şehvet ne ki – şimendifer şımarıyor, şansına şaşırarak sapıtıp, şamandıralara bakmaksızın açılıyor. işler şirazesinden çıkıyor sonunda, şemsiye düşmanı bir sağanağa dönüşüyor şaşkın, şevkle giriyor garına. şikayet etmiyorsun, bunun için açtın peronunu, peşpeşedir girişler. şam’dan şiraz’a dağılıyoruz saat beş olduğunda, geceden gündüze geçişin şimal rüzgarıdır beş, şiir gibi okuyorsun beni o saat, şaşırıyorum hep. şom ağızları şişlemekle başkaları uğraşsın – şimdi şakaklarımda sen atıyorsun, som.