|
GÖZLEM
Ali Kaya
alikayadikili@yahoo.com.tr
TÜRKÜLERİ DİNLERKEN - 2
Farkında mısınız dostlar?.. Son yıllarda türkülerimize ilgi bir hayli
arttı. Bu durum gerçekten sevindirici. Özümüze mi dönmeye başladık ne..
Anadolu insanı; yeniden kimliğini ve öz benliğini bulmaya mı çalışıyor,
dersiniz?..
Daha düne kadar, "Türkü" denilince "köylü müziği" olarak
algılanır,aşağılanırdı..Türkü dinleyenleri de, söyleyenleri de ilkel
bulurlardı. Daha da kötüsü; "En âdi meslek çalgıcılıktır.Onu da öğren
fakat,yapma"gibilerden, hiç de hoş olmayan sözler bile söylenirdi
çocukluğumuzda..Bu sanat kolu böylesine aşağılanırken,şimdi bu denli ilgi
görmesi elbette sevindiricidir..
( O güzel dilimiz "Türkçe" mize de aynı şekilde hor bakılmaz mıydı
Cumhuriyet'e kadar?..İşlenmeyen şey elbette kabadır.Bir odun yontulursa
kereste; işlenirse mobilya olur değil mi?..
Bugün; o en güzel şiirlerin,öykülerin,romanların,şarkı-türkü sözlerinin
yazıldığı o güzel dilimiz; işlene işlene bu hale geldi elbette.. Ona dil
uzatanlar, -bugün yaşıyor olsalardı-utanıyor olmalıydılar!..)
Türkü söylemek ayıp bile sayılmaz mıydı daha düne kadar.."Kızını serbest
bırakırsan; ya davulcuya varır, ya zurnacıya" sözü de bu sanat kolunu
aşağılamak için söylenmemiş midir?. Ya şimdi?..Sazını kapan koşuyor türkü
sesi duyduğu mekanlara. Çocuğunun elinden tutan saz kurslarında alıyor
soluğu.. Son günlerde adım başı rastladığımız "TÜRKÜBAR"lara, ilginin bir
hayli yoğun olması da bunun iyi bir göstergesi değil mi ki..Ne sevindirici
bir olay bu!..Saz öğreten kurs yerlerinin her gün biraz daha artıyor
olması,Konsevatuvarlara ilginin fazlalığı..Oralara girebilmek için
harcanan çabalar boşuna değil elbette..Vardır bir nedeni…
Türk'ü anlamak için,türkü bilmek,türkü söylemek,türkü
dinlemek gerekmiyor mu zaten.. .
Bir toplumun, aynadaki yansımasıdır türküleri. Ezilmişliğini,
yoksulluğunu,çaresizliğini,kimi zaman da sevincini en güzel türkülerinde
buluruz yöre insanının!..Ezim ezim ezilir türkü söyleyen…Yüreğinin
sesinin, dışa vurumudur ağzından dökülenler!..
Bir sıkıntın yoksa, neşe saçarsın çevrene!. Üstelik kalkar bir güzel de
oynarsın diz vura vura...Yokluktan.ezgin, yaşamdan da bezginsen; bağrını
döve döve söylersin türkünü.. Sesin de öylesine yanıktır ki!..Ezilir,belki
de oturur ağlarsın!..
* *
İşte bu duygularla gittim türkü dinlemeye.Yer; geçen yıl olduğu gibi,
Antur Motel salonuydu yine..O ne insan yoğunluğuydu,anlatamam..Salon;
düğünlerde görmediği kalabalıkla; tıklım tıklım..Otumaya değil,ayakta
durmaya bile yer yoktu.Bu ilgi nedendi dersiniz?..Türkü dinlemeğe aç bir
toplum olmuşuz da haberimiz yokmuş meğer!..
