|
PALMİYEALTI
Bülent HABORA
YİNE TYS ÜZERİNE
Türkiye'nin en büyük şanssızlığı, bence, aydınlardır ya da daha doğrusu aydın
geçinenlerdir.
Bugün AKP'yi eleştiriyoruz. Kadrolaşmasını, Türk halkının mallarını,
ormanlarını, limanlarını, fabrikalarını, arazilerini peşkeş çekmesini falan
eleştiriyoruz. Aslında pek haklı değiliz, bu eleştirilerde. Çünkü bu olaylara
karşı çıkması gereken aydınlar kendi içlerinde bölünmüş bir durumda. Doğal
olarak da böylesine bölünmüş bir " Aydınlar topluluğu" nun bulunduğu bir
ortamda Allah'ı, dini kullananlar başarıya ulaşırlar.
Örgütlük:
Bizim aydınlarımız örgütlülüğün anlamını bilmiyor. Altını çizerek
söylüyorum: Bilmiyor.
Örnek olarak hem İzmir'i vereceğim, hem de İstanbul'u. Bu örnek de sadece içinde
bulunduğum, üyesi olduğum, Türkiye'nin en büyük, en ciddi örgütü Türkiye
Yazarlar Sendikası olacak.
İki yıl önce, İzmir'de TYS'nin temsilcisi olarak seçildim. Bir şeyler yapmak
istedim. Arkadaşlarımla birlikte, yaptım da.
Bu süre içinde 200'den fazla etkinlik yaptık, TYS İzmir Temsilciliği olarak. Selçuk,
Urla, Karaburun, Bostanlı, Konak, Bergama, fabrikalar, alanlar... Her yerde Türkiye
Yazarlar Sendikası İzmir Temsilciliği vardı.
Devletle, kamu kuruluşlarıyla, üniversitelerle, gençlerle, yaşlılarla, Milli
Eğitim'le, Kültür Bakanlığı'yla, Valilik'le, Belediye'lerle, sendikalarla,
konferedasyonlarla hep birlikte olduk. Nazım Hikmet etkinliklerinde de, 1 Mayıs ya da 1
Eylül kutlamalarında da, Sivas anmalarında da her şeyde ve her yerde TYS İzmir
Temsilciliği vardı.
İzmir Valiliği'nden Emniyet Müdürlüğü'ne, Belediyelerden üniversitelere dek hepsi
yanımızdaydı.
Ama utanarak söylüyorum, bize karşı çıkanlar, bizi engellemeye çalışanlar
aydınlar, yazarlar (Tabii hepsi değil, bir bölümü) oldu. İki eski TYS İzmir
Temsilcisi'nden biri, bir gazetedeki köşesinde, TÜYAP'taki TYS standında kül tablası
olmadığı için eleştirdi. Beni. Kapalı mekan ve onbinlerce çocuk geliyor ve ben TYS
standında kül tablası bulundurmadığım için suçlanıyorum. Bir başkası benim
yayıncılık dönemimi diline doladı. ( Laf aramızda, ben hala onur duyuyorum o
günlerden. Kızınca bir anda parti değiştiren adamlardan değilim ben. Düşüncemi de
değiştirmem.) Bir başkası benim ona bilmem ne iskelesinde selam vermeyişimi
eleştirdi.
Ve TYS'yi ellerinden geldiğince eleştirdiler.
Bazıları TYS'nin etkinliklerinin afişlerini yırttılar. Kendilerine "
Aydın" diyenler, " Yazar" diyenler böylesine küçülürlerse, ben
n'apayım?
Meyhanelerde ya da aile toplantılarında " Vatan-Millet -Sakarya edebiyatı"
yapmakla hiçbir şey olmuyordu. Olmadı da...
Kısaca 2 yıllık çalışmalarımız.
Metin Erten, Bilsen Başaran ve diğer dostlarla TYS İzmir Temsilciliği'ni bir yerlere
getirdik. İki yıl içinde 200'den fazla etkinlik yaptık. Yılda ortalama 2 etkinlik
yapan bir kuruluşu bu duruma getirdik. Ama acıttı bir takım aydınları.
TYS, bir eş-dost şair-yazarlar topluluğu değildi .Biz, meyhanelerde, eş-dost
toplantılarında " Ah üstadım, son şiirin ne de güzel olmuş," ya da "
Sen bir ustasın," gibilerden rakı kadehlerinin ardına sığınan edebiyatçılık
yapmadık. Biz emekçilerle de birlikte olduk, aydınlarla da... Biz tüm insanlarla
birlikteydik.
Ama acıttı bu, onları.
2 yıl... 200 civarında etkinlik... Önce kendilerinin ne yaptıklarını söylesinler,
sonra son iki yılın TYS İzmir Temsilciliği'ni eleştirsinler...
Bu sözlerim yalnız İzmir'li aydınlara değil, TYS'NİN Genel Merkezi'ndeki, bilmeden
birilerine alet olan kişilerine de...
|
YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
kuzeyege@yahoo.com
|