Merhabalar,  
Beni taniyanlar icin yazilmis bir site belkide bu. Ne kadar insanin beni  tanidigini dusunuyorumda, gercekten 'tanimak' olarak alirsak bir elin parmaklarini gecmiyor. Eger siz 'o' insanlardan biri oldugunuzu zannediyorsaniz, sunu dusunun: bana ne kadar guvenebildiginizi... Benim icin, 'insan'a, ancak guvenerek ulasabilirsiniz. Bana da ancak bu yolla ulasabilirsiniz. Insanlara guvenerek onlari bagislayabilirsiniz. Insanlari severek onlara guvenebilirsiniz. Guvenmek... 
Bazi seyleri beni yasatir, bazi duygular benim icin besindir. Duygular olmadan olen bir insan gibi yavas yavas silinirim. Bunlardan biri muzik, digeri ise sevgi. Muzik, cunku her dinleyisimde ayni paralellikte farkli duygular hissetirir bana, sevgi cunku o insani her dusunusumde icim isinir.  
Muzik; genelde enstrumantal dinlerim, ama vocaller bazen o kadar guzel oluyor ki... Yazin basinda Dave Mathews Band'in CD'sini aldim. Before These Crowded Streets. Bana inanilmaz bir keyif yasatti. her muzik gibi buna da isinmam 1-2 hafta surdu. Simdi bu satirlari yazarken Dave caliyor, ve bazen yazmayi birakmak zorunda kaliyorum, o kadar kasiliyor ki vucudum. Insan bazi seyleri bu kadar derinden hissetmeli. Ses, muzige donustugunde; muzik, duygulara donustugunde, iste o anda sanki ucuyorum. Bu duygular arasinda az cok bunalim da var. Tabii bunalima 'guzel' demek zor, ama o da bazi duygularin degerini ortaya cikartiyor. Ozellikle aglayamayan benim icin icimde besledigim duygularin ne kadar vazgecilmez oldugunu. 'Bunalim' garip bir ad bu duygu icin, bunalmak degil bu, derin bir huzun icine dusmek. Ama bu huzunden genelde cikabiliyorum muzik sonra erince, cikmasamda ertesi gune geciyor bazi seyler.  
Muzikte bir secimim de Pink Floyd. Pink Floyd'a cok iyi bir background bilgisiyle baslamamis olama ragmen muzigin vermek istediklerini alabildigimi saniyorum. The Animals ve Wish You Were Here CD'lerini dinlerken yasadigim duygulari anlatmak zor. O gunku ruh halime gore cok farkli, daha once raslamadigim bir dunyada buluyorum kendimi. 
Muzikte daha bir cok secimim var; Joe Satriani, Steve Vai gibi... Bu sanatcilar size gitarin ne kadar degerli bir enstruman oldugunu bir kere daha hatirlatiyor. (Joe Satriani Frogotten'i bir kere dinleyin ne demek istedigimi anlayacaksiniz). 

Sevgi; aslinda bu bende dort senedir var, en azindan bu tur bir sevgi. Cevremdekileri gunlerce gozlemliyorum. Birisini seciyorum ve ona cok deger veriyorum. O kisiye guvenim, ona olan sevgimi pekistiriyor. Kime guvenip deger verebilecegini secmek aslinda cok ince bir cizgi ile sinirlandirilmis. Secim kismi uzun suruyor, sonrada insanlari sasirtiyorum ilgimle, "Sen bana neden bu kadar deger veriyorsun neyim var ki benim?" diyorlar... Cevabi basit, gercekten olmalari gerektigi gibi olan insanlar: Durust ve dogru.
Gercek hayatta da karsilastim, nette surekli karsilasiyorum; ya hayatlarinda planlari amacalari olmadan, hayati tanimadan kendisini hayatin akisina birakmis insanlar, (soruyorsun; kiz eger sen boyle bir olayla karsilassan ne yaparsin, tepkin ne olur? cevap gelmiyor...). Ya da insanlara zarar verenler, sadislikten tut, bazi guzellikleri bir hile olarak sunup sonradan seni istemedigin yerlere cekenler... Bunlara karsi ne yapacagimi biliyorum.  
Guvenebilecegim insani seciyorum cok sukur, ama sonra o insan bu guveni anlayamiyor, veya bana her hangi bir karsilik vermiyorlar. Bu beni aglatan bir seydir, gozyaslari akmasada... Iste o yuzden sordum size bana ne kadar guvenebiliyorsunuz diye...  

 
 
 

  
Hayata karsi her insan bir sekilde kendini savunmak ister. Cevremdeki  insanlarin  her zaman kendilerini cevresindeki insanlara karsi savunma ihtiyaci icinde olduklarini gordum, ama sectikleri yollar cok degisikti. Kimileri kaciyorlar hayattan, kendilerini soyutluyorlar, bu hayatin aci yanlarindan koruyor belki onlari ama gorulecek guzel yanlarida var hayatin, degil mi?  Kimileri de, cevresindekiler ile bazi iliskilere giriyor ama hic bir zaman bu iliskilerde ic dunyalarini yansitmiyorlar. Bence bunun da cikmazlari var, son bozulan iliskimde neden guvensizlik degildi, bu acilmamanin devami idi; ki bu yine haybettirdi ikimize de.  
Ben, ben ne mi yapiyorum? 'Ayi' kiligi altina burunuyorum, oldukca eglenceli oluyor :). Herseyden once bu maganda dedigimiz bir ayi degil, iyi olmaya calisan gene hafif romantik, ama genelde fiziksel tepkileri sert olan bir ayi. Cogu insan benim sadece bu yonumu biliyor (hatta bazen o insanlara madalyonun diger yuzunu hic gostermiyorum). Bu ayi kiligi oldukca iyi ise yariyor. Zaten ayi sirin bir hayvandir. Insanlara iyi olmam gerektiginde ayiligin bu sirin dunyasini gosteriyorum. Baslangicta 'ayi' bir dalga konusu olsa da sonradan insanlar benimsiyorlar. Iste o zaman oldukca rahat ediyorum. Eee, her rahatligin bir zor donemi vardir.  
Buraya kadar bir seyi anlamis olmanizi bekliyorum, benim icin dis gorunusun onemli olmadigini. Tabii dis gorunus derken kilik kiyafet degil, davranis ve vucut dili. Cunku bu ikisi cok kolaylikla degistirilebiliniyor. Dusunun bir kere, istemediginiz bir insana veya bir olaya karsi davranislarinizi istediginiz bicimde degistiremezmisiniz? Birazda becerikli iseniz bunu surekli yapabilirsiniz. Benim dusuncemde vucut bir aractir, ki bu araci istediginiz gibi kullanabilirsiniz. Benim icin ic dunyamdaki 'ben'i gelistirmek icin vucudum var, vucuduma bir sey olursa sadece dis dunya ile olan ilettisimim zarar gorur, baska bir sey degil. Bu araci olabildigince iyi kullanmaya calisiyorum. Size bir dost olarak yaklasmak her zaman amacim olacaktir. Saglicakla.
 
 

 

 

 

 
 
  Back
  Back

savci@info.com.tr   



LE FastCounter

1