( Canım halkım benim!..Gideceği yeri iyi bilir de,oy vereceği partiyi pek
bilemez..Olsun.. Zamanla onu da öğrenecek.Kim kendinden yana, kim değil;
zamanla onu da öğrenecek..Demokrasiler öyledir biraz. Çarkı ağır
döner.Zaman ister,işlenmek ister.. Tıpkı dilimiz gibi,türkülerimiz ve
diğer sanat kollarımız gibi.. )
Çalışmalarını iki yıldır sürdüren "Halk Türküleri Korosu" Dikili
Belediyesi çatısı altındaki sosyal aktivitelerin en göz dolduranı oldu son
yıllarda..Öylesine bir kaynaşma,birliktelik oluşturmuş ki bu koro..Tam bir
uyum içinde gördüm her kesimden, herkesi..Bunda;sevgili meslekdaşım,
Dikili Lisesi müzik öğretmeni Oğuz Yıltaş'ın büyük katkı ve çabaları
övgüye değer doğrusu!..Bu Dikili; ne müzik öğretmenleri gördü de, böylesi
etkinliklere tanık olmadı hiç..İyi ki varsın sevgili Oğuz Hoca ve iyi ki
Dikili'desin!..Kutlarım seni!..Umarım, daha uzun yıllar Dikili'ye yararlı
olursun
Kimler yoktu ki bu 35-40 kişilik koronun içinde..Sesine birazcık
güvenen,çoğunu tanıdığım , her kesimden herkes oradaydı..Banka
müdüründen,avukatına;doktorundan,emekli öğretmenine..Bir kurumda hâlâ
çalışıyor olanından,bir yerlerden emekli olanına ..Ev kadınından,iş
kadınına,iş adamına kadar; türkülerimize ilgi duyan meraklı,hevesli herkes
"koro"daydı.Ne güzel bir uğraşı bulmuş arkadaşlar kendilerine!..
Kimi sazıyla,kimi sözüyle katkı koymuş .Aylar süren özverili çalışma
sonunda; kimi sazını geliştirmiş,kimi sesini eğitmiş.
İşin ciddiyetinden olsa gerek; saz heyeti yetersiz kalmasın,daha da
zenginleşsin diye, Ege Üniversitesi'nden destek bile alınmış.
Katkılarından dolayı da, o arkadaşlara Dikili adına teşekkür ediyorum.
Bir yılda üç konser verdi türkü korosu..Her işte olduğu gibi, bu sonuncusu
en mükemmeliydi. Giderek olgunlaşmış,eskilerin deyimiyle kemale ermiş
olarak gördüm çalışmaları.
Sunum; son derece başarılıydı.Bayan Elitaş'ı bu konuda uzmanlaşmış olarak
gördüm.Türküleri birbirine bağlarken,bir profesyonel kadar ustaydı.Ses
tonu, vurgulama yerindeydi. Sözcüklerin seçiminde bu kez daha titizdi.
( Geçen yıl-haddim olmayarak- eleştirmiştim. Bu yıl, özellikle onu dikkate
aldığı için;kendisine ayrıca -dilimiz adına- teşekkür ediyorum.Ağzına
sağlık Bayan Elitaş!..)
Yalnız; Protokol koltukları denen, o sandalyaların boş kalıyor olması
biraz üzüyor insanı..(Aslında hiç de sevmiyorum o protokol geleneğini..Bu
uygulamayı kaldıracak bir babayiğit de aramıyor değilim hani..Ne demekmiş
protokol?..Halk olunsun halk..) insanların arslanlara parçalattırılması
sahnelerini izleyen kralları anımsatıyor bana bu protokol sahneleri..
Yeni kaymakamımızı tanımıyorum. Saz çaldığına göre türkülerimize ilgi
duyuyor demektir.Böyle bir gecede aramızda olmasını umardık doğrusu..İşi,ya
da konukları olabilir. "Bir mesaj da mı gönderemezdi" diye geçirdim
içimden..
Böylesi etkinliklerde bu salonu bizlere hep açtığı için,işletme sahibi
arkadaşları da kutluyor,teşekkür ediyorum
SON SÖZ :Anadolu'nun ortak dili TÜRKÜLERİMİZDE buluşmanın doyumsuz tadını
yaşadık ,anlamlı bır 18 Mart gecesinde!..
Başka etkinliklerde buluşmak dileğiyle, sevgiler sunuyorum böylesine güzel
bir gece yaşatanlara.
Emeğinize,ağzınıza ve mızrap vuran elinize sağlık dostlar!..Hoşça kalın..
21 Mart 2006/Karşıyaka
|
ismetbaytak@hotmail.com
ismetbaytak@kuzeyege.net
bergamaturkey@yahoo.com
kuzeyege@yaoo.com
|