Divit - Kavganı selamlıyorum
Ey yüce halk! kavganı selamlıyorum... Ey yüce halk, senin kavgan var olmak, onurlu ve özgür yaşamak uğrunadır!...

Roma İmparatorluğu Yunanistan'ı işgal etmiş ama sömürememiştir. Bir avuç ingiliz ise Hindistan'da 400 milyon hintliyi sömürmüştür. Sömürgecilik gündeme gelmiştir ama sömürgeleşmeye yatkın olma gündeme gelmemiştir. Sömürgeciliğin temel nedeni sömürülme kabiliyetidir. Sömürgeciliğin etkisinden kurtulmak istiyorsak öncelikle onun nedeni olan sömürülme kabiliyetinden kurtulmalıyız.

Sömürgeciler kanunlar, bankalar, daireler, gazeteler ve sömürge okullarıyla gayet güzel donatılmış ve iyi yönetilen laboratuarlarda mantar üretir gibi insan üretmektedir. Onlar iyi bir zekayla karşılaşırlarsa yok etmek için ellerinden geleni yaparlar. Avrupa'da doğan çocuk kaderin kendisine sömürgenlik görevi verdiğini bütün benliğiyle hisseder. Bugün sömürgeci kendi kazdığı kuyuya düşmüştür. Kendi sorunlarının mahiyetini anlayamamaktadır.

Yükselme gücünü kaybeden herkes, yer çekiminin etkisiyle aşağı düşecektir.

İman gücünü yitiren insan öğrenme açlığı duygusunu da yitirir. İman sosyal değerlerini yitirip yalnızca içe dönük bir olgu haline geldiğinde tarihsel değerini yitirmiş olur.

Tarih, ideali gayreti, temel ihtiyaçları arasında dengeyi kurmuş insanla başlar, çekim gücünden yoksun, varlığını maddi veya ruhi bir temele dayandıramayan toplumun bireyiyle son bulur.

İslam dünyasının bireyi gelişmekten, olumsuz gelenekleri aşmaktan, yeni tarihsel aşamalara ulaşmaktan, yeni anlamlar, eşyalar keşfetmekten acizdir. Muvahhidler Devleti sonrası İslam Toplumu zayıf bir av bulunca yalancı elleriyle onu yakalayıp sindirmeye çalışan, Avrupalı elinden semâdan beklediği yardımı da yiyince hiçbir şeyi kalmayan tüketici bir amipe benziyordu. Bitkisel hayat hayatın içine girememek, uyum sağlayamamaktır.

Tarih, alışılmış yollarda başkalarının ayak izlerini takip ederek değil, yeni yollar açılarak yazılır. Medeniyet başkalarının ürettiklerini yığmak değil, yapıcılık ve üretkenliktir.

Problem müslümana akideyi öğretmek değildir. Zira o bunu bildiği kadarıyla zaten yapmaktadır. Problem bu akideye sosyal dinamizm kazandırmaktır. Müslümana Allah'ın varlığıyla ilgili delil göstereceğinize ona kendini hissettirin. Peygamberler, soyut düşüncelerden bahseden kelam alimleri değillerdi. İlminde boğulan ilim deryaları sosyal fonksiyonlarını yitirmiş alimlerdir.

İhanete uğramış fikirler intikam alırlar!

Kültür geçmişi övmeye yöneldiğinde antik bir kültür halini alır. İnsanımız sıkıştığında maziye sığınmayı adet haline getirmiştir.

Büyük düşünceler ancak kalpten gelir.

Onlar amaçları hedefliyor ama araçları istemiyorlardı.

Avrupa: herkes kendisi için, tanrı hepimiz için, İslam: birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için.

Islahatçı ıslah edilmesini istediği yanlışların bulunduğu her yerde olmalıdır. Her bir günah kültür evreninin plağını zedeler, zedelenen yerden bozuk bir se çıkar... İslam dünyasının dramı uyanıp da ne yapacağını bilemeyen insanın dramına benzemektedir.

İslam'ın mükemmel bir din olması bizim mükemmelleşme hırsımızı kesmemelidir. İslam gericilik - hareketsizlik dini değildir.

İslami fikir etkililik kazanmadıkça tarih yapan fikirler arasına giremez. Haklı olmak yetmez. Bütün karınlar doyurulmalı, bütün kollar çalışmalıdır.

Ortada yapılacak bir iş varsa dönüp feryad edeceğine kazma kürek al, işe giriş.

Malik Bin Nebi (İslam Dâvası'ndan)

1