|
BüyüK Fırtına Bulutları Toplanıyor"
15 Mart 2006 - Immanuel Wallerstein
Heyecanın düzeyi her yerde yükseliyor ve dünya-sistemi asla şimdikinden
daha anarşik olmamıştı. Belki de köprüden geçiyoruz.
Irak'taki El-Asker Camii'nin bombalanması yalnız aniden yükselen bir grup
içi şiddet duygusuyla sonuçlanmadı, aynı zamanda ABD Büyükelçisi Zalmay
Halilzad'ın Irak hükümetine Sünnilerin katılımına dönük çabalarını da
muhtemelen sonuçsuz bıraktı. Bu, hükümeti kurmak için gerekli olan üçte
iki çoğunluğu sağlamada ve dolayısıyla düzenlenmesi çok zor olacak yeni
seçimlerde başarısızlık demekti. Tam da aynı zamanda ABD ordusu, önceden
ABD desteği olmaksızın askeri operasyona yeterli bulduğu tek Irak
birliğini hala ABD desteğine ihtiyaç duyan bir seviyeye indirgedi. ABD
şimdi, Irak'taki varlığına ve amaçlarına karşı ilk kez tüm Irak'ı
kapsayacak bir düşmanlık yaratan en önemli Şii partilerince açıkça
eleştiriliyor -saldırıya uğruyor - ve Basra'daki İngilizlerin, durumu
kontrol etme yeteneği şimdi Bağdat'taki Amerikalıların durumu kadar
kısıtlı.
Herkes, her yerde, Danimarka'da Jyllands-Posten tarafından yayınlanan
meşhur karikatürleri tartışıyor. Batı Dünyasındaki tartışmaların çoğu esas
noktayı kaçırdı. Herkes basın özgürlüğü karşısında basının sorumluluğu
konusunu tartışıyormuş gibi görünüyor. Bu eskiden beri tartışılmaktadır
fakat açıkçası şu anki temel konunun oldukça dışındadır. Temel konu,
sadece Müslüman dünyada değil, Batı dünyasında da neden bu konudan
fazlasıyla ajite olunduğudur. Bu alelade bir hakaret sorununun
ötesindeymiş gibi görünüyor.
Çok net görülebilir ki, Danimarka'da yayınlanan karikatürler ve bunların
bir dizi diğer batılı gazetede yayınlanması, bunların aralarındaki
Müslüman nüfusa duydukları kızgınlığı ve çoğu için büsbütün ırkçı
ksenofobiyi [yabancı düşmanlığını] yansıtmaktadır. Korku ve öfke artıyor.
Danimarka'da ve başka yerlerde her nasılsa ülkelerini Müslüman nüfustan
arındırmak veya en azından bu nüfusun girişini durdurmak isteyen kişilerin
sayısı artıyor.
Ve Müslüman dünyanın genelindeki sert tepki Muhammed'in görsel tasvirine
karşı bir protestodan fazlasını yansıtmaktadır. Karikatürler daha çok
kızgınlık derecesinin ve ülkelerine gelebilecek bir Batı işgalinden
duyulan çoğalan korkunun ifade edilmesi için bir bahaneydi. Başlı başına
saldırıyı başlatan Müslüman hükümetlerin bu kızgınlığı yönlendirmeye
çalışmaları, göstericilerin faal biçimde bunların aleyhine dönmesiyle geri
tepmiştir. Tıpkı Pakistan'da, Devlet Başkanı Müşerref'in bir zamanki
İslamcı destekçilerinin şimdi onun istifasını istemesinde olduğu gibi.
Bu arada ABD hükümetine Batı dünyasında önceden bilinmeyen bir ölçüde
saldırılmaktadır. Guatanamo'daki hapishane aniden yaygın bir ilgi ve
kınama konusu oldu. Bu, sadece Bush yönetimine yapılan alışılmış sol
eleştirilerden değil Büyük Britanya, Fransa ve Almanya hükümetlerinden,
Birleşmiş Milletlerden, dünyanın her yerindeki insan hakları
topluluklarından da geliyor. Üssün derhal kapatılmasını ve
hapishanedekilerin yargılanmasını ya da salıverilmesini talep ediyorlar.
Bunların ifadeleri Bush rejiminin olayı kabul etmeye hazır olmadığı kadar
ani ve güçlüdür.
Bir Dubai firmasının ABD limanlarındaki bazı işletmelere sahip olma
beklentisinin yarattığı patlama bir parça ABD içindeki seçim oyununun, bir
parça da Arapların ABD'de herhangi bir şey edinmesine karşı duyulan
irrasyonel histerinin konusudur. Aslında limanlarda sıkı bir güvenlik
yoktur fakat güvenliği zayıf da olsa sağlayan ABD Sahil Güvenliği ve ABD
İç Güvenlik Bakanlığı'dır ve öyle kalacaktır.
Bush yönetimine bitirici darbeyse ABD muhafazakâr hareketinden gelen eski
devlet adamı William Buckley'in, muhafazakârların en önemli yayını
National Review'da yazdığı makaledir. Burada "Amerika'nın Irak'taki
amacının başarısız olduğuna şüphe yoktur." demektedir. "Yenilginin kabul
edilmesini" istemektedir. Eğer savaş yanlısı kampın liderlerinden biri
yenilgiyi kabul etmek istiyorsa Bush'un başı gerçekten belada demektir.
Fakat aynı zamanda bu, Birleşik Devletler'de bir parçalanma olduğunu
gösterir. William Butler Yeats'in sözleriyle açıklamak gerekirse "her şey
paramparça, merkez sallantıda."
Bush yönetiminde, başını, başı bizzat ABD halkıyla her geçen gün daha çok
belada olan Başkan yardımcısı Cheney'in çektiği yeni-muhafazakâr komplodan
uzak tepki, hiçbir şey olmamış gibi işe girişmekten yana. İran'a karşı
savaşı savunuyorlar (her şeye rağmen, başlatmayı başaracakları dahi
kuşkuludur). Ve şimdi Cheney, düşman üstüne düşman edinmiş ABD'nin Putin
ve Rusya'yı dahi görevlendirmesini istiyor. Cheney ABD'nin tapınağı yıkan
Samson'u. Yalnızca ABD'de bir iç savaşı teşvik etmede başarılı olabilir.
1 Mart 2006
[http://www.binghamton.edu/fbc/180en.htm adresinden Açalya Temel
tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir] |
ismetbaytak@hotmail.com
ismetbaytak@kuzeyege.net
bergamaturkey@yahoo.com
kuzeyege@yaoo.com
|