Gazetelerde; "Kadin Haklari ve Statüsü" hakkinda çikan
yazilari topluyorum.
Yeni basladim. Böylece, ne kadar yol katedildigi anlasilacaktir.
Bilgileri tarih sirasina göre bulabilirsiniz;
40 ilde kadin danis
merkezi / MILLIYET - 27 KASIM 1997
Kadina karsi siddete son/ ZAMAN
- 26 KASIM 1997
Turk filmi Isvicre'de kanun
degistiriyor/HURRIYET - 26 KASIM 1997
Yaaa nasil oluyormus!/
HURRIYET - 24 KASIM 1997
Kadin-erkek
esitligi olmadan demokrasi olmaz / HURRIYET - 14 KASIM
1997
Hatice'nin drami /
SABAH
Evlilikte
ortaklik sozlesmesi / HURRIYET - 4 KASIM 1997
Kizlar iyi okur!/
HURRIYET - 3 KASIM 1997
Türkiye'nin
Kadinlari Ayaklanin / FATIH ALTAYLI/HURRIYET-4
KASIM 1997
Hem mali götür,
hem yakin! / FATIH ALTAYLI - HURRIYET
Is dunyasinda
kadinlarin gucu / HURRIYET - 28 EKIM 1997
KADER'de
genel kurul heyecani / MILLIYET - 20 EKIM 1997
Devletin bekâret meraki...OKTAY
EKSI/HURRIYET- 17 EKIM 1997
Bekâret kontrolüne
son / HURRIYET - 17 EKIM 1997
Kadin isçiye
sigorta güvencesi / HURRIYET - 17 EKIM
1997
Dayakçi erkege hapis
geliyor /MILLIYET - 13 EKIM 1997
Kadinlar soyadi kavgasinda
umutlu/MILLIYET - 13 EKIM 1997
40 ilde kadin danis merkezi
27 Kasim 1997, Persembe
MILLIYET
RP'li kadinlari "Kadin Danis" merkezleriyle vurmak isteyen CHP'li kadinlar,
her kesimden kadin kitlesine ulasmak amaciyla, orgutlu bir hareket baslatti.
CHP Kadin Kollari Baskani Guldal Okuducu, yoksul ve egitim duzeyi dusuk
kadinlara ulasmak, sorunlarini cozmek, egitim duzeyi yuksek meslek sahibi
kadinlarla aralarinda yardimlasmayi saglamak icin ev ev, sokak sokak dolasarak,
mesajlarini kadinlarla birebir iliski kurarak vereceklerini soyledi.
70 ilde orgutlendiklerini, bir yil icinde 40 ilde daha Kadin Danis
merkezi faaliyete gecireceklerini soyleyen Okuducu, sanatci, edebiyatci
ve bilim adamlarindan yararlanarak, farkli bir CHP'li kadin yuzu cizeceklerini
ifade etti.
"Kadin Danis" adi altinda dar gelirli, gunluk sorunlari icinde caresizlik
yasayan kadinlarla, bu sorunlari asmis kadinlari bulusturmak istediklerini
aciklayan Okuducu, RP'li kadinlarin parti calismasini soyle elestirdi:
"RP'li kadinlar da emek veriyor. Ama emek verdikleri partinin kadin
olarak onlari nereye koydugunun ya da koyacaginin farkinda degiller. CHP'li
kadinlar ise, hem ulkeleri hem de kadinlarin ozgurlesmesi adina ozgur mucadelenin
parcasi. Bizim basarimiz, ayni zamanda RP'ye emek veren, orada kolelik
dusuncesi ve yaklasimina maruz kalan kadinlarin kurtulusu icin de gerekli."
Kadina karsi siddete
son
ZAMAN
26 KASIM 1997, CARSAMBA
Dun anlamli bir gundu.Tum dunya 25 Kasim'i kadina uygulanan
siddete son vermek amaciyla cesitli kampanyalarla kutladi. Bu gunden baslayarak
'Kendinize nasil davranilmasini istiyorsaniz' oyle muamele edin.
HATIRASI ACI
25 Kasim 1960 tarihinde Dominik Cumhuriyeti'nde Sosyal
Degisim Hareketi'nden Mirabel kiz kardesler arabalarindan indirilerek hunharca
oldurulmuslerdi. Bu nedenle, 25 Kasim, Latin Amerikali ve Karayibli feministler
tarafindan, 'Kadina Karsi Siddete Son' gunu ilan edildi. 25 Kasim tum dunyada
bir takim etkinliklerle kutlaniyor, kadinlarin bilinclenmesi icin kampanyalar
duzenleniyor.
ARTIK BILIYORUZ...
Kadina yonelik siddet, 1980'lerden once kadin hareketinin,
daha sonra da Turkiye'nin gundemine girdi. 1988 ve sonrasinda resmi ve
gonullu kuruluslarin acik oturumlar, konferanslar ve panellerle kamuoyunu
bilgilendirmeye calismasiyla sorun konusulur hale geldi. AYSE
PAKDIL / Ankara
Turk
filmi Isvicre'de kanun degistiriyor
HURRIYET
26 Kasim 1997, Carsamba
Perihan KORKMAZ
Yonetmen Esen Isik'in ''Olmeye Yatmak'' adli filmi, Isvicre'de
yabanci kadinlarin ulkede kalma durumuyla ilgili kanun maddesinin degistirilmesi
icin one surulen gerekceleri icerdiginden, Isvicre Ulusal Meclisi'nde gosterildi.
Meclisteki calismalarini ''Kadinlar da politika yapar''
basligi altinda yuruten bagimsiz milletvekili Christina Gool, Isvicre Anayasasi'ndaki
bu maddenin degistirilmesi icin yapacagi konusmadan feragat ederek, ''Olmeye
Yatmak'', filminin gosterilmesini teklif etti. Degistirilmesi istenen kanun
maddesine gore, yabanci kadin Isvicre'de oturma hakkini elde edebilmek
icin ya bir Isvicreli erkekle bes yil, ya da baska milletten bir erkekle
bu ulkede 10 yil evli yasamak zorunda. Kadin, Bu sure sonunda bosansa da,
oturuma hakkini almis oluyor. Sozkonusu maddenin degistirilmesi icin Isvicre
hukumeti, 1994 yilinda Insan Haklari Komisyonu tarafindan uyarilmisti.
