Şöhret Bir Irk İçin Istenmeyen Şeydir?

1960'lar Afgan Tazılarının moda olduğu yıllardı. Dergilerde "Bu sarışınları tanıyor musunuz ?"  başlıklarıyla ırkın uzun düz tüyleri arkadan bakıldığında zarif bir kıza benzetilmesine neden oluyordu? Pek çok insan bu aristokratik görünüşlü köpeklerden birer tane almak istedi. Oysa Afgan Tazıları adından da anlaşıldığı üzere Afganistan'da tavşan benzeri avları keskin gözleriyle tespit edip inanılmaz hızı ve manevra gücüyle avlamak için üretilmiş gerçek bir av köpeğiydi. Hatta dağlık gölgelerde Kar Parsları için bile kullanılacak kadar görevini ciddiye alan yaman bir avcıydı. Ne yazık ki Müslüman bir ülkeye has bir ırk olduğu için çadırlara kabul edilmeyen, insanlarla av dışında fazla ilişki kurmayan bu köpek bağımsız, sahibinden çok kendi insiyatifiyle hareket eden gerçek bir karaktere dönüştü. Bu hayranlık verici güzellikteki ırk şehre geldiğinde gerçek bir tazı olarak geniş alanlarda koşmak, av güdüsünü tetikleyen küçük hayvanları kovalamak, itaat umulduğunda sağırı oynamak gibi bağımsız Afgan karakteriyle umulanı çoğu insan için vermedi. Sonuç pek çok Afgan Tazısı ideal aile köpeği olmadığı için evini kaybedip meçhule yollandı.

wpe2.jpg (27518 bytes)

19. yüzyılda Jack Russel Terrierler ateş parçaları olarak diğer terrierler gibi kemirgen ve özellikle tilki avında kullanılmak üzere üretildi.   Tilki tazıları ininde sıkıştırdığı avlarını Jack Russel'a teslim edip inindeki bu vahşi hayvanlarla başa çıkması konusunda gözleri hiç arkada kalmadan avın tamamlanmasını bekliyorlardı. Küçük hayvanları inlerinde öldürmek için üretilmiş bu köpekler kendine sonsuz güvenen, agresif ve bağımsız düşünebilen bir karakter olması gerekmekteydi. Hollywood 'un Maske'si ile birlikte birden herkes bir Maylo yani Jack Russel sahibi olmak istedi. Filmde akşama kadar koca şehrin ortasında sahibini sessiz sedasız bekleyen bu akıllı köpek gerçekte bir Jack Russel karakterini hiç de yansıtmıyordu. Jack Russellar yavruluklarından itibaren dikkatle sosyalleştirilip eğitilmesi gereken gerçek bir iş köpekleridir. Siz ona bir iş vermezseniz o mutlaka kendine yapacak bir iş bulur. Yanlız kaldığında ya da bağımsız ve özgür düşünen karakteri tecrübeli biri tarafından kontrol edilmediğinde sürekli havlayan, saldırgan ve hiper aktif bir köpeğe dönüşebilir. Dışarda onu harika bir av terrieri yapan özellikleri evde sizi çaresiz bırakabilir.

wpe3.jpg (82215 bytes)

101 Dalmaçyalı filmi tekrar çevrildiğinden beri özellikle   Amerika'da  artan ilgiden payını almak isteyen fırsatçı insanların ürettiği binlerce Dalmaçyalı kısa süre sonra tıpkı Afgan Tazıları gibi hareket ve ilgi isteyen köpekler olarak kapı önüne kondu. Aşırı popülasyonları nedeniyle çaresiz yetkililer tarafından çoğu  uyutulmak zorunda kaldı. Bir Dalmaçya üreticisi yüksek tirajlı köpek dergilerinin birinde "Artık her yerde benek görüyoruz " figanlarıyla aşırı üretimi protesto etmeye çalışıyordu. Bir Dalmaçyalı yakın aile ilişkisinin yanı sıra gün içinde uzun kır koşularına gereksinim duyan tam anlamıyla aktif bir köpektir. Evde sizinle televizyon seyretmesini beklemeden önce onla uzun yürüyüşleri göze almanız gerekmektedir.  

wpe4.jpg (15156 bytes)

Sanırım bu sefer de biraz abartılmasına rağmen Beethowen   'ın St.Bernard karakteri evde yavru bir köpeğin neden olabilecekleri konusunda nispeten daha gerçekçi bir profil çizmektedir. Turner&Hooch'da Tom Hanks'a eşlik eden Douge de Bordeaux da (Fransız Mastifi) onun boyutundaki mastif tipi bir köpeğin mobilyalar üzerinde nelere kadir olabileceğine  iyi bir örnektir. Her ne kadar neredeyse bir gecede Amerika'da bir yığın insan Hooch'dan bir tane eve götürmek istediyse de akıllarında biraz daha gerçekçi bir köpek karakteriyle yola koyulmuşlardır.

wpe5.jpg (6068 bytes)

Resmini beğendiğiniz ya da bir filmde gördüğünüz bir köpek rüya köpeğiniz olmayabilir. Üretim amaçları, aktivite düzeyleri ve  eğitilebilirlikleri göz önüne alınması  gereken ilk üç unsurdur. Ne her ırk benzer yaradılıştadır ne de "gördüm beğendim ve aldım" yaklaşımıyla sahip olunulacak bir mülktür. 

Köpek seçimi en az iki kez düşünmeden verilecek bir karar olamayacak kadar ciddi plan ve program  gerekmektirmektedir. 

 

Başa Dön 1