SEVGİLİ YAĞMUR



               “Yük üstünde insan taşınmaz.”

                                          Seyrek okunan bir îkaz


Usta bir yazarın birkaç kısa hikâyesini okuduktan sonra, ben de yazamaz mıyım? diye geçirdi içinden.

Şairdi.
Geceydi. Yağmur yağmıştı gün boyu.
Gün boyu yanmaya çağırmıştı sevgili.
Sevgili sevgi okuluydu. Toy bakışları pişiren âsi bir merhametti; şahinler içinde güvercin, yıldızlara kamerdi... Bir kibrit daha çaktı gecenin kursağında; daha bir derin çekti, dert mi derman mı getirdiğini bilmediği, sigarasını. Ardı astarı bir hikâye yazacaktı ve konu kendisi de olabilirdi pekâla...
Çok çekmişti herkes gibi ; herkesinkinden daha keremdi, kerimi. Her zerresiyle “ o “ kılınmıştı.
Şairdi.
Çok sözü vardı sükûttan evlâ. Güllerin neden geceleyin açtığını bilecek kadar âlim; güldeki dikenin esrârını sezecek denli ârifti...
Sıkıldı. Alışık olduğu çaresizliğin adını koyamıyordu bu sefer. Şiir mi yazsaydı yoksa?
Düşün ... Yak ... Yak ... Düşün ...
Sitem eyledi geciken esinine; kırıldı, küstü ...
Geceydi oysa , yağmur yağmıştı gün boyu.
Yazmalıydı , yazabilirdi.
Şairdi...

Derken gök gürledi birden, deli deli homurdanmaya başladı rüzgâr. Hazânın etkisiyle olacak, yapracıklarından iyice soyunan koca ardıç , dallarındaki birkaç kuşa da söz geçiremez oldu. Fırtınayla birlikte tekrar başlayan yağmur , pencerenin kirli camlarını dövmeye başlamıştı. Çatıdan oluk gibi nisyan akıyordu; taş taş üstünde kalmamıştı belki de dışarda...

Kulakları uğuldamaya başladı sonra, gölgeli gölgelerin imdatlarıyla doldu oda. Teyp de susmuştu artık. Mumu yakmaya cesaret edemedi. Çıplak ayağını bir şey ısırdı karanlıkta; karanlıkta kaybolmaya yüz tutan yüzünü yokladı. Baba yadigârı tokasını bulamadı saçında. Bağırmak istedi dudakları döküldü. Ayaklarını yerinde bulamadı, dışarıya kaçacak. Elleri, bluzu, eteği,kınalı ayak parmakları sırra kadem basmıştı sanki birer birer...
Tek keremi kalmıştı içinde; içi kaybolmamıştı henüz.
Yanmaya çağırıyordu hâlâ sevgili; aşkta kaybolmaya.
Yazmaya çalıştığı ve fakat bir türlü yazamadığı öykünün kahramanı olmanın verdiği şaşkınlıkla kapıyı açtı ve hafifleyen yağmurda iliklerine kadar ıslandı sonra.

Her yer sevgili kokuyordu.
Artık her şey şiirdi.
Herkes şair
Ve mutlu
Ve umutlu ..


Mehmet ŞAHİN

1