BAŞÖRTÜSÜ MESELESİ



Zaman Gazetesi'nin 12.07.2002 tarihli sayısında, gazete yazarlarından Ali ÜNAL, başörtü meselesini irdelemek amacıyla "Başörtü Meselesinin Altındaki Asıl Gerçekler" başlığıyla bir köşe yazısı yazmış.
Yazar, yazısının içeriğinde kendi çapında "Başörtü Meselesi"nin altında başka nedenler olduğunu ispat etmeye çalışmış.
Ancak yazının geneli dikkatle okunduğunda; sanki başörtüsünü savunanlar ve başörtüsüne karşı olanlar şeklinde oluşmuş bir gruplaşma varmışçasına bir imada bulunulduğu, yazarın ise aslında başörtüsünün yasaklanmasından değil de modern dünyanın yarattığı değişim ve düşünce hareketliliği ve zenginliğinden rahatsız olduğu gibi anlamlar çıkmakta.
Ali ÜNAL, yazısında başörtüsünün bir mesele haline getirilmesinin ardında feminizmden tutun da "fuhuşa" zemin hazırlayan bir çok neden olduğunu ifadeyle, neticede asıl nedenin tüketim toplumu yaratmayı amaçlayan "Vahşi kapitalist anlayış" olduğunu iddia ediyor.

Fakat aynı zamanda öyle ifadeler de kullanmış ki, büyük tepki alacağının farkında değil galiba! Başörtüsünün islami açıdan toplumdaki yerini ve kadının namusu ile ilişkisini yarım yamalak ifade etmeye çalıştıktan sonra "Demek oluyor ki örtü, iffetin, hürlüğün ve inanmışlığın göstergesidir." diyor.
Bu durumda, "Ne demek yani, başörtüsü kullanmayan kadınlar iffetsiz mi?" diye sorarlar. Hem başörtüsünün bir simge olmadığı, bunun "yasakçı zihniyet" tarafından üretilmiş bir tanımlama olduğu savunuluyor, hem de başörtüsü inanmışlığın simgesi olarak gösteriliyor.

Neden acaba, daha birkaç yıl öncesine kadar "Başörtüsü Meselesi" diye bir sorun yoktu da şimdi varmışçasına bir görüntü yaratılmak isteniyor?
Gerçekten inananlar bu kadar tepki göstermez iken, neden acaba kendilerine tarikat veya cemaat adını vererek sadece ekonomik ve siyasi rant peşinde koşan insanlar bazı şeyleri sorun halinde lanse etmeye çalışıyor? Neden acaba bu insanlar, inançlarımız üzerinden ideoloji tesis etmeye çalışıyor? Neden acaba yine bu insanlar, söyledikleri etkisiz kalınca destek sağlamak adına Anadolu insanın geleneksel motiflerini kendilerine mal edip, bir de işin içine "namus" gibi kutsal kavramları katıyorlar.
Ve neden acaba, bazı çevrelerde kadınlardan çok erkeklerin sesi çıkıyor? Genç kızlar ve kadınlar sadece protesto gösterilerinde kullanılmaya çalışıyor? Gencecik körpe beyinlere neden "Kahrolsun Devlet" sloganı ezberletiliyor?

Biraz düşününce, "Başörtüsü Meselesi"nin altında yatan gerçekler çok daha iyi anlaşılıyor!

Bu şekilde yaratılmaya çalışılan suni ayrımlar, ileride çok daha ciddi sorunlara neden olacaktır. Bugün bu motifleri silah haline getirmeye çalışanlar, yarın çok daha tehlikeli tartışmalara neden olacaklardır.
"Başörtüsünü savunanlar" ve "Başörtüsüne karşı olanlar" şeklinde yaratılmaya çalışılan sözde ayrımlar, yarın belki de "Müslüman olan" ve "Müslüman olmayan" şeklinde kullanılarak, toplumsal kargaşa ortamlarına neden olacaktır.

Oyuna dikkat!

Ayrıca, teşekkürler Ali ÜNAL, doğruları bir kez daha gösterdiğiniz için!

1