk milletinin kendini ifade şekli olan Türkçe'mize sahip çıkarak yola çıkıyoruz. Bu amaçla acilen Türk dilini koruma yasasının meclisten geçirilmesini istiyoruz. Bu amaçla hazırlanan "Türk Dilinin Kullanılmasına İlişkin Kanun Tasarısı" Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuş; ancak halen TBMM'nin gündemine gelmemiş sürünceme de bırakılmıştır.
Dünyanın her ne kadar küreselleştiği sınırların kalktığı iddia edilse de gelişmiş batı ülkeleri kendileri söz konusu olduğu zaman hemen gerekli tedbirleri alabilmektedir. Örneğin Fransa'da 1994 yılında hükümetin önerisi ile Fransızca'yı İngilizce'nin akınından korumak için "Fransız Dilinin Kullanımına İlişkin Yasa Tasarısı" adlı bir tasarı hazırlanmış ve yasalaşmıştır. Bu yasanın 9. maddesi şu şekildedir. "Eğitim, sınavlar ve yarışmalar ile kamuya ya da özel sektöre ait eğitim kurumlarında yapılan tezler ve bilimsel yazılar için kullanılacak dil Fransızcadır." Bu noktada bizim üniversitelerimizde akademik kariyer yapmak için yabancı dilde tez hazırlama şartı aranmamalı matematiksel yapısı ile dünyanın en mükemmel dillerinden biri olduğu noktasında tüm dil uzmanlarının ittifak halinde olduğu Türkçe'miz ile yeni bilimsel çalışmalar yapılmalı ve Türkçe'nin en güzel bilim dili olabileceği ispatlanmalıdır.
Almanya, Fransa, Macaristan gibi ülkeler dillerini yabancı dillerin istilasından kurtarabilmek için dil gümrüğü adını verebileceğimiz bir uygulama başlatmışlardır. Bu uygulamaya göre, yeni bir buluş yapıldığı ya da yeni bir alet icat edildiği zaman, herhangi bir gecikmeye fırsat vermeden bu kavrama uygun yeni bir sözcük türetilmektedir. Böylece yabancı sözcükler dile girip yerleşmeden karşılıklar bulunmakta ve dilin yozlaşması önlenebilmektedir. Türkçe'de ise yabancı sözcükler dilimize iyice yerleştikten sonra karşılıklar bulunmaya çalışılmakta ve bulununcaya kadar yabancı kelime dilimize yerleşmektedir.
Türkçe'nin kullanımı ve korunması için yapılması gerekenler:
1) Resmî, Özel Kurum ve Kuruluşlar ile her türlü şirket ve dükkân adlarında, tabelâ ve reklâmlarında Türkçe'den başka bir dil kullanılması yasaklanmalıdır.
2) Her türlü ticarî ve sanayi ürün adlarında, Türkçe dışında bir dil kullanılmamalı. Yabancı marka adları Türkçe adları ile birlikte yazılmalıdır.
3) Tüm reklâm ve tanıtımlar Türkçe yapılmalıdır.
4) Şu anda yabancı ada sahip işyerleri, kurum ve kuruluşlar ile ürettikleri ürün ve markaların adı Türkçe karşılığı ile değiştirilmelidir.
5) Türkçeleştirme konusunda öğretim görevlilerinden, Türk Dil Kurumu'ndan, dilimiz ile ilgili mücadele veren sivil toplum örgütlerinden oluşan bir kurul oluşturulmalı, yeni çıkan yabancı ürüne acilen Türkçe karşılık bulunmalıdır.
6) Turistik bölgelerde ürünlerin ve markaların yabancı adla da yazılmasının zorunlu olduğu hallerde yabancı ad Türkçe addan 2 kat küçük boyutta yazılmalı ve Türkçe adın altında olmalıdır.
7) Ürünlerin faturaları, tanıtım kitapçıkları ve belgeleri Türkçe hazırlanmalıdır.
8) Türkiye'de eğitim kayıtsız şartsız Türkçe yapılmalıdır.
9) Uluslararası yarışmalarda, gösterilerde ve çeşitli etkinliklerde, etkinlik adı Türkçe yazılmalı, Türkçe telaffuz edilmelidir.
10) Radyo ve televizyonlardaki sunucular ve tüm basın-yayın mensupları Türkçe ve telaffuz eğitiminden geçirilmeli, yabancı kelimelerden arındırılmış bir dil ile sunum yapmalıdır.
11) İnternet'te Türkçe karakterli alan adı alımının yaygınlaştırılması için yazılım şirketleri ile devlet anlaşma imzalamalıdır. Hatta Türkçe'nin internet dili olması için devlet çaba göstermelidir. Dünya'da Türkçe kadar internete uyumlu başka bir dil daha yoktur. Çünkü Türkçe yazıldığı gibi okunan bir dildir.
12) Halkın, yabancı isim kullanan dükkan ve markaları, televizyonlarda yabancı isim ya da bozuk Türkçe kullanan basın mensuplarını tespit edip şikayet edebileceği bir mercî oluşturulmalıdır.
"Bundan sonra hiç kimse kapıda, Divan'da, Meclis'te, Seyran'da Türk dilinden özge söz söylemesinler" diyerek, Karamanoğlu Mehmet Bey, 13 Mayıs 1277'de Türk diline sahip çıkmış ve Türkçe düşmanlarına karşı mücadele bayrağını açmıştır.
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk; "Türk demek, Türkçe demektir" diyerek Milli dilin önemini vurgulamış; "Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk Milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır" vasiyeti ile, bizlere görevlerimizi hatırlatmıştır.
Unutmayalım ki Türkçe giderse Türkiye de gider. Türk Eğitim Sen üyeleri olarak bundan sonra Türk milletinin temel yapısına ve bizi millet yapan değer yargılarına, ses bayrağımız Türkçemize yönelik gizli ya da açık saldırılar karşısında tepkisiz kalmayacağız. Hepinizin Dil Bayramını tekrar kutlar, Türkçe'nin bir gün dünya dili olmasını dilerim" dedi.
Yapılan basın açıklamasının ardından imza kampanyası standı açıldı. 30 Eylül Cuma gününe kadar açık olacak imza standında toplanan imzalar daha sonra TBMM ve Başbakanlığa yollanacak.

 

ismetbaytak@hotmail.com

ismetbaytak@kuzeyege.net

bergamaturkey@yahoo.com

kuzeyege@yaoo.com


1