İNFAZ
Sensiz ve kefensiz gideceğim
Şayet sağırsa göklerin dili
Ve ağırsa kandan kelimeler
Namlunun beşiğinde
Irmaklar kadar derin
Bir fişek dolusu periler
Baklava dilimli demir mevzilerden
Gecenin bakır rengine
Sensiz ve kefensiz gideceğim
Şimdi uyanma vaktidir gökkuşların
Tüyünü okaliptüse bırakmış oysaki
Baygın bir koalayım ben
Delişmen öpüşleriyle
Torlak dairelerinden
Sensiz ve kefensiz gideceğim
Hangi perdeye düşer gölgen
Ve hangi gölge perdeler seni
Gök neden yeşil yaprak neden mavi
Neden boynu bükük gelinciklerin
Kırık dökük sevinci
Perçemine düşer alnının
Billurdan nefesine
Sensiz ve kefensiz gideceğim
Ki toprağı örtmeyecek artık
Ak çuhası pörsük dünyanın
Ziftlenmiş balçıkları
Ve kara kılçıkları kupkuru
Küflenmiş infaz çemberinden
Sensiz ve kefensiz gideceğim
Edib Aykut ÇİÇEKLİ
|