İHALE YASASI
Bingöl de yıkılan binadan müteahhitin %46 kazandığı ortaya çıktı.
Ve
MÜTEAHHİTLER ODASI bu konuyla ilgili resmi bir açıklamada bulundu.
Açıklamada hiç bir müteahhidin %46 kazanamayacağını, ortalama kazancın
%16
olduğu belirtildi. Bu şekilde haksız bir kazancın oluşabilmesi için
malzemeden çalınması gerektiği de aktarıldı. Toplumda infial yaratan
ve
otoriteyi zor durumda bırakan bu tür olaylarda faciaların yaşanmaması
için
ilk önce kamuoyunda o çok tartışılan İHALE YASASI nın meclisten
geçmesi
gerekiyor. Depremlerde ve sarsıntılarda ilk önce kamu binalarının
yıkılmasının sebebi eksik yapılaşma ve gerekli kontrollerin yapılmaması
olarak da gösterilebilir. Kamu ihalelerinde ise işleyen süreç şu:
İhale
sırasında hükümete yakın çevrelere ihaleler duyuruluyor, yapılan
ihaleler
ise kapalı zarf usulüne göre gerçekleştiriliyor. Yani ihale için
benim
verdiğim teklif, diğer tekliflerden yüksek olsa dahi sırf kabineye
yakın
siyasi çevrelerden geldiğim için, karanlık ilişkilerde ortak olduğumuz
için
kabul ediliyor. Oysa son yıllarda yapılan büyük Özelleştirme ihaleleriyle
birlikte diğer ihalelerde de işlemler kamuoyuna açık olmalı yani
bürokratik
çerçeve şeffaf bir şekilde belirlenmelidir.
2.
olarak İMAR YASASI nın değişmesi gerekiyor. Deprem sonrası yeni
imar yasası ile birlikte yapının jeofizik, jeoloji, inşaat mühendisliği
dallarında kontrol edilmesi gerekiyor. İmar planında bu dallara
ait yetkili
kişilerin imzası gerekiyor. Görünüşte çok güzel, peki gerçekte nasıl?
Bir
bakalım: Mimar tarafından plan çizimi tamamlandıktan sonra İnşaat
mühendisinden daha deneyimli yapı ustası bina yapımı sırasında bütün
işi
üstleniyor (Mühendis çok pahalı ya). Daha sonra belediyeden onay
alınabilmesi için imzalar gerekiyor. Mühendisler sadece imzasını
atıyor ve
inşaat alanına gitmeden parayı alıyor. Sonra Cumburlopp Ohhhhhhhhhh..
Sonra
da deprem ve yitirilen binlerce insan...
Kendimizi
kandırmayalım arkadaşlar..
Herşey değişmeli..
|