Christina Gool, gectigimiz cuma gunu yapilan toplantida
filmin gosterimini onerdi. ''Olmeye Yatmak'' filminin yonetmeni Esen Isik
da bu konuda, ''Kanuna gore, yabanci kadin evliligi surdugu surece Isvicre'de
kaliyor. Evlilik islemiyorsa, geri gonderiliyor. Kadina hic bir hak verilmiyor.
Kadinlar da geri gonderilmemek icin, mutsuz bile olsalar susuyorlar. Boyle
olunca da, aile icindeki siddet ve erkegin yaptirimi kuvvetleniyor. Meclis'te
de kadinin aile icinde yasadigi siddeti onlemek icin calismalar yapiliyor.
Christina Gool, filmi izlemis ve beni aradi. ''Olmeye Yatmak'in, kendisinin
mecliste yapacagi konusmayi ozetledigini belirterek, konusmasindan feragat
ettigini ve filmi Ulusal Meclis'te gostermek istediklerini soyledi. 'Olmeye
Yatmak' ilk oturumda gosterildi. Gool, filmin dogru bir zamanda gosterildigini
ve hic ummadigi partilerden bile destek aldigini soyledi. Onumuzdeki donemde
mecliste bir oylama daha yapilacak. Degisiklik teklifi o oylamadan gecerse,
soz konusu kanun maddesi degisecek'' dedi.
Filmin konusu
Olmeye Yatmak'ta Turkiye'den Isvicre'ye isci olarak giden
bir Turk ailesinin basindan gecen gercek bir olay ele aliniyor. Filmde,
bir Turk kadinin, esinin baskilarina karsi koymaya calismasi, bu duruma
devletin kayitsiz kalmasi ve kadinin yasadigi bunalimlar sonucu intihara
kalkismasi anlatiliyor.
Yaaa nasil oluyormus!
HURRIYET
24 Kasim 1997, Pazartesi
Avrupa Adalet Divani'nin ''Erkegin aleyhine,
kadinin lehine ayrimcilik yapilabilir'' karari erkekleri
ayaga kaldirdi
''Golge etme...'' diye baslayanlar
Sema Piskinsut
(DSP Aydin Milletvekili)
''21'inci Yuzyil'a girerken Ataturk'un verdigi esitlikten
yanayim, imtiyazlardan degil. Kadinlara yonelik girisilen bazi baskilarin
giderilmesinden yanayim ama imtiyaz istemiyorum.''
Gulriz Sururi
(Tiyatro sanatcisi)
''Ben, kadinin kayrilmasina karsiyim. Ben olsam, terfiyi
belirlemek icin kura cektirirdim. Cunku ben, kadinla erkegi esit goruyorum.
Kadinin korunmasini da ona da ayricalik taninmasini da dogru bulmuyorum.''
Yildiz Kenter
(Tiyatro sanatcisi)
''Kadinin, ne kadin oldugu icin kinanmasina ve ne de
kadin oldugu icin kayirilmasina bir kadin olarak raziyim. Ben, tipki mitolojide
oldugu gibi, kadin ve erkegin beraber olduklari zaman bir guc olduklarina
inaniyorum. Onlari, birbirlerinden ayri, birbirlerine karsi, birbirlerinin
etegine yapisarak asagiya ceken zit gucler olarak gormuyorum. ''
Nazli Eray
(Yazar)
''Her ne kadar pek cok kisi tarafindan bu karar cok olumlu
karsilanacaksa da bana bir tuhaf geldi. Nicin ben, eger bir isyerinde calisiyorsam
yalnizca kadin oldugum icin terfi ettirileyim? Bu bende bir kompleks yaratir.
Boyle bir tutum karsisinda ben kendimde buyuk bir eksiklik duyarim ki,
bunu da bana hic kimsenin duyurmaya hakki yok.''
Prof. Dr. Necla Pur
(M.U. Kadin Isgucu Istihdami Arastirma Merkezi Baskani)
''Boyle bir karar elbette cok hosumuza gitti ama bir
yerde de idealimize ters dustu. Cunku ben, her alanda esitlikten yanayim.
Ancak bu kararla, bir olcude, bunca yil cekilen sikinti ve haksizliklarin
diyeti odendi. Gonul isterdi ki her alanda kadin ve erkek icin esitlik
sozkonusu olsun.''
Dogru karar diyen kadinlar
Prof. Dr. Necla Arat
(I.U. Kadin Sorunlari Arastirma Merkezi Baskani)
''Bir sureden beri, bazi Avrupa ulkeleri olumlu ayricalik
diye bir yontem uygulamaya, kadinla erkek arasinda haklar acisindan var
olan ucurumu kapatmaya calisiyorlar. Kadinlardan yana tavir almayi olumlu
ayricalik diye niteliyorlar. Ancak bunu, kadinin bir imtiyazi gibi gormuyorlar.
Kadinin simdiye kadar gaspedilmis olan haklarini yerine getirecek esitligi
saglamayi hedefliyorlar. Avrupa Adalet Divani'nin da bu baglamda bir karar
aldigi goruluyor. Bu kararin ornek, olumlu ve model bir karar olacagina
inaniyorum.'
Pinar Kur
(Yazar)
''Simdiye kadar bu ayrimciliktan erkekler faydalandi.
Daha once kadinlarin haklari yenildigi icin boyle bir karar verildigi anlasiliyor.
Bu kolay verilecek bir karar degil. Daha once sol tiyatrolar kapatildi
simdi sag tiyatrolar kapatiliyor. Tiyatrolar kapatilmali mi diye soruyoruz.
Haksizlik goren tarafin oc almasi gibi birsey bu. Kesinkes dogru degildir
ama bunca yil kayirilan erkeklerin olayin tam karsisinda kalmalarinin bir
zarari yoktur.''
Dunya tersine dondu: Bir erkek ogretmen kalkip Avrupa
Adalet Divani'na basvurdu ve ''Bana cinsiyet ayrimciligi yapildi'' dedi.
Adalet Divani da ''Tabii yapilir, bugune kadar hep siz kayirildiniz, bir
kere de bir kadin kayirilsa ne olur'' cevabi verdi. Ve kiyamet koptu. Her
kafadan bir ses cikti; Olurdu, olmazdi... Haksizlikti, degildi... Pozitif
ayrimcilik aslinda hic de yeni bir kavram degil ama Avrupa
simdi bunu tartisiyor. Meger bu erkekler isteseler nasil
da cok ses cikarabiliyorlarmis; ama tabii kendi kuyruklarina basildiginda...
