YALNIZIM

Uzatma ellerini kabrimin üzerine;
Bırak, kurusun güller. Yeşersin bir demet ot!
Değince bu bedenim kabrim soğuk yerine,
Elini uzatarak kalmayan elimi tut.

Şimdi benim ağzımda tek bir türlü hece var,
Artık dev aynası yok gözlerimin önünde,
Yalnız aklaşan saçım ve simsiyah gece var
Ağlayarak yürürüm yalnızlığın yönünde.

Beni uçurdu bu his, âzad etti kendimden,
Dinledi zerrelerim zamanın hür sesini,
Sanki acıdı bana, tuttu benim elimden,
Ve ruhumda hissettim; hakikat bûsesini.

Yalnızlık yollarımın açan gonca gülüdür.
Ah uyansam uykudan, kendimi bulsam bir an!
Ben mi ölüyüm? Yoksa bu şehir mi ölüdür?
Bak hayatım perişan, muhteşem şehir vîrân..

Yüreğimin içinde saklı iki siyah göz.
Mecnun gibi dolaştım bu şehri adım adım
Ağzımda bir nakarat, dilimde tılsımlı söz.
Söz verdim erkekliğe, dönmemek tek bir adım.

Artık ne sen sor beni ne de diğer insanlar,
Zaten vefa vermiyor aldığım nefes bile.
Beni anlayan ancak bu derdi yaşayanlar...
Aşık olan sevdamı gemlemez kafes bile...

Boğar gönlümü bir ip; ne kalın ve ne ince.
Parmaklık olur artık bana gül koklatan el.
Bir tahta kutu alır, sıkar beni haince
Ey terkeden sevgili, ölünce kabrime gel.


Mehmet Ekici


1