|
MERHABA
İbrahim Baytak
“DÜŞÜNÜYORUM
ÖYLEYSE VARIM”
Tarihte bir Filozof böyle demiş. DÜŞÜNÜYORUM ÖYLEYSE VARIM. Akıl
hastanelerinin bahçelerinde RODİN' in düşünen adam heykeli var. Düşünmeden
doğruyu bulamazsın. Her okuduğumuza, her duyduğumuza, her söylenene, her
gördüğümüze düşünmeden doğru veya yanlış diye karar verirsek çok
yanılırız. Ben TV ve gazetelerde çıkan haberleri düşüncemin süzgecinden
geçiririm. Farklı fikirleri dinlerim. Olup olamayacaklarına, yanlış ve
doğruluğuna kendime göre karar veririm. Özellikle siyasetçiler ve medyanın
bizi her zaman yanılttığına inanırım. Son günlerdeki gündem;
KİRA ÖDER GİBİ EV SAHİBİ OLACAKSINIZ: Morguç (söylenişi) modeli ile her
kes ev sahibi olacak. 20 hatta 30 yıl vadeli kredi alınacak kira öder gibi
taksitle ödenecek. Basın günlerdir bunu anlatıyor. Kredi faizlerinin % 1
in altına düşeceğini müjdeliyor. Bu haberlere herkes sevindi. Daha yasa
çıkmadan, hatta yasa tasarısı son şeklini almadan ev fiyatları 2 ye 3 e
katlandı. Herkes ev alma hayalleri kurmaya başladı. Ancak son günlerde bu
işin öyle ucuz olmayacağı anlaşıldı. Devlet bakanı Abdüllatif ŞENER' in de
katıldığı 21.12.2005 günü ATV de Siyaset Meydanı programında anlaşıldı ki;
100 milyar kredi alanın aylık ödeyeceği taksit 1 milyar 150 bin TL.
Tavsiye 3 milyar TL den az maaş alanlar böyle bir krediyi almasınlar. Eğer
krediyi alan 2 ay taksiti aksatırsa (af yok) aldığı ev krediyi veren banka
tarafından hemen satılacak. Sonuç olarak BU SİSTEMİN AMACI herkesi ev
sahibi yapmak değil parasal yani bankaları, kredi veren kurumları
çalıştırmak. Ülkede bu krediyi alabilecek ve ödeyebilecek çok az kişi
olacak. Alanlar ilerideki enflasyondan etkilenmemek için sabit ödeme ile
kredi alsınlar. Bu durumda da eğer gelecek 20-30 yılda enflasyon olursa
krediyi veren bankalar ve finans kurumları batar, yine bundan birkaç yıl
önce olduğu gibi ceremesini vatandaş çeker. Hesap sorulacak kimse
bulunamaz.
Helal gıda: 1974 yılında CHP - MSP (ECEVİT - ERBAKAN) koalisyon
hükümetinde Et Balık Kurumu (EBK) MSP li bakana bağlanmıştı. Burada
hayvanlar kesilirken İslam kurallarına göre Besmele çekilmesi şart, yoksa
HELAL olmaz dediler. Ancak tavukları büyük bir hızla makine kesiyordu. Her
tavuk için ayrı, ayrı Besmele çekilmesi mümkün olmuyordu. Toplu halde
hepsine birden tek Besmele çekelim dediler, olmaz dendi. Teybe alalım
hızlı söylensin dediler, makinadan çıkacak Besmele kabul olmaz dediler.
Sonra ne oldu bilmiyorum. Belki de çözüm bulunmadan hükümet dağılmıştır.
Şimdi de gıdaların satılabilmesi için TSE den HELAL GIDA onayı istenmesine
karar verilmiş. Örneğin koyun, dana, tavuk kesilirken dini kurallar yerine
getirilmiş İslam dinine göre haram veya mekruh mu? Diye standart alınacak.
