egemen berköz
 
EGEMEN BERKÖZ
(1941)
 

KAPANA
Seni kırmızı gibi, şiirlerimle bir
susturmak istiyorum seni, bir yosun
gibi yoksul Baraba suyunda
çocukluğumun ezik türküsü ey
çocukluğumun ey bulunmayası gömü
seni nasıl nasıl yaşıyorum.

Yalnızım, dayanamıyorum, uzak
denizler geliyor usuma
seni kırmızı gibi, coşkumun ortasında
(seni?) kuruyorum, neler kuruyorum
belki bir yılgıyı, belki küçük bir gizi
unutuyorum, unutuyorum.

Aşka varmayalı kapılar
kapanır oldu yüzüme
bu insanlar, bilmem, bu uzak dağ sesleri
neden bozar oldu dengemi
sazının tellerine dokunur mu
gibi, bir ezgi mi, dallanıyorum
insanlara gidiyorum, gidiyor muyum
çocukluğumu belki, belki çocukluğumu
unutuyorum, unutuyorum.
seni kırmızı gibi, şiirlerimle bir
susuyorum, haykırıyorum.
 

BASİT BİR YALNIZLIK DA YETERDİ
Basit bir kareli defter de yeterdi
Samatya istasyonunu anlatmak için
akşamı beklerken
beklerken parçalanmış umutları
biraz önce yağmur yağmış o istasyon
hüzün dağıtırken
uzaktan bakanlara bile
kıyı yolundan geçenlere
ve yolculara ki hüznün kendisidir
biraz şairdir akşama doğru
anlayışla bakar istasyon şefi
hafif gülümseyerek
ve aldırmaz bile
ve birden gün geçer
aldırmaz
tirenlerle yolcularla yüklerle
biletlerle pasolarla geçer gün
ve Egemen Berköz evine döner
Kupkuru yüreği hüzünden
hatboyu kırık dökük ev içlerinden akşama doğru
bir gün bir kadın çamaşır asarken memelerini görmüştür
bir gün don fanle bir adamı sabah sabah pilav yerken
bir gün her gün çocuklar görmüştür kirli ve arsız
bir gün her gün insanlar biletler istasyon memurları
ve bir gün Egemen Berköz evine döner

Sabah midesi bozuk
öğlen fasulye kılçıklı
bir parti satranç oynamış
iki metin yazmış
Pavese'den birkaç sayfa okumuş
birkaç çıplak kadın resmi bakmış
pencerede birkaç dal ağaç
ve birkaç ondört onbeşinci kat uzaklarda

rüzgârda perde uçuşmuş durmuş
sonra aklında kaktüsleri
sonra Ben Shahn'nın ve Amerika'nın insanları
sonra Töbder'in ve Türkiye'nin insanları
sonra çantasında bir ufak yeni
sonra elinde bir küçük kavun
sonra içinde kıpırdanan bir şeyler
Egemen Berköz evine döner
Tirenden inip istasyondan çıkıp
istavritlere kolyozlara bir göz atıp
tırmanır Mütesellim yokuşunu
tırmanır Ünal apartmanının merdivenlerini
düşünür ta beşinci kat onaltı numaranın kapısına kadar
düşünür basit bir kareli defter de yeterdi

basit bir kareli defter de.
 
 

ANA SAYFAYA - BACK
 
 
 
 
 

1