Biz de teybimizi Turkiye'den birkac kisiye uzattik. Ne dusunduklerini sorduk.
Hersey, Almanya'da bir erkek ogretmenin Avrupa Adalet
Divani'na basvurmasiyla basladi. Ne gunlere kaldik ki bu ogretmen, esit
kosullarda bulunmalarina ragmen, kendisi yerine bir kadin meslektasinin
terfi ettirilmesinden sikayetciydi. Isyerinde kadin meslektasi lehine cinsel
ayrimcilik yapildigini, kendisine haksizlik edildigini one suruyordu. Ancak
dosyayi inceleyen Avrupa Adalet Divani, calisanlar arasindaki cinsiyet
ayrimciligindan daha once hep erkeklerin yararlandigini belirtti ve bu
durumlarda kadinlara yapilan pozitif ayrimciligin mazur gorulebilecegine
karar verdi. Tabii kadinin sadece cinsiyeti nedeniyle terfi edilmesini
destekleyen bu karar muthis bir tartisma baslatti: ''Haksiz imtiyaz mi
yoksa olumlu ayricalik mi?'' Turkiye
gundemine de yansiyan bu tartismada genelde toplumun
cesitli kesimlerinden karara destek gelirken, karari destekleyenler arasinda
felsefi gorus ayriliklari da olustu. Bakin, karara karsi kim ne dedi...
Karari alkislayan erkekler
Burhan Apaydin
(Hukucu)
''Yuksek mahkemenin karari, Bati'daki medeniyetin daha
da zenginleseceginin isaretidir. Tarihte kadini erkek karsisinda asagilastirmayan
anlayisa sahip olan devletler yukselmislerdir. Turkiye bu gercegi kavramadikca,
ne demokrasiye, ne medeniyete ve ne de gercek insan haklarina ulasabilir.''
Dr. Yildirim Aktuna
(Saglik Eski Bakani)
''Ben bu olayi, kadinin kayirilmasi olarak degil, erkegin
kayirilmamasi olarak algiliyorum. Eger erkek terfi ettirilseydi, her zaman
oldugu gibi, gene erkek kayirilmis olacakti. Demek ki bu defa, erkek kayirilmiyor
buna karsilik kadin hakkina kavusuyor.''
Orhan Pamuk
(Yazar)
''Bu karari destekliyorum. Bu karar, kadinlarla erkekler
arasinda yuzyillardir surup giden esitsizligi giderici, karsi yonde bir
esitsizlik. Bunun tarihten, kulturden gelen bir esitsizligi gidermek icin
alinan bir karar oldugunu dusunuyorum. Tabii uygulamada bazi haksizliklar
olabilir ama genel olarak bu tur bir mudahaleyi destekliyorum.''
Prof. Dr. Orhan Oguz
(RTUK Baskani)
''Dogru karar vermislerdir. Simdiye kadar olan durumu,
bu suretle duzeltmis bulunuyorlar. Zaten centilmenlik de bunu icap ettiriyor.
Ayrica unutulmamalidir ki, kadinlarin calisma sartlari son derece agirdir.''
Bekir Aksoy
(Devlet eski Bakani)
''Kadinlara imtiyazi destekliyorum. Turklerin orfunde
de bu vardir. Boyle bir durumu kural haline getirmezsek esitlik saglanamaz.
Cunku mevcut durumda 'Kadin-erkek esittir' soylemi, erkeklerin bir fantazisinden
oteye gitmiyor.''
Kadin erkek esit ama... diyenler
Rifat Serdaroglu
(Devlet Bakani)
''Kadin-erkek esitliginden de bir adim ote biz kadin-erkek
isbirliginden yanayiz. Kadinlar ve erkekler esittirler. Farkli bir yoruma
gerek yoktur.''
Cefi Kamhi
(DTP Istanbul)
''Kimseye ayricalik taninmamali. Herkes esittir. Ustelik
bizim orf ve adetlerimiz nedeniyle kadina ozellikle is alaninda zaten ayricalik
taninir.''
Tayyip Erdogan
(Istanbul Buyuksehir Belediye Baskani)
''Hayat; kadin ve erkegin birlikte olusturduklari bir
butundur. Ikisi birlikte olmaksizin hayati dusunmek mumkun degildir. Ancak
hayatta cogu kez kadin ve erkek, ayri ayri roller ustlenmislerdir. Bu farkliliklar,
calisma hayatina da yansiyabilir. Bu cok normaldir.''
Kucuk Iskender
(Sair)
''Is ortaminda cinsellik mutlaka sozkonusu. Ama terfi
etmek bedensel degil, beyinsel bir takim ozelliklere bagli olmali. Ben
Avrupa Adalet Divani'nin aldigi bu karari sacma buluyorum. Aslinda bundan
once erkekleri kayiran uygulama da sacmaydi bana gore. Is yerinde terfi
edilmesi gibi bir konuda hormonal dengenin gozonune alinmasina karsiyim.
Bu karari da kiniyorum.''
Ataol Behramoglu
(Sair)
''Bu karari desteklemiyorum. Genelde, cinsiyet ayrimina
dayali ayricaliklara karsiyim. Kadina, sadece hamilelik, cocuk dogurma
gibi sureclerde ayricalik verilmesi gerekir bence. Bunun disinda meslekte
terfi gibi bir konuda cinsiyet ayriminin yapilmasi dogru degil.''
Furuzan
(Yazar)
''Kadinlar adina olumlu. Fakat binlerce yildir kadinlari
geride birakan bu yanlis tutumun (cinsel ayrimcilik) kadinlar adina olumlu
bu kararin alinmasiyla dogru bir tutum oldugunu saymak bana yanlis geliyor.
Ornek aldigimiz seyin yanlis yapmak degil yanlislari duzeltmek olduguna
inaniyorum.''
Sokaktaki vatandas ne diyor?
Fikriye Guven
(Emekli isci)
''Kadinla erkek arasinda hicbir ayrim yapilmamali. Dinimizde
de erkegin namusu ayri, kadinin namusu ayri denilmiyor ki. Her iki cins
esit olmali ancak burada dikkat edilmesi gereken, karsilikli saygi. Bu
eksik olmamali.''
