ENVER ERCAN
(1958)
GÜN GENCİ
İşte sokaktasın
ağzında akşamdan kalma bin küfür
evlerin boğdoğu yollardan geçiyorsun
düşbozgunu insanlar karışıyor kalabalığa
sözün küfre dönüşüyor küfrün mühüryürüyorsun
durağın üç yıldır değişmedi
otobüsün de
ama bugün az ötede kasketli biri
sesini göğe vura vura öldürüyor
dilinde gurbet türküleriilk selâmı ona veriyorsun
bindiğin taşıtlar seninle bin kat ağır
şoförlerin gözlerinde küfrün aynası
omuz omuza yürüyorsun arkaya
yüzlerde dünkü telaş dünkü sıkıntıinsanlar
ki, ömrünü hiçe yayan dağ silsilesi
her şeye suskun sorular gibi
hepsine birden parmak kaldırıyorsun
kaçardım kaybolur yüzleri
yine de onca kişinin arasından
terbıyık biri
soluk soluğa yaklaşıyor yanına :
"adım başı kimlik denetimi
işgâl altında mıyız abi?"tutup alnından öpüyorsun
zar zor yetişiyorsun vapura
tebessümünü akşamdan ütülemiş
sekreter bir kızla laflıyorsun ayaküstü
söylediklerini dinlemiyorsun. Ama
sesinin rüzgarı şaşırtıyor seni
sonra şiirden kesilmiş birkaç şairle
selamlaşıyorsunher zamanki gibi
vapurdan iniyorsun işyerine
masanın tozu yeni alınmış
dünden kalan yazılara gözatıyorsun
anlamlar yankılanıyor beyninde
en büyüğü de "hiç"
ezberindeki şiirler de kesmiyor seni
"akşam olsa diyordun, işte oldu akşam" hariçakşam aynı yokuştan kaptırıyorsun kalabalığa
bir şarkı bile gelmiyor aklına söyleyecek
sırtlarına bakıyorsun insanların
yüzleri gibi künyesiz
ama hepsinde aynı imlâ :
"sakın ruhsatsız işkence yapmayın!"sonra vapur
sonra otobüs
sonra dolmuşve işte son yokuş
kapını çalıyorsun
kızın zıplıyor kucağına
üçbir yanın hüzün
televizyonda bir başka tele-tanrı
güler yüzlü buyruklar yağdıran
seninse ağzında akşamdan kalma son küfür :
"beni siz yaşıyorsunuz ulan!.."
GECE
el ayak çekildi
gecenin gölgesine bir düş gibi uzandın
kızının örtüsünü örtmüştün
kolunda uyuyup kalmış karın
gölden suya değse ıslanır şimdiacemisin biliyorum
elin ayağına dolaşıyor günü denerken
bir gerçeğe parmak basar gibi
basamıyorsun da ölümün tetiğine
kırkyalan sözcükler kesiyor rüzgârlarını
onun için aylar var ki
zorla uyduruyorsun kendini her role
susturamasan da kafandaki o sesidün de bugün yarındı
dün de bugün yarındıöfken de bundan
kibar şairlere gülmen de
tuhaf bir adamsın vesselam
canını sıkan bir sokağı
boyuyorsun da
kırmızıya
bir yaprak düşse dalından
altında kalıyorsunhiçbir şeyin uymuyor kitalara
ama gel bu sabah
karını öperek uyandır
işe mişe de gitme
kızına kahvaltıyı sen yaptır
sonra pırıl pırıl günü tak yakana
yeni bir hayatın önsözü gibi
kentin kalabalığına karışıp yürü
kimse korkmasın bakışlarından
üstün başın boydan boya gökyüzü
çocukların ellerine bulaşsın dursunnasıl olsa
Hâlâ güzel masallara inanıyorsun