|
CHP İZMİR MİLLETVEKİLİ HAKKI ÜLKÜ’den BASIN
AÇIKLAMASI
BİR "MAFYA"YA , BİR "BAKAN"A…
TALAN DEVAM EDİYOR
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın Üsküdar'da sit alanı üzerinde bulunan
kaçak villasının Üsküdar Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi ve 3 No'lu
Tabiat Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu'nun kararlarıyla aklanması
hatta araziye, üç inşaat izni daha verilmesi, Türk siyasetini kirleten son
gelişme olarak gündemde yerini almıştır.
Sayın Bakanla ilgili olarak bugüne kadar ortaya çıkan;
" Al Baraka Türk Yönetim Kurulu üyesiyken naylon fatura hazırladığı
iddiasıyla hakkında 3 yıl hapis cezası istemiyle dava açılması, bakan
olunca ilk icraat olarak kendisinin de yararlanacağı 'vergi affı' yasası
hazırlayarak bu davadan kurtulması.
"Ormanlık alandaki yapılaşmaya af getiren 2B yasasını hazırlayarak,
Beykoz'da 50 dönümlük 2B arazisi olduğu ve çıkacak yasayla tapuya
kavuşacağının ortaya çıkması,
" Galataport ihalesi öncesi, en yüksek teklifi veren Ofer ailesiyle
görüştüğü iddialarının doğrulanması, gibi olaylar ne hükümetin harekete
geçmesine, ne de bakanın yüzünün kızarmasına yetmiştir.
AKP iktidarı, 2004 yılı başında Türk Ceza Kanununda değişiklik
yapılamasına dair tasarı gündeme geldiğinde "kaçak yapıyı yapanın da,
yaptıranın da, belediye başkanları da dahil buna göz yumanın da
cezalandırılacağı" yönündeki açıklamalarla kamuoyunun gözünü boyamaya
çalışmıştı. Fakat Türk Ceza Yasası'ndaki "imar kirliliğine neden olma"
maddesi ve öngörülen cezalar AKP tarafından yavaş yavaş budanmaya
başlandı.
Son olarak TCK'da Mayıs 2005'te yapılan değişiklik ile yapı ruhsatı
olmaksızın başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik,
su ve telefon bağlanmasına müsaade eden kişilerin bir yıldan beş yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı şeklindeki hükmün, 12.10.2004
tarihinden önce yapılmış yapılara uygulanamayacağı, düzenlenmiştir.
Buna bir de, geçtiğimiz ay kabul edilen 5437 sayılı, 2006 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu'nun 32. maddesinin "m" fıkrası ile bu yapılara
belediye hizmetlerinin götürülebileceği eklenmiştir. Burada, "12/10/2004
tarihinden önce inşaat ruhsatı alınmış ve yapılmış olup, kullanma izni
verilmeyen ve alınmayan yapılara; yol, elektrik, su, telefon,
kanalizasyon, doğal gaz gibi alt yapı hizmetlerinden birinin veya
birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde…bu Kanunun yayımı
tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar
geçici olarak su ve/veya elektrik bağlanabilir" denmektedir.
Tüm bu düzenlemelerle Türkiye'deki gecekondu mafyalarına ve şehircilik
ilkelerini bir yana atarak siyasi ve ekonomik rant peşinde koşan bazı
belediye başkanlarına ve yetkililerine bütün olanaklar tekrar sunulmuştur.
Ayrıca bu düzenlemelerde özenle belirtilen 12.10.2004 tarihinin Maliye
Bakanı'nın Üsküdar'daki villalar gibi kaçak yapılarıyla olan ilintisi de
araştırılmaya değerdir.
Çok iyi bilindiği gibi bu ülkede gecekondular ve kaçak yapılar; içlerinde
yaşayan insanların değil mafyanın eseridir. Gecekondularda yaşayan
yurttaşlarımızın yüzde 70'i buralarda kiracıdır. Gece kondu sahibi
yurttaşımızın, ise yüzde 82'si evini mafyadan satın almıştır.
Türkiye'de son elli yılda 14 kez gecekondu ve imar affı çıkarılmış olması
gecekondu ve kaçak yapı mafyalarını yüreklendirmiştir. AKP ise üstü kapalı
imar aflarıyla bu popülist geleneği devam ettirmektedir. Bu afların ve
değiştirilen imar planlarının mafya dışında, bir de Türkiye
Cumhuriyeti'nin Maliye Bakanı'na yaraması ise Türkiye adına tam bir
skandaldır, trajedidir.
Tüm bu aklanmış pisliklerin temizlenmesi adına kamuoyunu ve yetkilileri
daha duyarlı olmaya ve harekete geçmeye davet ediyorum. Sevgi ve
saygılarımla
|
ismetbaytak@hotmail.com
ismetbaytak@kuzeyege.net
bergamaturkey@yahoo.com
kuzeyege@yaoo.com
|