Iskender Mustafa Celik
(Turizm sektorunde isci)
''Eger kadin ve erkek ayni gorev yapiyor iken, kadin
terfi ettirilmisse, itirazinda bence erkek hakli. Kadin-erkek esit olmali.
Erkekler biraz daha fazla.''
Mahmut Isil
(Esnaf)
''Esitlik, cok guzel de Turkiye'de uygulanmiyor.
Neden, cunku ulkemizde egitim noksanligi var. Egitim seviyesi yuksek olsa,
bu konuda hicbir anlasmazlik olmaz. Allah gunahi ve sevabi cinse gore degil,
amellere gore veriyor.''
Ahu Teoman
(Lise mezunu)
''Kadin-erkek esitligine inaniyorum. Ancak Turkiye'de
bu uygulanmiyor.''
Deniz Dokeril
(Universite ogrenci adayi)
''Kesinlikle kadin ve erkek esit. Ancak bunu erkekler
bir turlu goremiyor ya da gormek istemiyor.''
Turgay Seneroglu
(Universite ogrencisi)
''Kadin erkek esit olmali. Buna inaniyorum ama pratikte
bu yasanmiyor.''
Kadin-erkek
esitligi olmadan demokrasi olmaz
14 Kasim 1997, Cuma
Ayda KAYAR, Levent ARSLAN / ISTANBUL
Basbakan Mesut Yilmaz, Turk kadininin toplum icindeki
konumunu iyilestirme konusunda kararli oldugunu belirtirken, kadin ve erkeklerin
tum karar alma mekanizmalarina esit katilimi saglanmadan, gercek demokrasiye
ulasilamayacagini soyledi. Mesut Yilmaz, dun Istanbul Conrad Otel'de
baslayan Avrupa Konseyi 4'uncu Avrupa Kadin Erkek Esitliginden Sorumlu
Bakanlar Konferansi'nin acilisinda yaptigi konusmada, Ataturk'un
kadinin oynadigi onemli rolun farkinda oldugunu belirterek, ''Kadinlara
esit muamele etmeyen ve ayrimcilik yapan bir siyasal rejim, demokrasi olarak
nitelendirilemez'' dedi. Yilmaz, hukumetin kadin-erkek esitligine
duyarli olacagini ve bu anlamda dengeyi saglayacak politikalara yonelik
her turlu cabayi destekleyecegini vurguladi.
SAYGIN BASKAN SECILDI
Avrupa Konseyi'ne uye 40 ulkeden 21'inin bakan, digerlerinin
de mustesar duzeyinde katildigi konferansin baskanligina, Kadin ve Aileden
Sorumlu Devlet Bakani Isilay Saygin secildi. Saygin konusmasinda,
konferansin kadin-erkek arasindaki esitligin saglanmasi ve demokrasi icin
mesafe alinmasi yolunda onem tasidigini soyledi.
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Daniel Tarschys
de, demokrasinin, erkeklerin elinde yonetildigini savunarak, buna
en somut ornek olarak Avrupa Konseyi'ne uye 40 ulke arasinda sadece bir
devlet baskaninin kadin olmasini, bazi ulkelerde kadin bakan bile bulunmamasini
gosterdi.
Bugun sona erecek konferansin sonunda kadin-erkek esitligine
iliskin politikalarin yer alacagi 'Istanbul deklarasyonu' yayinlanacak.
Hatice'nin drami
SABAH
Koca dayagindan kurtulmak amaciyla geceyarisi evden kacan
Hatice Carkci taksi soforlerinin tecavuzunden kurtulmak icin Ataturk Koprusu'nden
atladi
Yer: Kasimpasa'da bir ev. Vakit gece yarisini 2 saat geciyor.
Huseyin Carkci (23), eve gec geldigi icin kendisine hesap soran karisi
Hatice Carkci (20)'yi adamakilli dovuyor. Genc kadin yuzune, kafasina,
sirtina inen yumruklardan kurtulmak icin firsatini bulunca sokaga firliyor.
Yagmurda kovalamaca
Pijamayla yagmur altinda cilgin gibi kosan genc kadin, pesinden
gelen kocasini atlatiyor ve karanlik sokaklarda izini kaybettiriyor. O
saatlerde Istanbul'un sokaklari pek tekin degildir. Ataturk Koprusu'ne
dogru yururken bir taksi soforu ile arkadasi onu farkediyor. "Yardim edelim
abla" diyerek lafa giriyorlar.
Tecavuz korkusu
Hatice Carkci teklifi reddediyor. Ama adamlar israrli. Kopruye
yaklastiklarinda uzerine atilip kadini zorla taksiye bindirmeye kalkiyorlar.
Hatice tecavuzden kurtulmak icin bir kere daha kosmaya basliyor. Ama adamlardan
kacamayacagini anlayinca 30 metre yukseklikten Halic'e atliyor. Zavalli
Hatice, tam anlamiyla yagmurdan kacarken doluya tutulmus oluyor.
ZAFER KUCUK
Evlilikte
ortaklik sozlesmesi
HURRIYET
4 Kasim 1997, Sali
Olga UNAYDIN / ISTANBUL
Kadinlar, evlilikte edinilen mallari guvence altina almak
icin onemli bir adim atti. Istanbul Barosu Kadin Haklari Komisyonu'nca
hazirlanan ''Evlilikte Mal Ortakligi Sozlesmesi'', evlilikte edinilen mallarin
ortakligini ongoruyor. Istege bagli yapilacak sozlesmeyle ciftler, mal
ortakligina girmesini istemedikleri ozel mallari ise ayirabiliyorlar.
Istanbul Barosu Kadin Haklari Komisyonu'nun hazirladigi
'Evlilikte Mal Ortakligi' sozlesmesi, kadinlara evlilikte edinilen mallar
konusunda buyuk haklar getiriyor. Sozlesme, evlilikte edinilen mallarin
ortak paylasimini ongoruyor. Turk Hukukcu Kadinlar Dernegi Baskani Avukat
Aydeniz Tuskan, mal ortakligi sozlesmesinin istege bagli olarak yapilacagini
belirterek, evlenecek olan kisilere ozellikle tavsiye ettigini soyledi.
