Ana sayfaya dön

AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞIMIZI NASIL KORUYABİLİRİZ ?

(Burada kullanılan resimler ORAL-B Atlas'ından alınmıştır.)

Medya'dan, diş macunu reklamlarından veya Dişhekiminizden; dişlerinizin üzerinde biriken "plağı" her gün fırçalayarak temizlemenin gerekliliğini mutlaka duymuşsunuzdur. Peki, üzerinde bu kadar ısrarla durulan "plak" nedir ve neden dişlerin üzerinde birikmesini istemiyoruz?
Plak Nedir ?
Plak deyince hemen aklımıza 33’lük, 45’lik müzik plakları gelebilir ama bizim burada bahsettiğimiz, dişler üzerinde sürekli olarak oluşan, içinde bakteriler de bulunan, gözle görünmeyen, renksiz, yapışkan, ince bir tabakadır. Hacminin % 30’u genel olarak tükrükten, yiyecek artıklarından ve ağıziçi doku döküntülerinden, % 70’i ise ağızdaki bakterilerden, bakteri artıklarından ve toksinlerden oluşmuş kıvamlı bir yapıya sahiptir. Bu bakterilerin ise yaklaşık % 30’u canlı, aktiftir.

Şekil 2 - Sağlıklı ağızda diş, dişetiŞekil 3 - Sağlıklı ağızda görünüm
ve tutucu dokuların ilişkisi

Plak; zararlı etkisini hem dişler, hem de dişetleri üzerinde gösterir. Plaktaki bakteriler, yaklaşık 24 saat içinde çoğalıp organize bir yapı oluştururlar ve aldığımız gıdalardaki şekeri kullanarak asit ve diğer bazı zararlı ürünler üretirler, diş ve dişetlerine zarar vermeye başlarlar. Sürekli ve doğru yapılan ağız bakımı; ağız ortamında çürüğe sebep olabilecek gıdalar ve bakteriler bulunmasına rağmen, plak birikimine engel olduğu için diş çürüğünü ve dişi destekleyen dokuların zarar görmesini önler.

İşte bu nedenle her gün düzenli biçimde dişlerimizi fırçalayarak, bu bakteri plağını henüz zararlı hale gelmeden temizlememiz gerekmektedir. Plak yalnızca dişlerinizin görünen yüzeylerinde değil, aynı zamanda dişlerin birbirine bakan yüzeyleri ile diş ile dişetleri arasında da birikir. Bu bölgelerde biriken plağı temizlemek daha zordur ve temizlenmediği takdirde, tükrükte erimiş halde bulunan iyon ve tuzların plak üzerine çökmesi sonucunda bu bölgelerdeki plak, diştaşına dönüşür. Gözenekli bir yapıya sahip olan diştaşları daha fazla miktarda plağın dişler üzerinde daha sıkı bir şekilde tutunmasına ve daha kolaylıkla çoğalarak çevre dokuların daha fazla zarar görmesine neden olur. Plak çoğaldıkça doku kaybı fazlalaşır, buna bağlı olarak dişeti ceplerinin derinliği de artar ve bu kısır döngü, sonuçta dişin desteğini kaybedip önce sallanmasına, sonra yer değiştirmesine ve nihayet dişin kaybına neden olur. Yapışkan karakterdeki plak, bu zararlı ürünleri bünyesine alarak dişler üzerinde uzun süre kalmalarını sağlar.

Şekil 4 - Dişeti hastalığının başlangıcıŞekil 5 - Hastalığın başlangıcında
ağız görünümü

Eğer plak temizlenmezse, bu maddeler diş ve dişetlerine zarar verecek kadar uzun bir süre dişler üzerinde kalırlar ve sonuçta asitler dişleri çürütmeye başlarken , diğer zararlı maddeler ise dişetlerinde iltihaba neden olurlar; dişetleri kızarır, şişer ve kolayca kanar. Bu safhada hastalığa "Gingivitis" (dişeti iltihabı) adı verilir.

