Sık kullanılanlara ekle
  
   HABERLER
   POLİTİKA KAZANI
   RESMİ TELEFONLAR
  BİRAZ GÜLELİM
  İLETİŞİM
   
   
   
      LİNKLER
     Bergama
 
  
 

 

 

DİKİZ AYNASI

İrfan KESKİN
 

BU MADEN KAPANMAZ


Sevgili Dostlar ben iddia ediyorum ki de bu maden kapanmayacak. Kapanmak bir yana dursun, adamlar Balıkesir Havran'daki Altın Madenine ve Efemçukuru Altın Madenine üretim tesisi kurmayacaklar. Havran Efemçukuru'ndaki rezervleri de Bergama Ovacık'a getirip, yıllarca Bergama Ovacık Altın Madeni tesislerinde işleyecekler. Hem de yılda 2,5 Milyon Ton toprak işleyecekler.
Bunları neden mi, söylüyorum?
Açılan bir dava süreci içersinde bir heyet Ovacık Altın Madeni tesislerini incelemeye geliyor. Bu bilirkişi heyeti yaptıkları incelemede maden tesislerinin ve maden sahası içerisindeki diğer binaların 3194 Sayılı imar kanununun 8. Maddesine aykırı bularak bu binaların ve tesislerin kaçak ve ruhsatsız olduğu yönündeki karar raporunu davanın sürdüğü İzmir 4. bölge İdare Mahkemesine veriyor. İzmir 4. İdare Mahkemesi de buna istinaden yürütmeyi durdurma kararı alarak 30 gün içinde madenin kapatılması gerektiği kararını veriyor. Davacı Avukatlarda bir basın toplantısıyla bu kararı kamuoyuna duyurdular ve bu haber ulusal medyada geniş yer buldu.
Tabi ki, ertesi günde karşı taraf karşı atağa geçti ve Koza Altın Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Akın İpek kararı kendi lehlerinde yorumlayarak kararın bir ara karar olduğunu, itiraz edeceklerini, eski ruhsatla çalışmaya devam edeceklerini kararın kendilerini bağlamadığı açıklamasını basın yoluyla kamuoyuna duyuruyor. Haber yapan binlerce gazeteyi de Bergamalılara dağıtıyorlardı.
Bu tartışma ve karşılıklı mücadeleler yaklaşık 14-15 yıldan beri devam ediyor. İsterseniz bu mahkeme kararıyla ilgili konuya değinirken 10-12 yıl öncesine gidelim.
Gergin geçen tartışmalardan, çeşitli kesimlerin karşı çıkmalarına rağmen, o zamanki şirket Eurogold 1992 yılında arama 1995 yılında ÇED raporunu onaylatarak işletme ruhsatını dönemin Çevre Bakanı Rıza Akçalı ve Müsteşar Murat Sungur Bursa imzasıyla aldılar. Yani siyasi ve bürokrasi savaşını Eurogold kazandı.
Ancak bundan sonra iki önemli direniş başladı.
1) Çeşitli bilim çevreleri, sivil toplum kuruluşları ve o yörede yaşayan köyler halkının direnişi başladı.
2) Bu direnişlere istinaden ilk önce Danıştay 6.Dairesi Anayasamızın 16-17 ve 56. maddelerine dayanarak 1996 yılında Eurogold'un almış olduğu arama ve işletme ruhsatı iptal edildi.
Eurogold Danıştay Daireler Genel Kuruluna davayı temyiz etti. Danıştay 6.Dairesinin kararı bu sefer Eurogold ihtisasi Tahsis Hakkını (Kararın yeniden gözden geçirilmesi) kullanarak Danıştay Genel Kuruluna yeniden itiraz etti. Bu itirazı değerlendiren Danıştay Daireler Genel Kurulu 1998 yılında itirazı yine reddetti. Ancak bu kararları hep lehlerine yorumlayan Eurogold yetkilileri yaptıkları açıklamalarda mahkeme kararlarının kendilerini bağlamadığı işlerine bakıp çalışmalarının devam ettiği yönünde açıklamalar yapıyorlardı.
Artık açılan davaların sonucunda iptal edilen izinlerin sonu gelmiyordu. Derken 2000 yılı ortalarında Eurogold tüm haklarını şirketin büyük ortağı Avustralya kökenli Normandy Posedion A.Ş.'ye devretti. Bu devirden sonrada hukuk darbeleri devam etti. İzmir 1-3 ve 4. İl idare ve bölge idare mahkemeleri peş peşe ayrı ayrı sağlık bakanlığının verdiği gayrı sıhhi müesseseler iznini orman bakanlığının bayındırlık bakanlığının enerji bakanlığının izinlerini ve bu izinlere mahsus verilen ruhsatları iptal etti.
Normandy yetkilileri de bu kararları lehlerine yorumlayıp tabiri caizse arkadan dolanarak mahkeme kararlarını görmezden geldiler.
Daha sonra da 2001 yılı başlarında Normandy tüm haklarını ABD'li Newmont'a devretti. Newmont döneminde de verilen mahkeme kararlarıyla izinler iptal ediliyor. Bir önceki kararlar üst mahkemelerce onanarak temyizler reddediliyordu. Bunların dışında açılan davalar sonucunda yargı kararlarını uygulamayan Başbakan ve Bakanlar köylülere tazminat ödemeye mahkum ediliyordu. Ayrıca aynı gerekçeyle AHM Devleti köylüye kişi naşına 3 bin Euro tazminat ödemeye mahkum etti. Ama yine de hiçbir şey değişmedi.
Tüm bunlara rağmen Newmont 3-5 yıl siyanürle altın üretimine devam etti.
Newmont'ta bu 3-5 yıllık kaçak üretimden sonra 2005 yılı başlarında Koza Davetiye Matbaacılık A.Ş. devretti. Koza Davetiye de 2005 Nisan ayından bu yana Koza Altın A.Ş. adıyla siyanürle altın üretmeye devam ediyor. Mutlaka diğer 3 şirketin yaşadıklarından tecrübe almıştır. Arkasında siyasi dayıları da var. Bir de yerli sermaye Türkiye'de ilk yerli altın sloganını tutturdular mı kim tutar Koza'yı. Onun içindir ki hukukmuş, kanunmuş, izinmiş, ruhsatmış boş verelim biz onları herkes işine baksın, biz de işimize bakalım. Bu maden çalışır. Hem de Havran ve Efemçukurun da ki rezervleri de ovacığa getirerek.
İyi günler.
 

ismetbaytak@hotmail.com

ismetbaytak@kuzeyege.net

bergamaturkey@yahoo.com

kuzeyege@yaoo.com

 

 

 


1