1- Ser-i hurûf. Harfler tarikatının şeyhi
2-Bütün dünyayı fethetmiş, sayıları sayılmayacak kadar çok, her geçen gün çığ gibi büyüyen küçük askerler ordusunun komutanı
3- Şekil verdiği düşünceyi veya sözü büyüye, suça, duyguya, anlaşmaya, düşmanlığa ve de parçaya çevrilebilen ve tek başlarına bile bir mana ifade edebilen ve kadim matematikçilere göre sayısal değerleri de olan küçük adamaların lideri
4- Veziri ‘Z’ yi yanına koyunca az olduğundan etrafına bir sürü adam daha toplayarak büyük “alem-i istila” hayalini gerçekleştiren, nerede, ne zaman, ne biçimde ortaya çıkacağı belli olmayan bir psikopat lider.’O’ ve ordusu da karşı koyamayıp yanında yer alınca farklı ırklarımız kağıt üzerinde farklı resmetsek de kendilerinden bahsettiğimizi anlayıp gururla kasıldıkları, bu nedenle kimi zaman iyice büyüyüp gözlerimizi ve akıllarımızı kamaştırdıkları, kimi zaman da iç çamaşırlarımızın üzerinde kendilerine yer tutacak kadar küstahlaştıkları malûmunuzdur. Bu ordunun zulme uğramışlarca kendileri hakkında yazılacak çok küfür vardır. Ancak bu onların sayılarını arttırmaktan başka bir işe yaramamaktadır.
|
1-) Kimilerince var olması olmamasından beter olan var olması ile olmaması arasındaki farkın ne olduğu tam olarak bilinmeyen, yüzeysel bir söylemle hoş bir şey.
2-İçinde herkesin kendi gizli hikayelerini sakladığı bir ajanda.
3- Dünyanın doğusunda şeytanın en iyi arkadaşı, batısında ise doğanın en acımasız düşmanı kılığında dolaşan kendini beğenmiş bir soytarı.
4- İçinde sayısız caddesi ve her caddesinde sayısız apartmanı ve her apartmanında sayısız koridoru ve her koridorunda sayısız dolambacı ve her dolambacında sayısız kapısı bulunduğu halde hiç birinden içeri girilmeyen görkemli bir ülke.
5-Bazı insanların içinde 40 tilki beslediği ve hiç birinin kuyruğunun ötekine değmemesine azami dikkat gösterdiği, develerin üzerinden atlama konusunda nicedir sıkıntı çektiği bir hendek.
6- Herkes aynı şeyi yapınca evrensel bir hal alan ileri görüşsüz olduğundan bir günü ötekiyle aynı olmayan, akılsız tek organımız.
7-Tek başına kalınca kendisi bile kendine katlanamadığından, kaybolmak istemediğinden hep irfan ve aşkı görebileceği yerlerde yaşamayı tercih eden, tahminimizden ve kaldırabileceğimizden çok daha acımasız ve soğuk.
|
1) Bir zamanlar yoktu açlık diye bir şey. O zamanlar cennetteydik. Sonra merakımız yüzünden kovulduk. Dünyaya geldik. Boğaz harbine tutuşup birbirimizi paraladığımız bu yere, birbirimizi aç bırakmaya yok etmeye çalıştığımız bu zor gezegene gönderildik.
Öğrenme açlığımız yüzünden başımıza gelen bu bela birbirimizi aç bırakmaya, birbirimizin ekmeğine göz koyacak noktaya getirdi bizi. Açlık içimizdedir belki de belki de hepimizin tok olduğu o cennetin ta kendisidir dünya. Herkese yetecek kadar yiyecek vardır dünyada. Yeter ki gözü açlık çekmesin insanoğlunun Dünya cennettir. Aç olan insandır. Açlık zaten insanoğluna mahsus bir dürtüdür. İnsanın her türlü günahını içinde vardır açlıktan bir enstantane.
2) "İşte yine geldiler, küçük sefil yaratıklar küçük haylazlar, küçük aptallar, it oğlu itler, adi mahluklar, aç köpekler, alemin yüz karası doymazlar, kara kuru yaramazlar, yerinde durmaz terbiyesiz küfürbaz hacıyatmazlar, pinokyo müsveddeleri, geleceğin piskopatları, manyakları, hayatın enkazları, anası babası belirsizler, geleceğin belirsiz ana – babaları, pis tüketiciler, gözü doymazlar, gözü başkasının ekmeğinde gözü çıkasıcalar, kulaklarına burunlarına bit dolasıcalar, dolmuş zaten, bir daha bir şey yiyemiyesiceler, elleri kırılasıcalar, nasıl da boşaltıyor kara-kuru elleri güzelim poşetleri, nasıl da basıyor o enfes balık atıklarına delikli ayakkabıları ayakları felç olasıcalar, banyosuz gezen it kokulu fare yavruları, ne zaman gidecekler gidip te gelemiyesiceler..” demişti bir keresinde bizim mahallenin çöplüğünden gçinen bir kedi, aynı çöplükten artık toplayan küçük çocuklardan korkup saklandığı direğin arkasından pis pis bakıp avaz avaz miyavlayarak, Diyarbakır’da. Herkes acıkır.
3) Öğrenme açlığım bir psikiyatri koğuşuna düşürmüştü beni. Oradaki delirmişlerden biri ikide bir yanıma gelip beni dürte dürte hemşeri olduğumuzdan, hemşirenin gözünün bende olduğundan ve bir de fazla varsa biraz meyve ve sigara lazım olduğundan dem vuruyordu. çlık akıl ve hemşerilikle ilgisi olmayan bir duygudur.
4) Açlığın varlığımız, bütün o hengameli tarihimiz ve hep sorulan hayat felsefemiz üzerinde ne derece etkili olduğunu merak eden varsa, bir kaplanın ceylanı ve bir insanın hasmını kovalayışını incelesin. Hayvanlar aleminin en akıllısı en açı insandır. Açlık dürtüsünden kurtulmak için arada bir mutlaka yiyebilecekken aç kalmak gerekir.
|