Bundan 10 yıl önce yayınlanan bu yazıyı okuduktan sonra "ne değişti ?" sorusunun sorulması gerekir. İşin asıl üzücü ve bir o kadar düşündürücü yanı cevabının hala aynı olması yani ; "HİÇBİRŞEY"
(Dergide çıkan yazı aynen buraya aktarılmıştır.)
Kullanıcıların, makinaları kullanırken gereken önemi göstermediklerini vurgulayan Berker Mühendislik Mimarlık A.Ş. Yazılım Müdürü Sayın Ahmet ÖZKAN ;
"Makinayı alan kullanıcı bir arızayla karşılaştığında aldığı firmadan - Biz onarım veya bakım işini yapmıyoruz cevabıyla karşılaşmamalıdır. Özellikle mini ve mikro seviyesineki kullanıcılar sistemlerine gerekli dikkati ve titizliği göstermiyorlar. Örneğin voltaj ayarlayıcısı olmayan, ısı-toz ve nem gibi bilgisayara çok zararlı olan dış etkenlerden arındırılmayan odalarda tutulan ve çalışılan, elektriklenmeye karşı önlem alınmayan bir sistemi çoğu kullanıcılar sigara içerek, bilgisayarların karşısında kahvelerini, çaylarını içip kullanıyorlar. Ondan sonrada makina arıza yaptığında hizmetin geç, eksik veya pahalı gelmesiyle yükselen maliyetler ve işlerin aksaması yüzünden kaybedilen zamanlar.
Bakım ve onarım konusunda çalışan şirketlerden, bir kullanıcı olarak beklediklerimi şöyle özetleyebilirim :
Hizmet veren kuruluşlar kendilerini tanıtarak, faaliyet alanlarını açıklayarak kullanıcılara yaklaşmalıdırlar. Bugün piyasada her türlü markaya teknik olarak hizmet verebilecek şirket sayısı çok azdır. Büyük boy sistemlerde ise yalnızca belli bir markaya yönelik servis bürosu kurulmakta ve bu konuda sorunla karşılaşılmamaktadır. Piyasadaki şirketler, yalnızca pazarladıkları mini sistemlere veya mikro bilgisayarlara teknik hizmet ve bakım verebilmekte. Burada da önemli bir sorun çıkmakta ; Bu kuruluş faaliyetlerine son verdiğinde ne olacaktır ?. Eldeki makinanın geleceği ve teminatı kimden, ne şekilde sorulacaktır ?
Makinayı satan kuruluş, makina kullanımı, donanımı ve kapasitesi hakkında kullanıcıya yeterli eğitim vermeli ve kullanıcıyla anlaşarak altı aylık veya bir yıllık periyotlarla makinanın bakımını sağlamalıdır. Makinayı alan kullanıcı bir arızayla karşılaştığında aldığı firmadan "Biz onarım veya bakım işi yapmıyoruz" cevabıyla karşılaşmamalıdır.
Bu alanda faaliyet gösteren kuruluşların birbirlerini rakip olarak görmeleri ve kendilerinde olmayanı başkasında var diyerek yardımcı olmalıdırlar.
Arıza karşısında hizmetin kullanıcıya gelmeside ayrı bir sorun. Kullanıcı arıza olduğunda haber verse de bakım ekibi gecikmektedir. Arızanın giderilmesinde yedek parça ekiskliği, yokluğu, zamanında temin edilememesi, tamir yapacak eleman yokluğu, başka işle uğraşması yani birden fazla bu işi bilen eleman olmayışı ve onarım maliyetinin yüksek oluşuyla karşılaşılmaktadır.
Her türlü hizmet veren büroların, servislerini belli başlı merkezlere dağıtmaları diğer illerdeki kullanıcılara hizmet vermelerini engelliyor. Bu da önemli bir sorun.
Ülkemizde sayıları çok fazla olan ev bilgisayarları için bakım ve tamir hizmeti veren kuruluş yok gibidir. Bu makinalar ve kullanıcılar kaderleriyle başbaşa bırakılmışlardır.
Yazılım bürolarında ise, yeterli sayıda, kalifiye elemanın bulunmayışı, yazılım hakkında gerekli ve yeterli dökümanın bulunmayışı ilk etapta göze çarpan sorunları oluşturmaktadır. Bu alanda yeterli Türkçe kaynak da yoktur.
Son olarak, ister donanım isterse yazılım konusunda hizmet veren kuruluşların faaliyet çizgilerini kesin olarak belirlemeleri ve bu alan içinde gerekli sayıda nitelikli eleman bulundurmalıdırlar.