Prof. Dr. Aydin Aybay onculugunde hazirlanan sozlesmenin erkek egemen toplumunda
ezilen kadinlara cok buyuk haklar getirdigini soyleyen Avukat Aydeniz Tuskan,
''Medeni Kanun'da mallarin ayriligi ilkesi var. Aslinda bu ilke tam olarak
uygulansa iyi. Cunku erkegin mali erkege, kadinin mali kadina. Ancak toplum
ataerkil oldugu icin, evlilikte edinilen mallari erkekler uzerine aliyor.
Bosanma halinde de kadina hic bir sey vermek istemiyor'' dedi.
ISTEGE BAGLI Mal ortakligi sozlesmesinin istege bagli
olarak yapilacagini vurgulayan Tuskan, ''Sozlesme evlilikte edinilen mallarin
ortakligini ongoruyor. Sozlesmede mal ortakligina girmesi istenmeyen ozel
mallar bir listeyle belirtilir. Ayrica Medeni Kanun'un 183. maddesinde
ongorulen, sahsi mallar denilen ozel esyalar, is veya sanatin icrasina
yarayan mallar, kadinin ev isleri haricinde calismasinin urunleri, baskalari
tarafindan ortaklik disi kalmasinin istegi ve kaydi ile bagislanan mallar
da sozlesmede ayrica bir liste halinde
belirtilir'' dedi.
IFLASTA GECERLI
Avukat Aydeniz Tuskan, ortak mallarin yonetiminin erkege
ait oldugunu ancak mallarin satilmasinda, kiralanmasinda esinin onayini
almasi gerektigini de soyledi. Ozellikle evlenecek olanlara mal ortakligini
tavsiye eden Tuskan, sozlesmesinin evlenmeden once veya evlilik sirasinda
yapilabilecegini kaydetti. Tuskan, ''Sozlesmeyi evlenmeden once noterden
yapmak yeterlidir. Evlendikten sonra noterde yapilan sozlesme ayrica sulh
hakimine onaylatilir. Sozlesmeyi yapan eslerden biri iflas ederse, oteki
esin korunmasi icin 'Mal ayriligi' kendiliginden gecerli olur. Sozlesmeye
konacak secimlik bir madde ile de cocuk birakmadan olen esin ortak mallarinin
tumunun sag kalan ese ait olmasi mumkun olabilir'' dedi.
Her sey cocuklarimizin
Unlu sanatci Sibel Can, esi Hakan Ural'la aralarinda
evlilik sozlesmesine benzer bir anlasmanin bulunmadigini soyledi. ''Bizim
aramizda 'Senin malin, benim malim' gibi bir olay sozkonusu degil'' diyen
sanatci, sahibi olduklari mallarin cocuklarina ait oldugunu ifade etti.
''Cocuklarimiz ikimize ait. Dolayisiyla hersey onlar icin, baska birsey
dusunmuyorum'' diyen Sibel Can, yasa veya uygulamalarin kendilerini etkilemeyecegini,
cunku bunu onemsemediklerini belirtti.
Kizlar iyi okur!
HURRIYET
3 Kasim 1997, Pazartesi
Kitapcilarin ve fuarlarda stand acan yayincilarin ortak
fikri Turkiye'de kadin okurlarin erkek okurlari hizla solladigi.
''Kitaplari karistiran, yeni neler cikmis diye bakan,
kitap listelerine goz atan kizlar ve hadi artik gidelim diyerek onlari
cekistiren erkekler.'' Turkiye Yayincilar Birligi Baskani Atil Ant, kitapcilarda
cok sik sahit oldugu bir manzarayi yukaridaki gibi ozetliyor. Kitapcilarin
ve fuarlarda stand acan yayincilarin ortak fikri Turkiye'de kadin okurlarin
erkek okurlari hizla solladigi.
Yerli ve yabanci edebiyat eserleri basan Can Yayinlari'nin
sahibi Erdal Oz, ozellikle son uc senede kizlarin fuara erkeklerden cok
daha fazla ilgi gosterdiklerini soyluyor: ''Bu yalnizca bizim standda degil,
tum fuarda gozlemledigim bir olgu. Nedenlerine gelince, yetisme caginda
kizlar erkeklerden daha zeki oluyorlar, erkeklere oranla daha hizli gelisiyorlar.
Sonra hala erkek toplumu oldugumuz icin, erkekleri okul disinda oyalayacak
cok daha fazla sey var, kizlarinsa ortak mekanlari az.''
Yine Atil Ant'a gore, erkekler daha cok teorik ve teknik
kitaplara yonelirken kizlar her turden kitaba ilgi gosteriyorlar. Ant,
sosyal hayatta yer edinmek isteyen kadinin kitaba yonelmesini son derece
anlamli buluyor.
Okur sayisi artiyor
Kadin veya erkek, Turkiye'de genel okur sayisinda da
artis var. Haluk Sahin Radikal Gazetesi'ndeki kose yazisinda soyle diyor:
''Turkiye 1970'lerde bir kitap patlamasi yasamisti. Bu donemde ozellikle
sol teori kitaplari ile bazi edebi yapitlarin ilk baskilari 10 binin altina
dusmuyordu. Bu konulari bir kultur sosyologu gozuyle inceleyen yayinci
Erdal Oz'e gore o tarihlerde kitaplarin ucte biri Istanbul'da, ucte biri
memur ve ogrenci kenti Ankara'da, ucte biri da Anadolu'da satiliyordu.
Kitapci dukkanlari kucuktu ve tezgahlar okura kapaliydi.'' Sahin, kitapcilari
ve yayincilari referans alarak yukselen yeni kitap dalgasindan sozediyor.
Yine ayni yazida Erdal Oz'un bir tespiti var: ''Kitap okurlarindaki patlamanin
en buyuk kaniti korsan yayinlarin cogalmasi. Demek ki buyuk talep var!''
Kitaba olan talep kutuphanelere olan ilgiyi de artirmis.
Rakamlar gectigimiz yil Turkiye genelinde 22 milyon 523 bin kisinin halka
acik kutuphanelerden yararlandigini gosteriyor. Halk kutuphanelerinden
verilen bilgiye gore, toplumu etkileyen teknoloji gucunun halk kutuphanesi
hizmetlerine yansitiliyor olmasi, kutuphanelere satin alinan kitaplarin
guncellestirilmesi, mesleki egitim gormus personel ve yonetici sayisinin
artirilmasi son donemlerde halk kutuphanlerine olan ilginin artmasina neden
oluyor. Kutuphaneciler, Turkiye nufusunun ucte birinin kutuphanelerdeki
odunc alma servisinden yararlanmasinin sevindirici oldugunu dile getiriyorlar.