Böylece yiyenlere günah yazmayacak. Peki de HARAM PARA için neden standart
aranmıyor? Verdiği vergiye, yaptığı işe ve buradan elde ettiği gelire göre
çok lüks yaşayanlara neden NEREDEN BULDUN BU PARALARI? Diye sorulmuyor?
Hatta daha önce çıkarılan yasa neden iptal ediliyor? İslam dininde
besmelesiz kesilen, eti yenmesi yasaklanan hayvanları yemek günah da
haksız yere elde edilen para, hak edilmeyen gelir HELAL Mİ? Birde ya bu
hayvanlar çalıntı ise? Ya hormonlu ise? Ya bunu üreten firma malını aldığı
üreticiye, yanında çalıştırdığı işçiye parasını ödemiyorsa? Ya vergi
kaçırıyorsa? Peki bu konuda neden denetlemiyoruz? Bu konuda bir standart
getirmiyoruz?
Son günlerde bir gazete İslam bilim adamlarını anlatan bir kitap
veriyordu. İslam dinini benimsemiş birçok insanda bilimsel bir çok şeyler
yapmıştır. Öyleyse bütün buluşlar neden Avrupa'da olmuş. İslam ülkeleri
neden kalkınamamış, çoğu neden yoksul diye düşünüyorum. İslam din adamları
bir çok yeniliği, buluşu GÜNAH, DİNİMİZE AYKIRI diye yasaklanmış. Ayni şey
Avrupa'da da Hıristiyan kiliseleri tarafından yapılmış. Yıllarca dünya
düzdür, olduğu yerde duruyor, güneş dünyanın etrafında dönüyor diyen
Hıristiyan din adamlarına GALİLEO çıkmış DÜNYA YUVARLAKTIR VE DÖNMEKTEDİR
demiş. Kilise onu mahkemeye vermiş sözünü geri almazsa ölüm cezası
vereceğini bildirmişler. GALİLEO mahkemede sözünü geri almış. Yüz yıllar
süren mücadeleler sonucu Avrupa'da ülke yönetimlerine Kilisenin ve din
adamlarının karışmasını, ülkelerin dini kurallara göre yönetilmesini
engellemiş. Ama islam ülkelerinde hala daha bir çok ülke din kurallarına
göre yönetiliyor. Bir çok İslam ülkesi fakir, kalkınamamış, geri kalmış.
Arap ülkelerinin zenginliği ise sadece petrolden. 40-50 yıl sonra petrol
bitince onlarında diğerlerinden farklı olmayacak. Çünkü petrol gelirleri
ülkedeki bir avuç kişiye akıyor ve ülkelerinde sanayi yok. Bir tek
çoğunluğu Müslüman olan ülkemizde kalkınabilmiş, gelişmiş ülkelerle
yarışmaya çalışıyor. Bunun tek nedeni Cumhuriyetle birlikte din ile devlet
işlerini birbirinden ayıran LAİK sistemin benimsenmiş olması. Osmanlı
İmparatorluğu matbaayı 600 yıl ülkeye sokmamış. Heykel put diye yasak,
Resim yasak. Sadece hat sanatı gelişmiş. Bulunduklarında TV, bisiklet,
araba günah ve yasak. Aya gidilmesi yalan. Mimarlık sadece cami,
kervansaray, çeşme, yalı gibi yapılar için gelişti. Halbuki dünyanın belki
de en büyük mimarı Sinan neler yapmazdı? Kızların okuma yazma öğrenmesi
yasak. Günümüzde bile Devlet zorladığı halde kızlarını okula
göndermeyenler yok mu? Erkeğe çok eşlilik serbest, karısını dövmek
serbest. Düşüncelerimi sizinle paylaşmaya devam edeceğim.
|
ismetbaytak@hotmail.com
ismetbaytak@kuzeyege.net
bergamaturkey@yahoo.com
kuzeyege@yaoo.com
|