Sık kullanılanlara ekle
  
   HABERLER
   POLİTİKA KAZANI
   RESMİ TELEFONLAR
  BİRAZ GÜLELİM
  İLETİŞİM
   
   
   
      LİNKLER
     Bergama
 
  
 

 

 

Çöplük Türküsü

Murat ÖZAY


Ciğerlerimin yanıp, küllerinin kalemime savrulmasına sebep olan bir çöplük türküsünü dinledim. Size de anlatayım istedim...
Geçtiğimiz günlerde, yerel kanallardan birinde çöplük işçilerini gösterdiler. Bu çöpçüler; belediye çöpçüleri, temizlik görevlileri değildi.Vardiyalı olarak, yevmiye usulü çalışıyorlardı.Bütün çöplüklerin döküldüğü merkezde, ıssız bir arazide çalışıyorlardı.Üç kişilik bir ekip vardı.(Bu ekiplerden daha çok varmış). Biri daha sekiz-on yaşlarında bir çocuktu daha. Mardin'den, köyleri boşaltıldığı için göç etmişler. Bir ülkede yanlış siyasetlerin bedeli maksimim bu kadar olur herhalde. Tam olarak ne iş yaptıkları söylenmedi ama tahminimce geri dönüşümlü malzemeleri(naylon, kağıt vs..) topluyorlardı veya taşıyorlardı.

Haber yapmak için yaklaşan kamerayı ve kameramanı görünce, gözleri doldu gençlerden birinin. Bir eliyle yarı yırtık, ince tişörtünü(!) düzeltmeye çalışıyor, bir yandan da 'kimse görmesin' diye ellerindeki çöpleri usulca yerine bırakıyordu. Üşüyen elleri, sürekli nöbet değiştiriyor, her biri bir dakikaya yakın, ceplerden birinde ısınıyor, diğer el 'tetikte', yırtığı kamufle etmeye çalışan tişörtte bekliyordu.
"Ne yapıyorsunuz buralarda" sorusunu soran muhabire karşılık, ağlamaklı oluyor gözleri. Ve koskoca onurunu gösteriyor bize, biraz da titrek bir sesle --"Abe çalışmağ ayip deyil".Bir büyüğüne uzatılıyor mikrofon; "Hırsızlık, kapkaç yapacağımıza çalışıyoruz" diyor ve martılar bu manidar sese çığlıklarıyla eşlik ediyorlar.. Hepsi ekmek derdinde, yurdumuzun emektarları, görünmez onurlarımız onlar.

Beni inciten, aldıkları ücretler oldu. On milyon!
Sabah sekiz, akşam beş. Yırtık tişörtle soğuğa ve açlığa karşı direniş.Ve on milyon. Soğuk, uzak, ıssız bir yerlerde, kimse farkında değilken bir çocuk avucu üşüyor da, bizim vicdanımızdan bir sızı dahi geçmiyor.
Bazı günler iş de olmuyormuş. Beş gün aç, üç gün yarı tok yani.İşin sağlık riskleri mi? Heh...
Büyük çöplükler, başta metan olmak üzere, çeşitli zehirli gazlar yayarlar. Mikrobun en bol bulunduğu yerler, zararlı bakterilerin ve öldürücü zehirlerin değişmez mekanı, çöplüklerdir.
Ciğerlere zehir, vücuda dondurucu soğuk tesir ederken, terlerinin üzerine damladığı o kırmızı kağıt. On milyon Türk lirası. Sigortasız, sağlık güvencesiz umut çocukları...
Ben izlerken cazur cuzur etti yüreğim. Biraz sizlerinkini de sızlatayım istedim.
Madalyanın öteki yüzüne gelelim. İşsizlik oranı yüzde dokuzmuş.... Peh peh peh.. Bu sızı olmasaydı bir kahkaha hediyem olurdu bu söze...
Türkiye'nin %9'u kaç insan eder? Yaklaşık beş milyon kişi eder. Değil mi?Oysa ben, sadece Doğu Anadoluda on milyon kişinin, işsiz veya yarı işsiz olduğunu biliyorum. Tabi bu çöpçüleri de 'işli' sayıyorsanız ona diyeceğim yok.
Rahat yataklarında uyuyup, Avrupa hayalleri ile kendinden geçen, işssizliği, enflasyon oranlarını çarpıtıp, her yolla milletin gözlerini boyayan, fazla konuşulduğunda polisi, jandarmayı bize kalkan sayan ve ' vatanseverlikte ' kimseye pabuç bırakmayan o zavallılar; size söylüyorum, çöplük türküsünü duydunuz mu?

"Halkız biz, parmakla sayılmayan..."
Ey yağlı ve umarsız karantörler, aydın(cık)lar, ülke sevi(ci)leri, işbirlikçiler, kulislerin parlak ama boş kelleri, hanımköylüler, yirminci villasının, bilmem kaçıncı vurgununun hesabına düşen hileci müteahitler, ucuz işçi çalıştıran, bedavaya işçi çalıştıran ve bilmem hangi ülkede bizlerin paralarını gizli hesaplarına geçiren postmodern, smokinli ve takım elbiseli hırsızlar, fiyakalı bey(cikler), bu çöplük işçisi bile aldığı on milyondan vergi veriyor, haberiniz var mı?
Yani hava soğukluğu, olumsuz şartlar, yırtık tişört ve bakteriler vergiden düşülmüyor. Haberiniz var mı?

Bir gün gelecek elbet.
Gün gelecek onlar bizim sefaletimizi yazmayacak köşe yazarları. Bir gün gelecek ve tarih hak yiyenleri hesaba çekecektir. Yırtık tişörtlü çocuğun/çocukların, onlar gibi ve onlardan beterlerin hakkını mutlaka alacağız. Belki sur-u mahşere kalır bu gün ,ama mutlaka bir gün, bir gün mutlaka ve hakkıyla soracağız hesabını, halkça ve hakça soracağız. Mutlaka bir gün. Bir gün mutlaka.
Saygılarımla......
02-12-2005

ismetbaytak@hotmail.com

ismetbaytak@kuzeyege.net

bergamaturkey@yahoo.com

kuzeyege@yaoo.com


1