Ayrica, Istanbul Belediyesi'nin islettigi Koc'un bir bagisi olan Ataturk
Kitapligi verilerine gore de 1996 yili toplam okuyucu sayisi 52 bin 300.
1997 ocak-eylul arasi okuyucu sayisi ise 45 bin 635. Ataturk Kutuphanesi'nde
bu yil, daha eylul ayindan gecen senenin rakamlarina ulasan okuyucu sayisi,
yil sonunda 96 yili rakamlarini geride birakacaga benziyor.
Bu sene, ozellikle eylul ayindan beri kitap satisinda
bir artis oldugunu soyleyen Adam Kitapevi calisanlari, bunda en cok okullarin
acilmasinin etkili oldugunu ekliyorlar. ''Satilan kitaplarin siralamasi
soyle; Siir, roman, felsefe ve guncel kitaplar. 1996-97'den itibaren, yayinevi,
acilan kitabevi ve basilan kitap sayisinda artis var. Cogunlukla, Turkiye
tarihi ve ulkenin gundemi ile ilgili kitaplar satiliyor. Bircok dergi ve
gazete kitap ekleri veriyor. Bunu takip eden okuyucular cogunlukta ve buraya
alacaklari kitabi bilerek geliyorlar.'' Ogrencilerin onerilen kitaplari
aldiklarini soyleyen Germinal Kitabevi calisanlari ise cogunlukla orta
yaslilarin parapisikoloji ve metafizik kitaplarina ilgi duydugunu ve bu
yuzden Akasa yayinlarinin kitaplarina ragbet oldugunu belirtiyorlar. Kitabevlerinin
bir baska gozlemi de son yillarda Turkiye'de yaygin olarak kullanilan bilgisayar
ve turevlerinin bilgisayar kitaplarinin satisinda artisa neden oldugu.
En az ilgiyi ise kultur-sanat kitaplari goruyor.
Once veliler okuyacak
Gectigimiz gunlerde Anadolu Ajansi'nin gectigi bir haber,
kitabin sorunlarinin yine de bitmedigini sergiliyor. Yayin sektorunun onde
gelen adlari, kitap fiyatlarinin KDV'den kaynaklanan yuksekligi, cocuklara
okuma aliskanliginin kucuk yasta kazandirilmamasi ve devletin kendilerini
subvanse etmemesi nedeniyle Turk insaninin yeterince kitap okumadigini
bildiriyorlar. Kitapcilar Dernegi Baskani Ahmet Polat, toplumda okuma aliskanliginin
kazandirilmasi icin ise anaokulu egitiminden baslanmasi gerektigini vurguluyor.
Bunun icin anaokulu egitiminin yayginlastirilmasi gerektigini kaydeden
Polat, okuma aliskanligiyla ilgili programin once velilere verilmesi gerektigini
ifade ediyor. Devletin, egitim hizmeti veren yayinciya ve kitapciya ''vergi
istisnasi'' taniyarak tesvik etmesini isteyen Polat, devlet televizyonlarinin
da kitap aliskanligi edindirici egitim programlari yapmasi ve yarismalar
duzenleyerek, hediye olarak kitap vermesi gerektigini dile getiriyor. Polat,
kitap fiyatlarini ekonomik hale getirmek icin KDV orani sifirlanmasi ya
da sembolik hale getirilmesi gerektigini dusunuyor.
Atil Ant'in kitap okuruna iliskin bir baska tesbiti de,
8 yillik kesintisiz egitim sisteminin okur sayisini arttiracagi yonunde:
''Ilkokul 5. sinifta kolejlere hazirlanan ve testlere gomulen ogrenciler
artik lise son sinifa kadar daha cok kitap okuma imkanina kavusacaklar.''
Cocuklara okuma aliskanliginin kazandirilabilmesi icin
ozellikle ilkokullarda mutlaka ciddi kitapliklar kurulmasi gerektigine
dikkati ceken Ant, ''Talim Terbiye Kurulu'nun izin vermedigi kitaplar okul
kitapliklarina giremiyor. Bu da, sadece belli gorusteki insanlarin kitaplarinin
okutulmasi demektir ki cok sikinti yaratiyor'' diyor. Turkiye'de bir ''Yayincilik
Kanunu'' bulunmadigini belirten Ant, 225 yayinevinin biraraya gelerek Uluslararasi
Yayincilar Birligi'nin kendilerine onerdigi bir kanunu Turkiye'ye adapte
ettiklerini ve yakinda Kultur Bakanligi'na sunacaklarini soyluyor.
Yaslara gore tercihler
Afa Yayinlari, okuyucularin yas gruplarina gore yoneldikleri
kitaplari soyle siraliyor:
Cocuk okurlar, macera turu oykuler, mizah kitaplari
ve Asteriks turu kitaplari tercih ediyor.
18-25 yas arasi gencler ve ogrenciler, cagdas dunya edebiyati
basta olmak uzere Turk Edebiyati, sinema ve tiyatro, klasik romanlar okuyor.
25-45 yas arasi kadin okurlar, ceviri edebiyat ve
Turk edebiyatina meraklilar.
25-45 orta yasli erkek okurlar, ozellikle Turk ve Osmanli
tarihi, inceleme-arastirma kitaplari ve edebi romanlar okuyorlar.
Orta yas sonrasi kusak ise ani, tarih ve Turk Edebiyatini
tercih ediyor.
Is dunyasinda kadinlarin gucu
HURRIYET
Dogan ULUC / NEW YORK
28 Ekim 1997, Sali
Amerika'da is ve ticaret hayatinda kadinlarin kontrolu
gun gectikce artiyor. Gecen bes yil icinde 'kadin patronlar'in sayisinin
erkeklere yaklastigi goruluyor.
Kadin Is Sahipleri Ulusal Federasyonu, yalniz
New York'ta cesitli sanayi dallarindaki kadin patronlarin sirket satislarinin
dunyada 100'u askin ulkenin yillik milli gelirinin uzerinde oldugunu acikladi.
