:))) :)):))
FIKRALAR((:((:(((:
Burda birbirinden güzel fıkralar var.Eğer fıkra
göndermek isterseniz aşağıdaki formu kullanın
Koch dan
bir CADI fıkrası : Annesi bir gün CADı ya internete girme demiş.CADI annesinin
sözünü dinlememiş.Annesi birde ne görsün CADI yine İnetrenette milletin
makinasıile uğraşıyo.
eeee annesi
bırakır mı.CADı yı güzel bir haşlamış ve kurbaaa bacağı yedirmiş
CADI ya.Bizim
CADı da güzelce kurbaaa bacağını yemiş ve internete girmemiş.
Nasıl fıkraydı
ama muhahahahahahahaha
FBI
gizli ajan eksikliğini giderebilmek için ajan seçmeleri yapmaya karar vermiş.
Ve hergün üçer kişi çağırıp aralarından birini ajan olarak himayelerine
alıyorlarmış. Seçimlerin 3. günü Temel' de katılmış. Yanındada bir ingiliz
ve bir amerikan varmış. Bunlardan ilk olarak kamuflaj olmalarını istemişler.
İçinde sadece bir çuvalın bulundu boş bir odaya sokmuşlar ve burada gizlenmelerini
söylemişler. İlk önce ingiliz girmiş. 5 dk. sonra odaya giren bir yetkili
gitmiş içinde ingilizin saklandığı çuvala tekme atmaya başlamış. Hemen
çuvalın içinden bir ses gelmiş: "_ Miyaw, miyaw._" İngilize ilk testi başarıyla
geçtiğini söyleyip amerikan' ı odaya koymuşlar. Amerikan' da aynı çuvala
saklanmış. Biraz sonra yine odaya giren yetkili gitmiş ve çuvala bir tekme
atmış. Çuvalın içinden: "_Hav, hav._" diye bir ses gelmiş. Amerikan' ıda
tebrik edip Temel' i odaya koymuşlar. 5 dk. sonra odaya giren aynı görevli
gitmiş çuvala bir tekme atmış. Ama hiçbir ses gelmemiş. Bir daha atmış
yine tık yok. Bir daha bir daha derken en sonunda çuvaldan cılız bir ses
yükselmiş: " _Patateeeeesss_"
Birgün
Temel esegiyle köyüne dönerken yolda gördügü elma bahcesindeki elmalardan
tatmak ister. Bahceye girer ve eseginin üstünde kolayca eri$tigi elmalarla
bir güzel karnInI doyurur.
Tam ayrIlacagI sIrada bahce sahibi ikisini de görür ve yakalar.
Önce
bir güzel e$egi döver, ardIndan da
Temel'i
pataklar. Dayaktan sonra dayanamayan Temel sorar :
- Tamam tövdün, anladIk ta sana pir$ey sormak isteyrum!
- Sor bakalIm.
- Neden önce beni degul de e$egi dövdün ?
- Seni önce dövseydim e$ek kacardI da ondan !...
Dört ki$ilik avcI grubu, tecrübeli avcI Temel'in önderliginde ormanda
ilerlemektedirler. Kar$IlarIna küçük bir delik çIkar.
Temel:
`YatIn yere, tav$an deligi !'
Bütün avcIlar yere yatarlar. Gerçekten bir müddet sonra delikten tav$an
çikar. AvcIlar hemen vururlar.
Tekrar yürümeye ba$larlar. Bir süre sonra büyükçe bir delik çIkar
kar$IlarIna.
Temel :
`YatIn yere, tilki deligi !'
Yatarlar. Biraz sonra tilki çIkar. Onu da vururlar.
Tekrar yola dü$erler. Bu defa daha büyük bir delik çIkar. Temel :
`YatIn yere, ayI ini !'
Yere yatarlar ve çIkan ayIyI vururlar. Iyice keyiflanan avcIlar yürümeye
devam ederler. KIsa bir zaman
sonra kocaman
bir deligin ba$Inda dururlar. Acemiler hep birden
Temel'e
bakar. Temel :
`U$aklar ne çIkacagInI bilmiyorum. Ama yatIn yere, ne çIkarsa
bahtImIza
!'
. . .
Ertesi gün gazetelerde :
`Dört avcI tren altInda can verdi...'
TEMEL'E ANNESiNDEN
MEKTUP
Sevgili oglum Temel,
Senin hIzlI okuyamadIgInI bildigim için bu mektubu yava$ yavaş yazIyorum.
ArtIk, senin büyük $ehre gittigin sIrada aIgImIz evde ya$amIyoruz. Baban
bir gazetede, insanlarIn ba$Ina genellikle evlerinin 2 km civarIndaki bölgelerde
kaza geldigini
okumu$;
o yüzden ta$IndIk. Sana yeni adresi veremiyorum çünkü yeni evimizde bizden
önce oturan hem$ehrilerimiz, ta$InInca adresleri degi$mesin diye kapI numarasInI
söküp götürmü$ler.
Bu evde garip bir çama$Ir makinasI var. Geçen gün içine 4 gömlek koydum,
çalI$tIrmak için duvardaki zinciri çektigimden beri bir daha o gömlekleri
görmedim.
Benden istedigin yelegi postaya verdim, ancak halan, o koca dügmelerle
paketin çok agIr olacagInI söyledi; o yüzden dügmeleri kopartIp yelegin
cebine koyduk. Orada bulabilirsin.
Sevgiler,
Annen
(Safinaz)
NOT
: Sana biraz da para gönderecektim ama zarfI bir kere yapI$tIrmI$ bulundum.
Arabasını
park edip lokantaya giren adam, çıktığında arabasını akordeona dönmüş bir
halde bulur.Cam sileceğinin altında bir kağıt vardır.Kağıdı açtığında,
şu satırlarla karşılaşır :
-Ön vitesle
geri vitesi şaşırıp arabanıza sert bir şekilde çarptım. Arabanızda gördüğünüz
gibi büyük hasar var. Olayı gören kimseler de şu an, ben bu satırları yazarken
çevremde toplanmış bulunuyorlar ve bu kağıda adımı ve adresimi yazdığımı
sanıyorlar.Ne halin varsa gör, o kadar enayi değilim!
İki arkadaş
teneffüste konuşuyorlardı :
-Bugün bir
bebek gördüm, fil sütü içerek bir haftada on yedi kilo almış.
-Alal alal,
çok tuhaf. Kimin bebeğiymiş bu?
-Filin!...
Adamın işi
varmış, Ankara'ya gidiyormuş, tam uçağa binerken kulağında bir ses :
-Binme,
bu uçak düşecek!
Dönmüş,
bakmış, kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş.
İkinci uçağı
beklerken kara haber ulaşmış :
-Uçak düştü
kurtulan olmadı!
Koşmuş Haydarpaşa'ya,
bilet almış, tam trene binecek, aynı ses kulağında :
-Binme bu
trene, raydan çıkacak!
Dönmüş,
bakmış yine kimse yok, trene binmemiş, gelmiş eve, sabah gazeteyi açınca
tüyleri ürpermiş :
-Tren Eskişehir'de
raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı...
Allah ına
şükretmiş, koşup otobüse bilet almış, tam binerken yine o ses :
-Bu otobüse
binme, freni patlayacak!
Dönmüş yine
kimse yok! Dayanamamış, bağırmış :
-Sen kimsin
yahu?
-Ben senin
iyilik meleğinim!
Adam iyice
kızmış :
-Ulan evlenirken
neredeydin!
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Eğer sizinde burda yayınlanmasını istediğin fıkra(lar) varsa aşağıdaki
formu doldurarak bana gönderin...
ANASAYFA
|