ERDEM ÜZERİNE

       Bütün güzel sanatların kökünde Animist büyücülüğün izleri vardır. İlk insanların erdemleri de Toteme tapmaları, Totem'in isteğine aykırı  davranışta   bulunmamalarında  belirmektedir. Klan'ın Toteme  saygı  duyan üyeleri erdemlidirler. İnsanın çevresinde  korkulacak,   tapılacak  bu  kadar çeşitli  güçler,  ruhlar, yaşayan ölüler bulunması elbette Çoktanrıcılığı doğuracaktı. Çok sayıdaki Tanrılara önce Mısır' da  rastlıyoruz. Eski  Mısır  Çoktanrıcılığı açıkça Totemizm ve Animizmin kalıntılarına dayanmaktadır.
       Eski  M
ısır
edebiyatında  ölen  bir  kadının  yaşayan   kocasına gönderdiği şöyle bir mektup vardır:
       "Ey  benim arkada
ş
ım, benim kocam. Hiçbir  zaman  yemekten, içmekten, sarhoş olmaktan,  kadınlarla  sevişmenin  zevkini  tatmaktan   ve  şenlikler   yapmaktan  geri   kalma.   Gündüzün  de, geceliyinde kendini her türlü zevke terket. Kalbinde kaygıların yer  etmesine sakın meydan verme.
Çünkü  Bat
ı
  ülkesinde uyku ile karanlık   hüküm sürmektedir. Burası  öyle  bir  ülkedir  ki   içinde bulunanlar  hiç bir   zaman   dışarıya    çıkamayacaklardır.   Uyumaktadırlar  ve  artık   hiç  uyanmayacaklardır."
  Filozoflar
ın erdem tanımları
şöyledir:

  MAHAVIRA (Jainizm) "İnsan, hiçbir canlı varlığa kötülük yapmadan yaşamalıdır. Çok sıkı bir perhiz yapmalı, mümkünse çıplak gezmelidir. Aç kalarak ölmek en büyük erdemdir."
GOTAMA (Budizm) "İnsan yüreğinden yaşamak isteğini çıkartmalıdır, ancak yok olarak acıdan kurtulabilir..." (Bir şeye, duydunuz diye inanmayın, atalarınız inanmış diye inanmayın, ben söyledim diye inanmayın. Kendi kendinize duyduğunuz,   denediğiniz,  doğru bulduğunuz şeylere inanın.    (BUDA)
KONG FU TSEU  (Konfüçyüs) "İnsanın amacı iyi ve uzun yaşamaktır. Bunun içinse erdem gerekir."
KSENOFANES  "Varlık her şeydir. Değişiklik görünüşten ibarettir, gerçekte değişen hiçbir şey yok."
PARMENIDES "Varlık eğer var olmaya başlamışsa, ya bir varlıktan ya da bir yokluktan çıkıyor demektir. Üçüncü bir oluş düşünülemez. Varlık eğer bir varlıktan çıkıyorsa, kendi kendini doğurmuş oluyor ki bu da yeni bir şey olmaması demektir.  Varlığın yokluktan  çıkması  akla  uygun   değildir.  Varolan değişmez.  Çünkü değişmek  ya  bir varlığa  ya da  bir  yokluğa  geçmek demektir. Bu  kuruntudan  ötürü  akıl  için  bir   birlik  olan  evren,  biz insanlara ikililik olarak görünüyor..."
HERAKLEITOS  "Evren, yaratmayla yok olmanin sonsuza kadar birbirini kovalamasıdır. Herşey ancak karşıtların kavgasından doğar..."
EMPEDOKLES  "devim   bir  gerçektir  ama  oluş  diye  bir  şey   yoktur. Sevgi  sonunda tiksinmeyi yenecektir. Sevgi Tanrı'dır..."
Rodos'lu KLEOBLUS "Ölçü en iyi şey.Dinlenmeyi sevmeli gevezeliği değil.Çocuklar eğitilmeli..."
Atina'li  SOLON  "Ölçülü kal. Keder doğuran hazdan kaç..."
Isparta'li KHILON  "Ölçülü ol. Kanunlara uy..."
Lesbos'lu PITTAKOS  "Ölçüyü   göz  önünde  tut.  Yapmak  istediğini  söyleme   başaramazsan gülerler..."
Priene'li BIAS  "Ölçüyü kaçırma. Çok dinle yerinde konuş..."
Korithos'lu PERIANDROS  "Bahtlılıkta ölçülü ol..."
Milet'li THALES  "Kötü yoldan zengin olma. Acınmaktan çok kıskanıl..."
SOKRATES  "Tek kesinlik, erdem bilgisindedir.Erdem öğrenilir.Kişiler bilmedikleri için
kötüdürler. Erdem birdir,  bölünmez,  ayrılmaz. Erdem  insanın  kendini bilmesi tanımasıdır. Erdem bilgidir."
KALLIKES  "erdem, güçsüzün işine gelendir..."
Max STIRNER  " erdem, kendi isteklerime benim uygunluğumdur..."
ARISTIPPOS  "erdem, haz almada ölçülü olmaktır..."
ORIGENES "erdem, Tanrı karşısında ölçülü olmaktır..."
FARABI  "kişiyi erdemli kılan Tanrı'dır..."
MACCHIAVELLI "sözünde   durmak  büyük  bir  erdemdir,  ama bütün büyük işleri sözünde
durmayanlar başarmışlardır..."
MONTAIGNE  "biz insanlar,  kendimizi  kötülemede gösterdiğimiz  zekayı hiç bir   yerde
göstermeyiz. Kafamızın o herşeyi bozabilen tehlikeli aletin peşine düştüğü öldürmeye  kastettiği  av   kendi  kendimizdir.  İnsanı  öldürmek  için
gün ışığında geniş meydanlar ararız. İnsanı yaparken  gizlenip   utanmak  bir ödev onu öldürmesini bilmekse bir çok erdemleri içine alan bir şereftir..."
Francis BACON  "erdemler ülkesini yöneten Süleyman Evi bir başka adıyla Altı Günlük İşler Koleji'dir..."
DESCARTES "erdem düşünce ölçüsünü  kullanmaktır. İyi  sandığımız  şeyleri   işlemekte
gösterdiğimiz karardan ibarettir..."
PASCAL "en üstün iyi,  hiç bir  küçülme ve  kıskançlık duymaksızın herkesin birden
olabilendir. Buysa Tanrı'dır...   "
GEULINCX "erdem, Tanrı'nın düzenine boyun eğmektir..."
Pierre BAYLE "erdem, aklın aldığına değil almadığına inanmaktır..."
SPINOZA  "erdem akla uygun davranmaktır..."
LEIBNIZ "erdem bir zorunluluktur şu halde erdemsizlik mümkün degildir..."
William WOLLASTON  "erdem doğru bir yargıdır. Erdem doğruculuktur..."
Samuel  CLARKE  "erdem nesnelerin doğal niteliklerine uygun davranmaktır..."
SHAFTESBURY "erdem güzelle iyinin uyuşmasıdır..."
Joseph BUTLER "kişinin kendi kendinin yargılamasıdır..."
HUTCHESON "erdem bir eğilimdir,  iç güdüdür..."
MANDEVILLE  "erdem toplum içerisinde dogal bir duygudaşlıktır..."
Claude Adrien HELVETIUS  "erdem, toplum yararına olan davranıştır..."
BERKELEY "erdem, sonsuz güçlü ruhun idrak ettirdiği bir fikirdir..."
Henri Baron d'HOLBACH "erdem, fiziktir, bir molekül hareketidir..."
VOLTAIRE "erdem, benzerine iyilik etmektir..."
Immanuel KANT "erdem bir içgüdü işi değil bir akıl işidir..."
Friedrich Wilhelm Joseph SCHELLING "erdem, sanattır..."
George Wilhelm Friedrich HEGEL "erdem, varlığın bilincidir..."
SCHOPENHAUER "erdem denmeye değer tek eğilim acımaktır..."
DARWIN  "erdem çevreye ve koşullara uymak zorunluluğundan doğan, bir evrim ürünüdür..."
Friedrich NIETZSCHE "erdem, insanın insanüstüne ulaşmak için harcadığı çabadır..."
SARTRE "hiç bir şey kişi oğlunu,  kendinden,  kendi  benliğinden   kurtaramaz..."