Federasyon'un istatistiklerine gore New York'ta kadinlarin sahip
oldugu 527 bin sirket var ve bu sirketlerde calisan kadin-erkek personel
sayisi 1.4 milyon. Sirketlerin bir yillik ciro toplami ise 205,6 milyar
dolar (yaklasik 37.5 katrilyon lira). 1996 istatistiklerine gore New York'taki
sirketlerin % 36'si kadinlara ait. Federasyon, ayrica, New York
Eyaleti'nde tum is gucunun % 26'sinin kadin patronlar icin calistigini
belirterek, 1987-1996 arasinda kadinlara ait sirketlerin sayisinin % 70,
calisan sayisinin % 141 ve cirolarinin % 180 arttigina dikkat cekti. Kadin
patronlarin genellikle uretim, finans, sigorta ve emlak islerini tercih
edildigi goruluyor.
KADER'de genel
kurul heyecani
MILLIYET- 20 EKIM 1997
Umran AVCI - iSTANBUL
KADER (Kadin Adaylari Destekleme ve Egitme Dernegi), önümüzdeki
günlerde kadinin siyasete katilimini özendirmek için dev
bir kampanyaya hazirlaniyor.
KADER'in ilk genel kurulu dün The Marmara Oteli'nde
yapildi. Faaliyet raporunu okuyan Sirin Tekeli, Turkiye'de kadinlarin ikinci
sinif vatandas olmaktan kaynaklanan pek çok sorunu oldugunu belirtti.
Kadinlarin sorunlarinin çözülememesini TBMM'de çok
az sayida kadin temsilci olmasina baglayan Tekeli söyle konustu:
"Siyasi partiler kadin adaylari desteklemeye istekli
olmamislardir. Ayrica Meclis'teki bir avuç kadinin çok azi
kadinlarin sorunlarina duyarli olmustur. KADER bu tikanikligi asmak, temsilde
esitlik ilkesinden yola cikarak kadin adaylarin Meclis'te ve yerel meclislere
tasimak için kuruldu. En az yüzde 10 oraninda ilkeli kadin
milletvekilinin, Türkiye'de siyasetin kalitesinin yükseltecegini,
demokrasinin gerçeklesmesine mutlak katki yapacagina inaniyoruz."
Demet Isik'in divan baskanligini yaptigi genel kurulda
gazetemiz yazari Zeynep Oral, Sirin Tekeli, Sema Bektas, Suay Aksoy, Canan
Arin, Sule Aytaç, Zeynep Gögüs, Seyda Taluk, Sunay Karamik,
Zulal Kiliç, Nevval Sevindi, Nükhet Sirmen, Meral Ekmekçioglu,
Meryem Koray, Sabriye Saltuk, Sündüz Hasar, Filiz Örekli,
Munise Dayi, Yildiz Ecevit, Ayse Ayata, Sema Bektas, Elif Kurgu, Nurcan
Acar, Emel Denizaslan, Reynur Coskun ve Bengül Gündas genel yönetim
kurulu üyeligine aday gösterildi.
CHP Kadin Kollari istanbul il Baskani Muazzez Çelebi'nin
de katildigi toplantida ANAP Mugla Milletvekili Lale Aytaman KADER'e üye
oldu. Toplantiyi RP Lideri Necmettin Erbakan'in yegeni, RP istanbul il
Hanimlar Komisyonu Dis iliskiler Baskani Gül Erbakan da bir grup arkadasiyla
birlikte izledi. MILLIYET
Bekâret kontrolüne
son
HÜRRIYET - 17 EKIM 1997, CUMA
Kadin haklarini koruma altina almayi hedefleyen Turkiye,
sonunda genç kizlari da hatirladi. Psikolojik etkileri tamamen gözardi
edilen ve bilinçsizce bekâret kontrollerine gönderilen
genç kizlar, artik bu asagilamaya hayir deme özgürlügünü
kullanabilecekler.
Kizlarimiz iffet adina iffetsiz ilan ediliyor
diyen Insan Haklarindan Sorumlu Devlet Bakani Hikmet Sami Türk,
genç kizlarin gururlarinin artik incitilemeyecegini söyledi.
Bekâret kontrolüne sinirlandirmalar getirmeye hazirlanan bakanlik,
konu ile ilgili ilk adimda ise Insan Haklari Koordinasyon Üst Kurulu
olarak Milli Egitim, Saglik ve Içisleri Bakanligi ile birlikte bir
ortak komisyon kurdu. Türk, komisyonun bekâret kontrolü
konusunda ne tür sinirlandirilmalara gidilebilecegini inceledigini
ifade etti. Devlet Bakani Türk, bekâret kontrola adi
altinda genç kiz ve kadinlari rencide eden bazi uygulamalarin oldugunu
belirterek, söyle konustu: Bekâret kontrolü ya da
zina dolayisiyla adli muayene gerekliligini sadece zorunluluk haline indirgeyecek,
böyle bir kontrol ve muayene yapildigi takdirde de bunun, ilgili genç
kiz ya da kadinin kisiligini rencide etmeyecek, sayginligini zedelemeyecek
sekilde yapilmasi sarttir. Insan Haklari Koordinasyon Üst Kurulu'nda,
bekâret kontrolü ve zina nedeniyle yapilan adli muayenelerde
insan onuru ile bagdasmayan uygulamalara meydan verilmemesini saglayacak
bir düzenlemeye gidilmesi kararlastirilmistir.
YASA CIKABILIR
Türk, cesitli adli islemler icin bekâret
kontrolunun kacinilmaz oldugunu kabul etmekle birlikte, bu durumlarda kadinlarin
gururlarinin zedelenebildigini vurguladi. Bunun için de çesitli
önlemler alinmasi gerektigini ifade eden Türk, bu önlemleri
kurulan komisyonun yardimiyla en kisa sürede alacaklarini belirtti.
Özellikle Çocuk Esirgeme Yurtlari'nda bazi bekâret kontrolu
olaylari yasandigina dikkat çeken Türk, böyle kontrollerin
bazi genç kizlari intihara kadar sürükledigini hatirlatti.
Bunlari engellemeye yönelik çalismalar yapiyoruz
diyen Türk, ancak bu çalismalarin henüz sonuca
ulasmadigini belirtti.