Şekil 6 - Periodontitis başlangıcıŞekil 7 - Periodontitis başlangıcında
ağız görünümü

Plak yine de temizlenmezse, bu durumda çürükler ilerleyerek dişin özüne girer ve şiddetli ağrılara neden olur. Diğer taraftan, dişeti iltihabı da ilerler ve dokularda geriye dönüşü olmayan bir yıkım başlar. Dişetleri gevşer, dişlerden ayrılır ve plak dişin köküne doğru ilerleyerek dişi kemik içinde tutan dokuların açılmasına ve çevredeki kemiğin erimesine neden olur. Bu safhada hastalığa, gingivitisin ilerlemiş şekli olan "Periodontitis" (dişi tutan - destekleyen dokuların iltihabı) adı verilir.

Şekil 8 - İlerlemiş PeriodontitisŞekil 9 - İlerlemiş Periodontitis'te
ağız görünümü

Sonuçta, - "Dişeti Cebi" adını verdiğimiz - diş ile dişetinin birleşme noktası arasında sağlıklı ağızda mevcut olan girinti derinleşerek yarıklar meydana gelir. Derinleşen Dişeti Cebi, gıda artıklarının birikimini kolaylaştırarak mevcut plağın daha fazla çoğalmasını sağlar. Plak çoğaldıkça doku kaybı fazlalaşır, buna bağlı olarak ceplerin derinliği de artar ve bu kısır döngü, sonuçta dişin desteğini kaybedip önce sallanmasına, sonra yer değiştirmesine ve nihayet dişin kaybına neden olur.

Şekil 6 - Daha ileri dönemde PeriodontitisŞekil 7 - Daha ileri dönemde
ağız görünümü

Ağız sağlığının zamanla kötüleşmesiyle dişetlerinde bu değişimler olurken, dişlerde de; çiğneyici yüzlerdeki girintilerden, ara yüzlerden, veya dişeti çekilmesiyle açığa çıkan bölgelerden başlayan çürükler oluşmaya başlayabilir.

Bütün bu anlatılanlar çok yavaş ve sinsice gelişerek yıllarca sürebilir ve siz ağrı şikayetiniz yok diye ağız dokularınızın sağlıklı olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak gün gelir, yukarıda anlatılanlar nedeniyle dişlerinizin kaybı kaçınılmaz olabilir.

Hastalığın bu derece ilerleyip dişlerinizin çekilmesine neden olmasını istemiyorsanız, hastalığı henüz çok fazla tahribat yapmadan farkedip, tedavisi için derhal bir dişhekimine başvurmanız gerekmektedir. Erken teşhis, her hastalıkta olduğu gibi dişeti hastalıklarında da çok önemlidir, ancak bu hastalık erken dönemlerde ağrı yapmadığı için, diğer belirtiler hasta tarafından çoğunlukla önemsenmez ve hastalık ilerleyip ciddi hasarlar oluşturuncaya kadar hekime başvurulmaz. Daha ileri dönemlere gelindiğinde ise, tedavisi ya büyük doku kaybı ile mümkün olabilecek, ya da hekimin yapabileceği fazla bir şey kalmadığı için dişlerin çekilmesi gerekecektir.

Şekil 12 - Çiğneyici yüzden başlayanŞekil 13 - Arayüz çürüğüŞekil 14 - Dişeti çekilmesine
diş çürüğübağlı diş çürüğü

Hastalığın belirtilerinin iyi bilinmemesi nedeniyle, orta yaştan itibaren pek çok kişi, hiç çürük olmadığı halde çok sayıda dişini, dişeti hastalığı nedeniyle kaybetmiş veya çektirmek zorunda kalmıştır. Unutmayın ! Orta yaşın üzerindeki diş kayıplarının % 90'ı dişeti hastalıklarına bağlı iken, yalnızca % 10'u çürük kaynaklıdır. " Yaşlandıkça diş kaybetmek doğaldır" sözüne inanmayın, bu gerçek değildir. Yaşam boyu ağzınızda tutabileceğiniz dişlerinizi, bilgisizlik nedeniyle erken yaşlarda kaybetmek istemiyorsanız, dişeti hastalıklarının belirtilerini iyi bilmeniz gerekmektedir.

* Ana Sayfaya Dön


This page hosted by   Get your own Free Home Page
1