baslik1.jpg (7323 bytes)      

market2.gif (15838 bytes)

21 TEMMUZ  SAYI: 591 

baslik2.jpg (10108 bytes)

 Site İndeksi

Haberler

Köse yazıları

Politika kazanı

Kunye

Resmi telefonlar

Biraz Gülelim



GÖZLEM

kaya.jpg (4095 bytes)

Ali Kaya


ATEŞİN YALAZIYLA

YANAN ORMANLARIMIZ


Bahar geçip de yaz sıcakları bastırdı mı, bir sıkıntı kapları içimi ! Yanan ormanlarımızın yalazını içimde hissederim hep! Elli yılda, yüz yılda yetiştirebildiğimiz o güzelim ormanlarımızın bir iki saatte yok olup gitmesi ne acı bir şey! Cehillikten kaynaklanan bilinçsizlik mi, sabotaj mı, kaza mı nedendir bilinmez; her şeyin ama her şeyin birkaç saatte kap kara bir yangın yerine dönüşüvermesi geleceğimiz açısından gerçekten de tüyler ürperten bir vaziyettir. Bunca yeşillik, bunca güzelim ağaç, içindeki yüzlerce binlerce hayvanın, bağıra çağıra ormanla birlikte cayır cayır yanıp yok olup gitmesi, gerçekten de çok acı!
Yok olan, ülkemizin soluk alıp veren akciğerleridir. Güzelliklerimiz, ulusal kaynaklarımızdır. Toprağın yeşil urbası, örtüsüdür. Şimdi bakmaya bile korktuğumuz, bakarken utandığımız bir yangın yeri şimdi o, o yeşil vadi, o tepe...
Geleceğimiz çok kötü dostlarımız!.. Ülkemiz giderek çölleşiyor. Gözlerimizin önünde göz göre göre oluyor bütün bunlar... İhmâlse de, sabotajsa da, cahillikse de işte asıl vatan hainlikte, bundan büyük hıyanet olabilir mi vatana?
"Yangın en büyük düşmansa ve böylesine bir düşmana dağlarımız, ormanlarımız yenik düşmezlerse; bu vatanın bekçisi askerlerimiz neden kışlasında oturuyor? Yazın üç aylığına askerler korusun ya da ordu içinde bir "Orman Askeri" teşkilâtı kurulsun. Onlar görev yapsınlar, başka türlü bu işin üstesinden gelinemez diye düşünüyorum.
Kışı bahara bağlayan aylarda ağaç dikiminde de görevlendirilebilirler. Bu 'orman askerleri'. Vatan göreviyse, vatana bundan daha iyi hizmet düşünülebilir mi ki? Şu orman yangınları da gerekli önlemleri zamanında almayanlar, bu hıyanete ortak olmuyorlar mı acaba! Nerede bu işin bilinçli eğitimi? Binlerce yıllık ata mirası ormanlarımız nedendir bu denli sahipsiz? Bu güzellikler, bu servet bu kadar ucuz mu?..
Korkum odur ki; yakın bir gelecekte ormanlarımız birer masal kahramanları olacaklar, Kâf Dağını anlatır gibi "Orman Masalları" anlatacağız çocuklarımıza!
Hep söyleriz: "Ormanlarımız, yurdumuzun akciğerleridir" diye. Ciğerlerinden hasta birinin sonu bellidir herhalde. Ya akciğerleri bitmiş, yanıp kül olmuş ülkenin sonu?... Onun da sonu belli değil mi!...
Her yıl yüz binlerce, milyonlarca belki de daha fazla ağaç, yangın belasıyla yok olup giderken, toprağı tutan köklerde kuruyup gidiyor doğal olarak. Yağmurla yumuşayan toprak tutunacak bir dal, bir kök bulamayınca kayıp gidiyor, elimizin altından. Her yıl bu yüzden bir Kıbrıs adası kadar toprak denizlere dalga maddesi oluyor, DOĞA KENDİNE ZARAR VERENLERİ AFFETMİYOR NE YAZIK Kİ!..
Doğal afetlerden saydığımız deprem, yangın, sel, toprak kayması vb. şeyler insanlığın yaşamını yakından ilgilendiren acı olaylardır. Depremin ne kadar ne ölçüde geleceği şimdilik bilinmiyor. Elimizden de bir şey gelmiyor, ama insan kaybını azaltmak ya da arttırmak bizim elimizde (!) Örnekleriyle de sabittir. Aynı şiddetteki bir yer sarsıntısı Japonya gibi bir yerde ölümlere neden olmuyor da bizde binlerce kişi ölüyor, demek ki deprem öldürmüyor, yapı öldürüyor.
Deprem doğal olaylardan sayılır da bundan kaynaklanan ölümler, "doğal" sayılmaz... Hele hele kader hiç sayılmaz. Şimdi, bizden kaynaklanan yangına, sele, toprak kaymasına "doğal afetler" gözüyle bakabilir miyiz?... Elbette hayır... Bunlar bilinçsizliğimizden dikkatsizliğimizden kaynaklanıyor hep. Her felakete, her acı olaya "kader" diyip geçenler, cahilliğimizden kaynaklanan bu tür olaylara da aynı şeyi söyleyebilirler mi?..        Sözün özü dostlarım:
Düşünün ki bir ağaçtan milyarlarca kibrit üretilebilirken bir kibrit tanesi bir anda yüz milyonlarca ağacı yok edebiliyor. Bu nasıl bir şey böyle?
Bu gün ormanlarımızı bekleyen en büyük tehlike "Orman vasfını kaybetmiş alanların imara açılması" konusunun gündemde olmasıdır. Önce ormanı yok et, sonra yerine villaları dikersiniz, kimler neden değiştirdiler bu yasayı. Ecevit'in ihtiyarladığından mı yararlandılar rantiyeciler?
Vatan hainlerini gözlerini dikmişler bir kere ormanlık alanlarımıza, Ege'nin yeşille maviyi kucakladığı o sahil şeridinde; aynı alanda hem de birkaç yerde, aynı anda yangının başlaması başka nasıl açıklanabilir ki... Rantiyeciler, yakın bir gelecekte, bu yangın yerlerine villaları kondurup servetlerine servet katacaklardır.



YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI

(Eski Mavi Market)

 

 

 

berg-int.jpg (4556 bytes)

 

ismetbaytak@hotmail.com

kuzeyege@yahoo.com

 

cizgi1.jpg (425 bytes) cizgi2.jpg (579 bytes) cizgi3.jpg (545 bytes)

HER SALI GÜNCELLENİR

1