|
Coca-Cola
'Can' Alıyor
Kolombiya'da Coca-Cola'nın şişeleme şirketinde çalışan bir işçinin
öldürülmesinin üzerinden 4 yıl geçti ve mahkeme Coco-Cola'nın yargılanmasına
karar verdi. Cola'nın sicilinde, darbeleri desteklemek, Nazilerle işbirliği, çocuk emeği
sömürüsü de var.
Bia- Coca-Cola hükümetler ve medya tarafından "küresel kapitalizmin başarı öyküsü"
olarak alkışlanıyor. Fakat o kaygısız görüntüsünün ardındaki Coca-Cola, işçileri
terörize eden, vahşi çok uluslu bir şirket.
5 Aralık 1996'da paramiliterler Kolombiya Carepa bölgesindeki Bebidas y Alimientos şişeleme
fabrikasında sendika temsilcisi Isidro Segundo Gill'i öldürdüler. Bunun ardından kaçmayı
başaran başka bir sendika liderini kaçırdılar. Daha sonra sağcı katiller sendika bürolarını
yakarak, kalan işçileri sendikayı terk etmeye zorladılar.
Bu cinayetin ardında dünyanın en ünlü ve karlı şirketlerinden biri var. Bebidas y
Alimientos bir Coca-Cola şişeleme fabrikası.
İşçi sendikası daha iyi haklar, iş güvencesi ve işçilerin ücretini ayda 400
dolara yükseltecek yüzde 35'lik bir zam talep etmişti.
"Guatemala'da Coca-cola ölüm olarak bilinir"
Edgar Paez adlı bir işçi "Tüm işçiler canlarını kurtarmak için sendikadan kaçmak
zorunda kaldılar, sendika tamamen tahrip oldu. Paramiliterler iki ay boyunca fabrika girişinde
nöbet tuttular. Coca-Cola yetkililere hiçbir şikayette bulunmadı," diyor.
İşçiler dört yıl boyunca, sorumlu insanların adalete teslim edilmesi için çabaladılar.
Fakat artık Amerikan Mahkemesi, Kolombiya'daki Coca-Cola şişeleme şirketlerinin,
sendika liderlerini öldürmek için sağcı paramiliterler kiralanması iddiası üzerine
yargılanması kararını aldı.
Coca-Cola, Bebidas y Alimientos ve Panamerican Beverages (Panamco) adlı iki şişeleme
fabrikasının bağımsız şirketler olduğunu söylüyor. Oysa bir bölümüne sahip
olduğu Panamco şirketiyle Coca-Cola'nın 60 yıllık bir geçmişi var.
Kolombiya Sinaltrainal'daki Yiyecek ve İçecek İşçileri Sendikası üst düzey
yetkililerinden biri "Herkes Coca-Cola'nın paramiliterlerle çalıştığını
biliyor" dedi.
1996'daki ölümler Coca-Cola'nın Kolombiya'daki şişeleme fabrikasında ilk defa yaşanan
olaylar değildi. 1994'te Carepa'da iki sendika üyesi, 1989 ve 2001'de ise başka iki
fabrikada iki sendika lideri öldürülmüştü.
Kolombiya insan hakları kampanyacısı Terry Collingsworth'ün söylediği gibi "
Soru şöyle olmalı : Coca-Cola bu olayların yaşanmasına neden izin veriyor ve
Coca-Cola'nın olaylara müdahale etmesi için daha kaç cinayet ve işkencenin yaşanması
gerek?"
Bu tür olaylar sadece Kolombiya'da yaşanmıyor. 1970'lerde Guatemala'da ölüm
birlikleri Coca-Cola çalışanları arasındaki sendika üyelerine işkence yapmak ve işçileri
öldürmekle görevlendirilmişlerdi.
Soğutucu tamircisi ve bir sendika temsilcisi olan Israel Marquez şimdiye kadar üç kez
bu teşebbüslerden kurtulmayı başardı. Marquez "Guatemala'da cinayet Coca-Cola
olarak adlandırılır," diyor.
1980'lerde Coca-Cola'yı, sendika liderlerini öldürmek için sağcı ölüm birliklerini
kullanan Guatemala'daki bir fabrikayla anlaşmasını bozmaya zorlamak için protestolar
yapıldı.
Cola şirketi insanları ölüme terk etti
Güney Afrika'daki protestocular, Coca-Cola'nın işçileri için HIV/AIDS ilaç tedavisi
fonu ayırmayı reddetmesi üzerine şirketi "Coca-Cola işçileri ölüme terk
ediyor" sloganlarıyla hedef aldılar.