INTIHARA NEDEN OLABILIYOR
Türkiye'de yillardir uygulanan bekâret kontrolleri,
genç kizlarda psikolojik sorunlara neden olabiliyor. Özellikle
Eylül ayinin son haftasinda Istanbul Bahçelievler Yurdu'nda
yasanan intihar girisimleri gözlerin tekrar bu konuya çevrilmesini
sagladi. Yurttan kaçtiklari için bekâret kontrolüne
gönderilmek istenen 12-17 yas arasindaki alti genç kiz, fare
zehiri içerek intihara kalkismislardi. Bekâret kontrolü
utancina dayanamayiz diyen genç kizlar, polisin çabasi
ile son anda kurtarilmislardi.
HÜRRIYET
Kadin isçiye
sigorta güvencesi
HÜRRIYET - 17 EKIM 1997, CUMA
Yargitay, primleri ödenmis ve ise giris bildirgesi düzenlenmis
bir kadin isçinin, sirf Agir ve Tehlikeli Isler Tüzügü
gerekçe gösterilerek çalismisliginin iptal edilemeyecegine
hükmetti. Yargitay 10'ncu Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin bu yöndeki
kararini oybirligiyle bozarken, müfettis raporunun incelenmesi ve
taniklarin dinlenmesinin ardindan karar olusturulmasi gerektigine isaret
etti.
20 yil önce 5 ay çalistigi isyerinin sonradan
bu çalismisligini iptal etmesi üzerine dava açan kadin
isçi, islemin iptalini ve çalismisliginin saptanmasini istedi.
Yerel mahkemenin bu istemi reddetmesi üzerine davayi temyiz eden isçinin
dosyasi Yargitay 10'ncu Hukuk Dairesi'nde tartisildi. Çalisma müfettisinin
Agir ve Tehlikeli Isler Tüzügü uyarinca forkliftle yükleme
yapilan bir isyerinde kadin isçinin çalistirilamayacagini
belirtmesi üzerine, isverenin bir yanlislik oldugundan hareketle bu
kisinin kepçe islerinde çalismasinin olanaksiz oldugunu savunarak
çalismisligini iptal etmesine Daire'den vize cikmadi. Yargitay'in,
isverene karsi çalisanin lehine oybirligiyle aldigi bozma karari
ise söyle:
''Isyeri kayitlari getirtilerek, tutanagi düzenleyen
müfettis, isyerinde çalisan diger isçiler, isveren ya
da temsilcisi tanik sifatiyla dinlenerek; isyerinde, kadin isçinin
yapabilecegi hafif islerin ve büronun bulunup bulunmadigi, kadin isçiye
gereksinim olup olmadigi belirlenerek varilacak sonuca göre karar
verilmelidir.''HÜRRIYET
Dayakçi
erkege hapis geliyor
MILLIYET - 13 EKIM 1997
KADIN ve Aileden Sorumlu Devlet Bakani Isilay Saygin,
kadina siddet uygulanmasina karsi agir para cezasiyla 1.5 - 3 yil arasinda
hapsi öngoren bir taslak hazirladiklarini bildirdi.
Saygin, Kadin Dernekleri Federasyonu'nun dün düzenledigi
çayli sohbet toplantisina katildi. Kadin Statüsü Teskilat
Yasasi'nin 54. hükümet döneminde RP'li bakanlara takildigini
ifade eden Saygin, kadin için ayri bir birim kurmak istediklerini
ve bu hükümet döneminde bunu gerçeklestireceklerini
söyledi.
Kadinin günlük yasamda karsilastigi bir çok
yasal sorun üzerinde çalistiklarini belirten Saygin, ayrica
yurtdisindaki turizm fuarlarinda Türk kadininin emegini sergilemek
ve degerlendirmek için yeni çalismalar yaptiklarini açikladi.
Toplantida konusan dernek yöneticileri de yurt çapindaki
gönüllü kuruluslarin yerel yonetimlerle daha siki isbirligi
içinde çalismak istediklerini ifade ederek, Bakanlik bünyesinde
kadinlar için düzenlenen okuma-yazma kurslarina destek verdiklerini
vurguladilar.
Kadinlar
soyadi kavgasinda umutlu
MILLIYET - 13 EKIM 1997
ANKARA 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin Medeni Kanun'daki
"Kadin kocasinin aile ismini alir" ibaresini Anayasa'ya aykiri bularak,
incelenmesi için Anayasa Mahkemesi'ne göndermesi, kadin bakanlar,
bazi partilerin kadin kollari baskanlari ve sivil toplum örgütleri
tarafindan olumlu bir gelisme olarak degerlendirildi.
iptal edilmesi durumunda, kadina, çocuklari ve
esine soyadini verme hakki taniyacak. Bu düzenlemeye tepkiler söyle:
* imren Aykut (Cevre Bakani): "Bu düzenleme kadina
evlilik içinde bir kisilik kazandiracaktir. Esas olan aile birligini
devam ettirebilmeleridir. En çagdas ve insana en çok yakisan
davranis da budur."
* Güldal Okuducu (CHP Kadin Kollari Baskani): "Banglades'te
bile bu sorunu halletmisler."
* Isilay Saygin (Kadin ve Aileden Sorumlu Devlet Bakani):
"Evli kadinin kendi soyadini da tasiyabilmesini öngören yasayi
uzun ugraslardan sonra erkek egemen bir Meclis'ten çikardik. Bu
bile büyük basaridir. Esitlikçi ve özgürlükçü
bir bakis açisinin ürünüdür. Evli bir kadin
sosyal yasamda kocasinin soyadiyla kendini kabul ettiriyor. Kocasinin soyadini
biraktiginda ise bir çok sorunla karsilasiyor. Bu anlamda özgür
tercihi savunuyorum."
* Edis Erim (ANAP Kadin Kollari Baskani): "Kadin iki
soyadini da kullanma özgürlügüne sahip olmalidir."
* Av. Sema Kendirci (Türk Kadinlar Birligi Genel
Baskani): "Medeni Kanun'da çok büyük esitsizlikler bulunuyor.
Önemli olan bir maddenin degil, bütün maddelerin degistirilebilmesidir."
* Gülen Tankut (Türk Amerikan Kadin Kültür
Dernegi Genel Baskani): "Aile sayginligi bozulmadan, kadin kirsal kesimde
de isteyerek bunu gerçeklestirebiliyorsa bu çok güzel
bir gelismedir."
27.11.1997
[Ana Sayfaya Dönüs]
denizc@usa.net