  Düşünce     zincirinin   gelişme   sırasına   göre    incelenmesi,   erdemin  çeşitli  açılardan  çesitli anlamlara   itildiğini   göstermektedir.  Bu    anlamların   çokluğu,   erdemin  gerçek  anlamını yitirmiştir.
  Bütün   düşünce  sistemleri,  kendi   amaçlarına   uygun   olarak   erdemden   yararlanmışlardır.  Erdem: dinsel,  toplumsal,   kişisel    çıkarlara  göre  değerlendirilmiştir.  İnsanlar  savaşa,   talana, tapmaya,  vergi  dairesine  erdem  sopasıyla   itilerek   götürülmüşlerdir.  Doğacak    çocuğun kendinden   olduğunu  bilmek  isteyen  baba   karısını  erdem zincirine vurarak dört duvar arasına kapatmıştır.   Güçlüler   erdem  perdesi  altında  güçsüzleri   ezmişler, güçsüzler erdem sığınağına gizlenerek  güçlülerden korunmuşlardır.  Oysa,  hangi  açıdan bakılırsa  bakılsın, bütün bu davranışlarda  erdemin  ortak   bir  yanı  görülmektedir: Erdem bir çabayı gerektirir. Diğer ortak yanlarını da şöyle sıralayabiliriz:
Erdem kişisel çabayı güden düşüncededir.
   "          "         "      bir dirence karşı güden düşüncededir.
   "          "         "      kişisel bir dirence karşı güden düşüncededir.
   "          "     bir çabayı, bencillik  direncine  karşı,   bencilliğin  gelişmiş  bir  biçimi  olan özgecillikle güden düşüncededir.
   Erdem, kişisel bir çabayı, bencillik  direncine  karşı  bencilliğin  gelişmiş   bir  biçimi  olan ve çevresini etkileyici bir özgecillikle güden düşüncededir.
  Erdem, yalın bir çabadır. Bu  çabayı  gösterebilmek  için  çağının   insanı  olmak  ve  özgür bulunmak  yeter. Ne var ki belli bir çağda yaşamakla  o  çağın insanı olunmaz,  sadece  esir bulunmamak özgür olmak degildir. Bir çağın insanı  olabilmek  için o   çağın  bilgisine erişmiş bulunmak,  özgür  olabilmek   için  her  türlü  etkiden  sıyrılabilmek  gerekir. Erdemin,  ucu sonsuzluğa yönelen genis alalnina, ancak bu niteliklerin elde edilmesinden sonra çikilabilir. İnsanlık macerası bu  uçsuz bucaksız alanda başlamaktadır...............
 

           Kaynak: Orhan HANÇERLIOGLU    "Erdem Açısından Düşünce Tarihi"

1