22 Temmuz'da "Yiyecek ve İçecek İşçileri Sendikası" tarafından
Coca-Cola'yı boykot eden uluslararası bir kampanya başlatıldı.
Porto Alegra'daki Dünya Sosyal Forumu da Coca-Cola'ya karşı açılan uluslararası
kampanyayı destekledi
Çocuk emeği kullanımına öncülük eden şirket
Coca-Cola, 1880 sonlarında kuvvetli bir kokain ve kafein karışımı içeren tıbbi bir
içecek olarak Amerika'da çıktı. Amerikan kapitalizminin yükselişiyle, dünya
listelerindeki en büyük içecek şirketi unvanına erişti.
Coca-Cola çocuk emeği kullanımıyla ilgili yasaların en son çıktığı Birleşik
Devletler eyaleti Georgia Atlanta'da üretime başladı.
Coca-Cola'nın ilk patronu Asa Chandler, çocukların fabrikalarda köle gibi çalıştırılmasını
savundu. Chandler "Hesaplara göre çocuk emeği dünya üzerindeki herhangi bir ülkeye
büyük ölçüde başarı getirebilir. Bir çocuk ne kadar erken yaşta çalışmaya başlarsa,
yaşamı o kadar güzel o kadar hayırlı olur" dedi.
Coca-Cola yalnızca genç işçileri sömürmedi. 1969'da yaklaşık altı bin göçmen işçi,
Coca-Cola'nın Minute Maid şirketi tarafından koruluklarda çalıştırıldı. Bu işçiler
ve çocukları, çok düşük ücretlerle tuvaleti dahi olmayan barakalarda yaşadılar.
1970'lerde Güney Afrika'daki ruhsatlı bir Coca-Cola şirketi hükümet tarafından
uygulanan "Apartheid" döneminde siyah işçileri çalıştırdı ve bu işçilere
günlük yalnızca 25 sent ödedi.
Coca-Cola imparatorluğunu kurarken Amerikan desteğine güvendi. Amerika birliklerini İkinci
Dünya Savaşı'na gönderirken pazarını genişletme amacında olan Coca-Cola da refakatçi
olarak temsilcilerini gönderdi.
Kola satıcıları Amerikan ordusunda askeri rütbeleri ve üniformaları olan
"teknik araştırmacılar"a dönüştüler. Japon ve Alman savaş esirleri
Coca-Cola fabrikalarında çalıştırıldı.
Aynı zamanda bu "vatansever" şirket Nazi Almanyası'nda da işletmeler kurdu.
Nazi gamalı haçı Coca-Cola logosuyla yan yana duruyordu.
1939 Nisanı sonlarında Coca-Cola Almanya patronu Max Keith işletmenin ülkedeki onuncu
yıldönümünü kutladı. Keith "Liderimize olan derin hayranlığımız ve
minnettarlığımızı anmak için" diyerek Hitler için toplu bir selamlama emri
verdi.
Coca-Cola, karlar artmaya devam ettiği sürece dünyadaki baskıcı rejimlerle çalışmaktan
memnundu.
Coca-Cola'nın Guatemala'daki şişeleme şirketi"United Fruit" 1954'te ordunun
demokratik hükümeti devirmesine yardım etti.
Cola davası: çokuluslu şirketlerin kanlı yüzü
Şirket ayrıca, çıkarlarının hükümet tarafından korunması için Amerikan başkanlarına
yardım etti. Bu başkanlar arasında Eisenhower, Kennedy, Johnson, Carter ve Clinton
bulunuyor, Bush'a ise 2001 başkanlık seçimi kampanyaları için bir milyon dolar verdi.
Coca-Cola gençliği hedeflemek için güçlü konumunu kullanarak Amerikan okullarına
giriyor. Şirket 1998'de Georgia'daki bir lisede Coca-Cola için en iyi pazarlama planına
500 dolarlık ödül koydu.
Bir okulda yapılan "Eğitim Gününde Kola" şenliğinde öğrenciler
"coke" yazısını oluşturmak için kırmızı ve beyaz renklerde giyindiler.
Pepsi tişörtü giyen bir öğrenci ise derhal okuldan çıkarıldı.
Kolombiya'daki Sintraemcali Sendikası Başkanı Luis Hernandez " Coca-Cola davası
çokuluslu şirketler ve hükümetin gerçek yüzünün "kanlı siyaset" olduğunu
gösteriyor. Kolombiya hükümeti insanları bu çok uluslu şirketlerden korumak için hiçbir
şey yapmıyor" diyor.(PT/NK/BB)
Ara başlık ve vurgular Bianet'e aittir, Socialist Workers'dan çeviren Pınar Tokur.
|
YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
kuzeyege@yahoo.com
|