HÜSEYİN FERHAD
(1954)
YAPRAK DÖKÜMÜ
Ay ulur geceleri hep. Çağırır beni karanlıklara.
Yaban toprak taşıyamaz dağlı gövdemi benim.Bulutlar sınırtaşları diker gök tarlasına. Kısalır samanyolu.
Azrail bir adım daha yaklaşır idamlıklara.Susam tarlalarında yanık güneş tadı. Sonbahar
sürer tahta kızağını kış aylarından daha yukarı.Atlılar iner kıyıya, yüzünde kar tuzu çobanlar,
gözlerinde yayla çiçeklerinin köklendiği dağ keçileri sonra.Kızamığı sır gibi saklar köylü kızları: İkicanlı ve anaç
tavuskuşları gibi büyür göğüsleri bitlerini kırarlarken.Yapkılarla örülen urgan: Yıldızlar, ayaz ve rüzgâr:
Kuş seslerini andırır yıldızların uzak kımıltıları.Gemilerden sahillere yıkılan silah, kağnılara yüklenen
asker kaputları, fotinler, tabanca susturucuları.(Tüm pencereleri açarım: Dökülür içeri cam kırıkları
kızıl alazlara bulanarak gecenin tâ derinliklerinden.)Atılmış bir çapa. Yakamozlar. Nedensiz bir gelgit.
Ay ulur geceleri hep, saldırır kapalı kapılara
lâcivert gece taşıyamaz çiftçi gövdemi benim.Sarı tüylerinin arasında başını gizlemeye çalışan bir it
gibi, Ölüm: Kuyruğunu dikip iner ıssız ovalara.
SENİN YERİNE,
YAVRULU GEYİKLER VE TERLİ ATLAR
GELİR KIBLEDEN...
Kar çiçekleri fışkırır göğsümden
kökleri kalbime sarılı. Ay büyürken
geyikler iner ovaya,
nehir boyuna avlanmaya çıkar
bir asena. Seni düşünürken
gözlerim uyku tutmaz,
baykuş sesleriyle göğ uçurumlar uğuldar
pusarık vadiler. Şafak sökerken
atlar dolar avluya,
sağ omuzuma hüma kuşları konar kalkar
sol omuzuma anka. Seni düşünürken
gözlerim uyku tutmaz,
yıldızlar kayar gecenin eteklerinden
kıbleye. Kumsalda denizkızları ağlar
yakamozlar ağar kirpiklerindeki karaltıya,
kızıl tüllere bürünür sarmal yollar
ufkun ardı. Seni düşünürken
gözlerim uyku tutmaz,
başını kaldırır makûs talihimdeki ejder
zehrini kanımla karar. Bulutlar kaynar
bir maviye çalar gök bir sarıya,
çığlıklar gelir metruk fener kulesinden
zincir şakırtıları. Zaman akar
gözlerim uyku tutmaz,
başını kaldırır makûs talihimdeki ejder
zehrini kanımla karar. Bulutlar kaynar
bir maviye çalar gök bir sarıya,
çığlıklar gelir metruk fener kulesinden
zincir şakırtıları. Zaman akar
gözlerim uyku tutmaz.
kan çiçekleri fışkırır göğsümden
sen geri dönünceye kadar!