METİN CENGİZ
(1953)
İLKYAZ YAĞMURLARI
İlkyaz yağmurları sedeflere yağamadı
Mayıs ki ağrılarla sızılarla gelir
Kımıldar karaçamlar ay kucaklarsa
Sulara taht kurar köprüler
Oysa yağmur, yılanların ağzına yağdıZehirli hançerler taşıdık hep bağrımızda
Kırmak uğruna, o kalın duvarların surların
Dikmek için yasaklanmış bir çiçeği bahçeye
Ñİsyan oldu dedilerÑ İsyan ki adı eskidir
Sureti oyulu her binanın taşınaBir mezar görüntüsü baktığımız her aynada,
Kafataslarıyla şarap içen tanrılar,
Kapanmış yollar, mevsimler boyu yağmış kar
Ve yavaş adımlarıyla yaşamın
Sisler içinde yaklaşan baharBahar geliyor, nehirlerle buluşuyor yağmurlar
Gecenin eteklerinde ürperiyor su
Ağzını açıyor sedefler bu ürpertiyle
Bu ürpertiyle uçuyor kuşlar
Ve iyileşiyor yaramız, dağlandıkça
KAVUŞTUKÇA
Sonsuz ve ılık bir ülke soluğum
Yabanıl ve makul ağzına
Çünkü dehşet seviyorum, aşk mültecisiyim, çünkü
Her yere yasaklıyım, yalnız serbestim sanaSana dokunuyorum kalaylanıyor gök
Adını koyamadığım sessiz ihtilaller oluyor
Fırtınalar oluyor, kasırgalar
Çıldırtan bir güz yeşili örterken istek kipini
Değdi değerken deniz kaçkını o mavi
Çatılara, bulutlara, dumanına vapurlarınŞarkılar söylüyorum senin için değişik dillerde
Bütün sevdalılar nehirler atlıyor, mevsimler
Hele ana dilimle ki patlar oldum olası
Sıkışmış mağma gibi yer altında kaynayanSana dokunuyorum, raslantı olmaktan çıkıyor anlam
Sana varıyorum, sular durmaz oluyor yataklarında
Ki savunmalıyım diyorum güzel olan ne varsa
Şu karıncalarla, günlerin yükünü taşıyan böceklerle belkiBak çipolar çekiliyor... Gemiler
Uzaklara çağırıyor düşü
Sen mendil sallanışı gibi
Dişil çiylerle kaplıyorsun denizi
Ve açıkta, dalgada, sandallar gibi okşuyor suları sözcüklerim
Seninle aynı anlamda kavuştukça